Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği'nin düzenlediği 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dikkat çekici açılış konuşmasıyla başladı. Ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının geleceği tartışılırken, Bakan Şimşek'in özel sektöre kaynak sağlanması ve mali disiplin vurgusu öne çıktı. Kongre, sektörün önde gelen isimlerini bir araya getirerek önemli etkileşimlere zemin hazırladı. Şimşek'in açıklamaları, piyasalarda yeni beklentiler oluştururken, yatırımcılar ve uzmanlar tarafından yakından takip ediliyor. Bu kongre, Türkiye'nin finansal geleceğine ışık tutacak önemli tartışmalara ev sahipliği yapıyor.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği tarafından düzenlenen 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, 4 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı.
“Etkileşim” temasıyla düzenlenen ve iki gün sürecek olan Kongre’de, ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının dinamikleri, fırsatları ve geleceği, konunun uzmanları tarafından çok yönlü biçimde ele alınıyor.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen ve iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ile yatırımcıların buluşma platformu haline gelen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin dokuzuncusu, 4 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz’ün konuşmalarıyla devam eden Kongre’de, iki gün boyunca 16 panel, 10 eğitim ve beş atölye çalışması olmak üzere toplam 31 oturum gerçekleştirilecek.
“Özel sektöre kaynak için sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek”
9.Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gelecek dönemde faiz dışı fazlaya geçerek iç borç çevirme oranlarını çok güçlü bir şekilde aşağı çekeceklerini ve bu sayede özel sektöre daha çok kaynak sağlayacaklarını söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Hazine’nin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesiyle aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bunun sayesinde özel sektöre daha çok kaynak bırakacağız. Yani özel sektörün dışlanma etkisi yerine özel sektöre daha çok kaynağın aktarıldığı bir dönem. İşte burada sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek. Sermaye piyasalarının daha da derinleşmesinin önemli koşullarından bir tanesi de budur. Hazinenin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesi aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bu da aslında bugünkü önemli mesajımız. Dolayısıyla biz daha sağlam bir zeminde, sağlam temeller üzerinde sermaye piyasalarımızın derinleşmesini, gelişmesini sağlayacağız. Kamu maliyesi alanında üç tane reform çalışmamız var. Çalışmalar tamamlandı, grubumuza verdik.”
“Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimiz”
Fiyat istikrarının en büyük öncelikleri olduğunu belirten Mehmet Şimşek, burada ilerleme olduğunu söyledi. Mali disiplinin sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemli olduğunun altını çizen Şimşek, “Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir. Gelecek yıl daha çok ilerleme görülecektir. Nihai hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve kapsayıcı büyüme, yani daha adil gelir dağılımıdır" dedi.
Dezenflasyon programında üçüncü evreye 2026’da geçilecek
Dezenflasyon programını üç evreli planladıklarını kaydeden Bakan Mehmet Şimşek, programın ikinci evresinde olunduğunu 2026’da ise üçüncü evreye geçileceğini ifade etti. Şimşek, konuya ilişkin şunları söyledi: "Makroekonomik dengesizliklerin azaldığı, dezenflasyon sürecinin devam ettiği, mali disiplinin tesis edildiği, sürdürülebilir cari dengenin yakalandığı, KKM'den çıkışın tamamlandığı, finansal sistemin ve ekonominin dış ve iç şoklara karşı dayanıklılığının arttığı bir dönemdeyiz. Bu dönemi üçüncü evre takip edecek. Üçüncü evrede de artık fiyat istikrarının sağlandığı ve yapısal dönüşümün başarıldığı dönem olacak. Yani kurala dayalı, kazanımların pekiştiği, tek haneli enflasyonun olduğu, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına indiği, cari açığın kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 1'in altına indiği, verimlilik ve rekabet gücü odaklı reformların hayata geçtiği evre. Bu evreye de gelecek sene geçmiş olacağız."
“Önemli olan trendin kalıcı olmasıdır”
Uygulanan programın sonuç verdiğine dikkat çeken Mehmet Şimşek, "Bakın, enflasyonda bir düşüş var. Kim ne derse desin, 1-2 aylık yavaşlama bunlar normaldir. Hiçbir zaman lineer gitmiyor. Gerçek hayatta iniş çıkışlar oluyor. Önemli olan trendin kalıcı olarak ne yöne gittiğidir" dedi. Enflasyonda kuraklık ve zirai don kaynaklı geçici bir şok yaşandığını söyleyen Şimşek, şu anda gıda enflasyonunun 20 yıllık ortalamanın çok üzerinde seyrettiğini kaydetti. Bakan Şimşek, “Bu sene enflasyon neden 20'li rakamlar değil de 30 civarında kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden biri de yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz" dedi.
“Arz yönlü tedbirler peyderpey fark yaratacak”
Para ve maliye politikasında sıkı duruşun devam ettiğini belirten Bakan Şimşek, gelirler politikasının destekleyici olmaya devam edeceğini, hedeflenen enflasyonla uyumlu yönetilen ve yönlendirilen fiyat düzenlemelerine gideceklerini kaydetti. Negatif çıktı açığının 2028'e kadar süreceğini dile getiren Şimşek, konuya ilişkin şöyle konuştu: "Arz yönlü tedbirlerimiz peyderpey fark yaratacak. Mesela deprem bölgesinde konut açığının gideriliyor olması önemlidir. Şimdi 500 bin sosyal konutun devreye alınacak olması önemli arz yönlü bir katkıdır. Neden? Çünkü kira enflasyonu şu anda manşet enflasyonun iki katından daha hızla gidiyor da ondan dolayı. Dolayısıyla önemli olan burada, dezenflasyonu destekleyici bir politika çerçevesi var mı yok mu meselesi. Yoksa 1-2 aylık perspektif konusu değil. Biz 1-2 aylık iyi gidişatı da büyütmeyiz, 1-2 aylık yavaş gidişatı da çok büyütmeyiz. Bizim için önemli olan çerçevedir ve çerçeve çok güçlü bir şekilde dezenflasyonisttir."
“Deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen bütçe açığı düşürüldü”
Depreme ve diğer olumsuz gelişmelere rağmen bütçe açığının düşürüldüğünü belirten Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti hükümetlerinin bence en büyük başarısı uzun vadede bütçe açığının milli geliri oranını yüzde 3'ün altında, ortalama yüzde 2,4'te tutmuş olmasıdır. Türkiye'deki kazanımların arka planında en önemli faktörlerden bir tanesi budur. Şimdi tekrar bütçe açığını deprem dâhil kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına çekeceğiz."
Kamu harcamalarında da önemli bir kısıtlama yapıldığını belirten Şimşek, "Harcama disiplini devam edecek ve bu konuda uygulamalarımıza başarılı bir şekilde devam edeceğiz. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele sonuç veriyor. Muazzam bir ilerleme var. Bu da devam edecek" diye konuştu.
"Cari açıktaki iyileşme devam edecek"
Cari açıkta ciddi bir iyileşme olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, tasarruf amaçlı alınan altının ayrılması halinde iyileşmenin çok net görülebildiğini, altın haricinde cari fazla verdiklerini kaydetti. Cari açıktaki iyileşmesinin süreceğini belirten Şimşek konuya ilişkin şunları söyledi: "İthal ağırlıklı fosil yakıtlara bağımlılığı azaltıyoruz. Bu da bizim cari açığımızı iyileştiriyor. Hizmet ihracatını önceliklendirdik ve güçlü bir seyir içerisinde devam ediyor. Etrafımızdaki savaşlar sona ererse Türkiye'nin hizmet ihracatında büyük bir patlama olacak. Sanayi politikalarıyla katma değer zincirinde yukarı çıkıyoruz. Yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminde de artış var. Bütün bunlar cari açıktaki iyileşmenin konjonktürel, geçici olmadığını, nispeten kalıcı bir yapıya doğru gittiğini gösteriyor. Tabii ki biz burada durmayacağız, yapısal dönüşümle birlikte bunu daha kalıcı bir zeminde götüreceğiz.”
Uygulanan program sayesinde rezerv yeterliliğinin sağlandığını vurgulayan Şimşek, koşullu yükümlülükleri azalttıklarını, risk priminin ciddi şekilde düştüğünü kaydederek, "Biz bu programı sabırla ve kararlılıkla uygulayacağız. Bakın altını çizmek istiyorum sabır ve kararlılıkla. Kredi notumuzda önemli artışlar oldu. Yapısal dönüşüm ve dezenflasyonla birlikte tekrar not artışları gündeme gelecek. Dolayısıyla Türkiye, tekrar yatırım yapılabilir ülke statüsüne, kredi notu anlamında söylüyorum, tekrar gelmiş olacak" dedi.
"Sermaye piyasalarının derinleşmesi olmazsa olmazımızdır"
Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleştirilmesi için sermaye piyasalarının derinleşmesinin olmazsa olmaz olduğuna söyledi. Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu konuda da kararlıyız. Ne kayıt dışılıkla mücadele konusunda ne diğer konularda bunun gürültüsünü yapmıyoruz. Oturup çalışıp esas sonuç almaya çalışıyoruz. Nitekim sermaye piyasalarına yönelimin bu kadar güçlü bir şekilde artmış olması, yani belki bir nokta olarak görebilirsiniz ama bu yılın ilk 9 ayında firmalarımızın sermaye ihtiyaçlarının yüzde 30'undan fazlasını sermaye piyasalarından edinmiş olması bence çok değerlidir. Yüzde 10'lardan yüzde 30'lar... İşte bu seviyeleri koruyup artıracağız. Bizim hedefimiz, kıt kaynaklarımızı üretken alanlara aktarmaktır. Türkiye ancak bu şekilde gelişecek, ancak bu şekilde kalkınacak. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, manipülasyonla mücadele alanında cezaları artıracaklarını ve düzenleyici çerçeveyi güçlendireceklerini belirterek, "Eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız."
Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesi Türkiye Yüzyılı hedefleri arasında…
Türkiye Yüzyılı hedeflerinin arasında "sermaye piyasalarının geliştirmesi ve derinleştirmesi" olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, bu çerçevede özellikle düzenleyici yapının sürekli iyileştirilmesini önemsediklerini söyledi. Teknolojik altyapı noktasında bir eksikliklerinin bulunmadığını kaydeden Şimşek, bazı alanlarda ilave ve düzenleyici çabalarının olacağını, ürün çeşitliliği ve yatırımcı tabanının genişletilmesi alanında atacakları adımlar bulunduğunu ifade etti.
Dijitalleşme ve yeni ürünler konusunda gelişmelere ayak uydurmaları gerektiğine dikkat çeken Şimşek, “Kalkınma yatırım bankacılığının geliştirilmesi bu ekosistemin güçlendirmesi açısından önemli bir başlık” dedi.
“Sermaye piyasalarına dayalı bir finansman modeline geçiş yapmak istiyoruz”
Türkiye'de bankacılık ağırlıklı bir finansman modelinin söz konusu olduğunu belirten Şimşek, konuya ilişkin şunları söyledi: "2023 yılı ortasındaki rakamlara göre Türkiye'de maalesef şirketlerimizin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12'si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88'i bankacılık ve finans sektöründen. ABD yüzde 60 sermaye piyasaları ağırlıklı bir finansman modeline dayanıyor. AB yüzde 30'lar civarında. Bankacılık ağırlıklı bir finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı bir finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Neden? Çok basit. Aslında bu geçiş bizim Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecek de ondan dolayı. Kaynaklarımızı üretken alanlara, uzun vadeli projelere, yatırımlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu mevduat vadesi çok sınırlı olan bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil."
"Finansmanın yüzde 34'üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş"
Kaynakların uzun vadeli olarak lirada tutulup değerlendirilmesini hedeflediklerini, firmalar ve tüm kesimler için kur riskinin yönetimi açısından liraya talebi artırmak istediklerini kaydeden Bakan Şimşek, bunun doğal olarak sermaye piyasaları odaklı bir modeli gerektirdiğine dikkat çekti. Burada bir miktar mesafe katettiklerini ifade eden Şimşek, şunları söyledi: "2025'in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34'üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye'de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz."
Sermaye piyasalarına ciddi bir yönelim olduğunu ve ilginin arttığını belirten Şimşek, "Burada özellikle tahvil ihraçları, kira sertifikası ihraçlarını ben çok önemsiyorum. Bu alanın çok daha güçlü bir şekilde gelişmesi için tabii ki bizim yapacaklarımız var. Fiyat istikrarı en önemli husus. Sağlam bir zeminde bu alana artan ilginin güçlenerek devam etmesi bizim için çok değerli" dedi.
Kriptodaki düzenlemeler önemli
Yenilikçi ve dijital ürünlere yönelik düzenleme ihtiyacının olabileceğini anlatan Mehmet Şimşek, geçen yıl kriptoya ilişkin düzenlemenin önemli bir adım olduğunu söyledi. Katılım finans araçlarının, yeşil finans ve sürdürülebilir finans ürünlerinin yaygınlaştırılmasının önemine de dikkat çeken Şimşek, kurumsal yönetim ve şeffaflığının artırılmasına ilişkin düzenlemeleri ve kadınların halka açık şirketlerde yönetim kurulunda temsilini çok değerli bulduğunu vurguladı.
"Manipülasyonla mücadelede cezaları çok daha ağır hale getireceğiz”
Manipülasyonla mücadele konusunda düzenleme ihtiyacı olduğunu belirten Şimşek konuya ilişkin şunları söyledi: "Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Sermaye Piyasası Kurulumuzu, Başkanımız İbrahim Gönül ve ekibini tebrik ediyorum. Bu konuda geçen yıl önemli bir platformun lansmanını yaptık. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu."
"Piyasaların derinleşmesi bizler için en önemli hedef "
Sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının gelişmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Şimşek, hem fonların büyüklüğünün hem borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın hem de yatırımcı sayısının ekosistemdeki pozitif enerjiyi gösterdiğini söyledi. Bunlara rağmen hisselerin sadece 51 gün tutuluyor olmasının ayrı bir problem olduğunu vurgulayan Şimşek, konuya ilişkin şöyle konuştu: "Bu konular hakikaten üzerinde çalışmamızla sonuç alacağımız, sadece regülatörlerin, düzenleyici kuruluşların, kamunun yapabileceği bir iş değil. Bütün sermaye piyasalarının, ekosistemin birlikte başaracağı bir konu. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmesini, eski seviyelere gelmesini istiyoruz. Bunun için de yapacağımız birtakım düzenlemelerle sisteme olan güvenin güçlendirilmesi, ekosistemin iyi işlemesi, en önemlisi de dezenflasyon programının başarıya ulaşması gerekiyor. 2023'ten bu yana ilgi arttı, doğru bir trendde ve doğru yoldayız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi bizler için en önemli hedeflerin başında geliyor."
Son dönemde piyasalarda derinlik arttı
Bakan Şimşek, konuşmasında, geçmiş yıllarda Borsa İstanbul'da ilginin arttığı dönemlere ilişkin örnekler vererek, 3 yıllık hareketli ortalamalara bakıldığında son dönemde piyasalarda derinliğin arttığını söyledi. Şimşek, "Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul'un piyasa değerinin GSYH'ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir" dedi.
“Borsa bir oyun alanı değildir”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, halka arzlarda sermaye piyasası kurulundan beklentilerinin olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kural bazlı gitmemiz lazım. Sürecin şeffaf, kurala dayalı olması gerekli. Bu yönde de önemli adımlar atıldığını biliyorum. Halka arzların da önümüzdeki dönemde tekrar güçlü şekilde başlaması da önemli bir husus. Kurumsal yönetişim ve şeffaflığa değindim. Bu alanda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Manipülasyonla mücadele konusunu zaten konuştuk. Finansal okuryazarlık en kritik bileşenlerin başında geliyor. Bence uzun vadeli bakış açısının eksik olmasının da temelinde bu var. Yoksa mevduatın vade olarak pay sahipliği süresi başka türlü anlatılamaz."
Borsanın bir oyun alanı olmadığına dikkat çeken Şimşek, “Borsa yatırımda; uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık şart. Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız" diye konuştu.
“Yapılan düzenlemeler ve alınan kararların piyasa etkilerini iyi analiz ediyoruz”
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül ise 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasına; bu yıl Kongre’nin ana teması olan “Etkileşim”in önemine vurgu yaparak başladı. Gönül, “Etkileşim; piyasaların, şirketlerin, aracı kurumlar ve düzenleyici otoritelerin aldıkları kararların birbirini karşılıklı olarak etkilemesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Sermaye Piyasası Kurulu olarak Sermaye piyasalarının düzenleyici kurumu olarak aldığımız kararların öneminin farkındayız ve piyasa içerisindeki etkileşiminin önemini biliyoruz. Bizler yapılan düzenlemeler ve alınan kararların piyasa etkilerini çok iyi analiz ediyor ve kararlarımızı piyasa aktörleri ile diyalog içerisinde kendilerini dinleyerek almaya çalışıyoruz. Bu konuda her zaman en büyük destekçilerimiz hiç şüphesiz Borsa İstanbul ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olmuştur” dedi.
Halka açık şirket sayısı 587
Türkiye sermaye piyasalarının büyümesine devam ettiğini vurgulayan Gönül, Borsa İstanbul pay piyasasında işlem yapan yatırımcı sayısının 6.5 milyon, yatırım fonları aracılığı ile yatırım yapan yatımcı sayısının ise 5.5 milyonu geçtiğini belirtti. Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık şirket sayısının da 587 olduğunu söyleyen Gönül, sözlerine şöyle devam etti: “Şirketlerin özellikle halka arz tarafında daha fazla bilgilendirilmiş olmaları ve piyasalarımızın bilinirliğinin artmasıyla birlikte bu konuda ki talepler de artarak devam etmektedir. Sermaye piyasalarında yerini almak isteyen şirketlerin kapasite ve istihdamın artırmak için gerek tahvil ihraçlarına gerekse halka arzlara olan talepleri piyasamızın büyümesine önemli katkı sağlamaktadır. Beş yıl gibi kısa bir zamanda tamamlanan 200’e yakın halka arz yatırımcı tarafında da büyük ilgi görmüştür.”
“Gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil ediyoruz”
Türkiye sermaye piyasaları olarak dünya sermaye piyasalarının gelişimlerini yakından takip ettiğini belirten Gönül, “Gösterdiğimiz ilerleme ile gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil ediyoruz. Yapay zekâ, kripto varlıklar, tokenizasyon, fintek ve sürdürülebilirlik gibi konularda dünyaya örnek olan düzenlemeler yaptık. Öte yandan sürdürülebilirlik ve yeşil borçlanma araçları özellikle önem verdiğimiz konulardandır. 2025 yılında toplam 246 milyar TL’lik yeşil ve sürdürülebilir borçlanma aracı ihracına izin verilmiştir. Sermaye piyasalarında ki dijital dönüşüme yaptığımız hazırlıklar ise devam ediyor. Dijital dönüşümün sağlayacağı etkileşimlerin sermaye piyasalarında yeni dinamiklerin oluşumuna neden olacağını düşünüyoruz. 2024 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kripto varlık hizmet sağlayıcılar Kurulumuzun düzenleme ve denetim yetkisi altına girmiştir. Bu düzenlemeyle Kurulumuz önemli sorumluluklar üstlenmiştir” diye konuştu.
“Yatırımcıların sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmaları önemli”
Konuşmasında yatırımcılarla etkileşime de değinen SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, tasarruf ve yatırım yapan bireylerin bilgi seviyelerinin aynı zamanda finansal sistemde faaliyet gösteren kurumların, piyasaların ve mekanizmaların sağlıklı çalışmasında önemli bir itici güç oluşturduğunu söyledi. Sermaye piyasalarındaki ürün ve hizmet yelpazesinin genişlemesiyle birlikte yatırımcıların karşılaştıkları fırsat ve risklerin de kapsamının genişlediğini vurgulayan Gönül, “Böyle bir ortamda yatırımcıların yatırım araçlarına ilişkin sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmalarının önemi de artmaktadır. Bu nedenle son dönemde özellikle finansal okuryazarlık konusundaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Geçen yıl Sayın Bakanımızın himayelerinde Sermaye Piyasası Kurulu olarak Finansal Okuryazarlık Platformu'nu hayata geçirdik. Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarıyla finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokollerini ivedi şekilde imzaladık. Ülkemizdeki tüm kesimleri kapsayacak biçimde eğitim planlamalarımızı yaptık ve eğitimlere başladık. Özellikle pay piyasasında etkin bir yer tutan gençlerimizden yatırımcı olarak daha çok yer almasını hedeflediğimiz kadınlara, girişimcilerden iş dünyasına kadar toplumun tüm kesimlerine yönelik gerçekleştirdiğimiz eğitim programlarımızı ihtiyaç ve beklentilere uygun olarak güncelleyerek aralıksız sürdürüyoruz” dedi.
Yatırımcıları dolandırıcılık, manipülasyona karşı dikkatli olmaya çağırdı
“Teknolojinin hızla gelişmesiyle beraber sosyal medya platformlarında piyasalarımıza yönelik olarak dolandırıcılık, manipülasyon ve izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri için kullanıldığına daha fazla şahit oluyoruz” diyen Gönül, şunları söyledi: “Gerek Kurulumuz gerekse Birlik nezdinde bu tür faaliyetlerle mücadelemizi artırırken vatandaşlarımızı bir kez daha bu tür faaliyetlere karşı dikkatli olmaya ve finansal okur yazarlıklarını artırmaya davet ediyoruz. Sermaye piyasalarımızın güven, derinlik ve kapsayıcılık ekseninde büyümeye devam etmesi, finansal sistemimizin sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin en önemli güvencesidir. Bu hedef doğrultusunda, SPK olarak üzerimize düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.”
Bakan Şimşek’e özel teşekkür
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sermaye piyasalarına yönelik yakın ilgisi, vizyoner yaklaşımı ve her daim sürdürdüğü güçlü desteğin kendileri için büyük bir güç kaynağı olduğunu söyleyen Gönül, “Bugün burada bizi yalnız bırakmadığınız için teşriflerinizden dolayı şahsım ve Kurulum adına şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, bu organizasyonun hazırlanmasında büyük emekleri geçen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Pamir Karagöz’e, Borsa İstanbul Genel Müdürü Sayın Korkmaz Ergun’a ve değerli ekiplerine teşekkür eder, kongrenin başarıyla sonuçlanmasını temenni ederim” dedi.
Korkmaz Ergun: Teknoloji ihraç eden bir şirketiz
9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi açılışında konuşan Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Borsa İstanbul Grubu olarak, şirketlerin büyümesine katkı sağlamak ve yatırımcılara etkin bir piyasa sunmak amacıyla paydaşlarıyla iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi. Teknolojisi tamamıyla yenilenen ve tüm kaynak kodlarına sahip olan BİST Teknoloji Sistemi ile kesintisiz hizmet verildiğini kaydeden Ergun, “BİST Teknoloji Akademisi ile sektörümüze nitelikli insan kaynağı yetiştiriyoruz. Yüksek standartlarda kurduğumuz yeni veri merkezimizi gelecek yılın başında devreye alacağız. Böylece siz değerli aracı kurumlarımızın tüm taleplerini fazlasıyla karşılayacağız. Operasyonlarımızda yapay zekânın kullanım alanını genişletiyoruz. Kendi teknolojisini üreten ve ürettiği teknolojiyi ihraç eden bir şirketiz. Bu kapsamda, daha önce Ortadoğu ile gerçekleştirdiğimiz teknoloji ihracatına, bu sene Orta Asya ile devam ediyoruz” dedi.
“T+1’e geçiş hazırlıkları sürüyor”
Takas süresinin T+2’den T+1’e geçiş hazırlıklarının sürdüğünü hatırlatan Ergun, duyurulan takvime uyum sağlamanın öneminin altını çizerek “Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Deprem hazırlıkları kapsamında Borsa İstanbul olarak Ankara’da yedek veri merkezinin çalışmalarına başladıkları bilgisini veren Ergun, “Aracı kurumlarımızın Borsamızın Ankara’daki yedek veri merkezine olan bağlantılarını test etmelerini çok önemsiyoruz” dedi.
Borsa endekslerini IOSCO kriterlerine uyumlu hale getirdiklerini belirten Ergun şunları söyledi; “Katılım finansı ve sürdürebilirlik alanındaki endekslerimizin çeşitliliğini arttırdık. Böylece endekslerimizin üzerine aracı kuruluşların daha fazla fon kurabileceği bir zemini oluşturduk. Ayrıca, Girişim Sermayesi Pazarını aktif hale getirdik.”
“İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefiyle çalışıyoruz”
Borsa İstanbul’un Dünya Borsalar Federasyonu’nun yönetim kurulu üyesi olduğunu anımsatan Korkmaz Ergun, “Dünya Borsalar Federasyonu’nun 2025 yılı genel kurulu ve yıllık toplantısına yüksek bir katılımla İstanbul’da ev sahipliği yaptık. İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu’nun genel sekretaryasını da yürütmeye devam ediyoruz. Türkiye yüzyılı vizyonunda, İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz. Bu süreçte, en önemli iş ortaklarımız, siz değerli aracı kurumlarımız, portföy yönetim şirketlerimiz, kurumsal yatırımcılarımız, halka açık şirketlerimiz ve derneklerimizdir. Bu nedenle, tüm paydaşları bir araya getiren, bu önemli kongreyi düzenleyen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
TSPB Başkanı Karagöz: Tüm paydaşlarımızla güçlü bir etkileşim içindeyiz
9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasını yapan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz ise “Kongre’nin ana teması olan “Etkileşim” ile sermaye piyasalarımızın ve finansal ekosistemimizin dinamiklerini, geleceğini ve sunduğu fırsatları çok yönlü bir şekilde ele almayı hedefledik” dedi. TSPB’nin 69 aracı kurum, 55 banka, 76 portföy yönetim şirketi ve 67 yatırım ortaklığı olmak üzere toplam 267 üyesi ile finans sektörünün en kapsayıcı meslek örgütü olduğuna vurgu yapan Karagöz, “Bu kapsayıcılığın getirdiği sorumluluğun bilinciyle Birlik olarak; Hükümetimiz, Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul, Takasbank, MKK ve tüm üyelerimizle güçlü bir etkileşim ve işbirliği içerisinde çok yönlü faaliyetler gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
Gençler ve kadınlardan sermaye piyasalarına yoğun ilgi
Pandemi döneminin sermaye piyasaları açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Karagöz şunları söyledi: “Bu süreçte hem arz hem de talep tarafında piyasamıza yoğun bir yönelim yaşandı. 2019 yılında 1.2 milyon olan yerli bireysel pay senedi yatırımcı sayısı, Ekim 2025 itibariyle 6.5 milyon oldu. Yerli yatırımcıların yatırım fonlarına ilgisi de artıyor. Portföy yönetim şirketlerince yönetilen fonların çeşitliliği artarken, yatırımcı sayısı 2025 yılı Ekim itibarıyla 5.6 milyona ve toplam portföy büyüklüğü 9.7 trilyon liraya ulaştı. Pay senedi, yatırım fonları ve diğer araçları da eklediğimizde sermaye piyasalarındaki yatırımcı sayısı 10.5 milyon seviyesine ulaştı.”
Sermaye piyasalarına son yıllarda gençlerin ve kadınların yoğun ilgi gösterdiğini anımsatan Karagöz, “2024 yıl sonu itibariyle yerli bireysel pay senedi yatırımcılarının yüzde 35’ini kadınlar ve yüzde 48’ini 40 yaş altı yatırımcılar oluşturdu. Bu umut verici bir gelişme” dedi.
Yabancı yatırımcıların pay senedi varlıkları 31 milyar dolara ulaştı
Bireysel yatırımcı sayısı yüksek olsa da ülkemizde uzun vadeli tasarruf ve yatırım anlayışı henüz oturmadığına dikkat çeken Karagöz, “2024 yılında borsa şirketlerini elde tutma süresi yerli yatırımcılarda 51 gün. Yatırımcılar halâ kısa vadeli kazanç motivasyonu ile şirketlere ortak oluyor. Bu yaklaşımı değiştirmek için yatırımcıları uzun vadeli yatırımlara yönlendirecek teşvik edici mekanizmaların geliştirilmesi ve finansal okuryazarlığın artırılmasını çok önemli buluyoruz” diye konuştu
Yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarında son dönemde yeniden artış yaşandığını belirten Karagöz, pay senedi varlıklarında yabancı yatırımcıların payının yüzde 37.5 olduğunu vurguladı. Karagöz, 2023 ortasında 22 milyar dolara inen yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarının ise Ekim 2025’te 31 milyar dolara ulaştığını ifade etti.
“Finansal getiri kadar sürdürülebilirlik, şeffaflık ve sosyal sorumluluk da önemli”
Pamir Karagöz, yatırımcı profilinin gençleşmesiyle finansal getirinin yanı sıra yatırımların sürdürülebilirlik, şeffaflık ve sosyal sorumluluk gibi değerlerle uyumlu olmasına da önem verildiğini kaydetti. Yeşil ve sosyal tahvil ihraçlarının artması, sürdürülebilirlik endekslerinin geliştirilmesi, karbon piyasalarının kurulması ve ESG odaklı fonların çeşitlendirilmesiyle, Türkiye’nin küresel sürdürülebilir finans ekosisteminde daha görünür bir aktör olabileceğini de vurgulayan Karagöz şunları söyledi; “Geleceği sürdürülebilir kılmanın anahtarı, sosyal ve cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Bu noktada kadınların iş hayatına daha fazla katılımını sağlamanın yanı sıra karar alma süreçlerinde de etkinliğini artırmamız gerekiyor. Cinsiyet eşitliği; kurumsal performans, yönetim kalitesi ve sürdürülebilir kalkınma açısından stratejik bir önem taşıyor. Borsa İstanbul halka açık şirketlerimizdeki kadın yönetim kurulu üyesi oranı 2012’de yüzde 11,5 iken 2024’te yüzde 19’a çıktı. Türkiye’de halka açık şirketlerimizin yüzde 35’inde hiç kadın yönetim kurulu üyesi bulunmuyor. Kadın üye sayısının dünya standartlarına gelebilmesi için Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin Avrupa Birliği uygulamasına paralel olarak güncellenmesini çok önemli buluyoruz.”
“Finansal dijitalleşmede güvenlik çok önemli
Finansal hizmetlerin dijitalleşmesi, algoritmik işlemler, makine öğrenimi, robo-danışmanlık ve yapay zekâ kullanımının sermaye piyasalarında hızla yaygınlaştığını belirten Karagöz, blok zincir teknolojilerinin gelişmesinin yatırımcılar ve sermaye piyasası için de önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Büyük bir hızla dijitalleşen, teknolojik alt yapılara yatırım yapan tüm oyuncular için güvenlik konusunun önemli olduğuna vurgu yapan Karagöz, “Sektörümüzün yakaladığı bu gelişim ivmesinin; kurumlarımızın aldığı güçlü güvenlik önlemleri ve yatırımcıların bilinçli tercihleriyle daha da büyüyecektir” dedi.
Sermaye piyasalarının yarattığı dinamikler, fırsatlar ve gelecek konuşuluyor
9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında toplam 16 panel, 10 eğitim modülü ve 5 atölye çalışması gerçekleşiyor. “Etkileşim” ana temasıyla düzenlenen Kongre’de; “Ekonomik Etkileşim”, “Teknolojik Etkileşim” ve “Yapısal Etkileşim” panel başlıklarıyla küresel arenada ve Türkiye gündemindeki konular, “dinamikler”, “fırsatlar” ve “gelecek” bakış açısıyla alanında uzman kişilerin katılımıyla ele alınıyor. Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarında yeni eğilimler, yeni ürünler, yeni teknolojiler, alternatif yatırım araçları ve alanları, dijital dönüşüm, yeşil finans ve toplumsal dönüşüm alanlarındaki yenilikleri ve gelişmeler ele alınarak, geleceğe dair önemli perspektifler sunuyor.
Birinci günün ana konuşmacısı Digital Darwinizm yazarı Tom Goodwin
“Digital Darwinizm” kitabının yazarı Tom Goodwin, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde ana konuşmacı olarak yer aldı. Goodwin konuşmasında “Finansal Hizmetlerin Geleceği”ni anlattı. Goodwin; “Finans Sektöründe Teknoloji”, “Düzenleme”, “Tüketici Beklentileri ve Rekabet Paradigmasındaki Dönüşüm”, “API Temelli Düşünce”, “Blockchain” “Yeni Nesil Teknolojiler: AI ve Makine Öğrenmesi”, “Yapay Zekâ ile Karar Alma ve Otomasyon Süreçleri”, “Geleceğin İş Gücü ve Yapay Zekâ ile İş Birliği” gibi başlıklarda ufuk açıcı bir konuşma yaptı.
Bu yıl da sosyal sorumluluk projesi Darüşşafakalı öğrenciler için…
Eğitime büyük önem veren ve finansal okuryazarlık konusunda da ciddi eğitimler veren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği kongre kapsamında, “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” sosyal sorumluluk projesi ile eğitime destek oluyor. Kongre kapsamında bu yıl da 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresine kayıt yaptıran katılımcılar adına sosyal sorumluluk projesi sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağış yapıldı. Bu sosyal sorumluluk projesi ile Darüşşafaka Cemiyetinin 1863’ten bu yana sürdürdüğü “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuna destek olunacak; annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilerin nitelikli eğitimine katkıda bulunulacak. Ayrıca kongre katılımcıları da isterlerse www.darussafaka.org sayfasındaki “Bağış Yap” sekmesinden kredi kartı veya banka kartıyla da online bağış yapabilecek.
Kongre sponsorların desteğiyle gerçekleşiyor
Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana sponsoru Borsa Grubu (Borsa İstanbul A.Ş., Takasbank A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.) oldu. Kongre’nin platin sponsorluğunu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Midas Menkul Değerler A.Ş. ve Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Kongre’nin altın sponsoru QNB Invest ve gümüş sponsorları Aktif Yatırım Bankası A.Ş., Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sigorta Birliği oldu. Kongre’nin sosyal sorumluluk proje sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yaka kartı ve ipi sponsorluğunu Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yönlendirme sponsorluğunu Osmanlı Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Fiziki stant sponsorları arasında ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş., Deniz Portföy Yönetimi A.Ş. ile Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. ve destek sponsorları arasında GCM Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve PhillipCapital Menkul Değerler A.Ş. yer aldı.
Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı
9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in konuşması, özel sektöre kaynak aktarımı ve mali disiplin konularına odaklandı. Şimşek, faiz dışı fazlaya geçerek özel sektöre daha fazla kaynak bırakılacağını ve sermaye piyasalarının bu noktada büyük sorumluluk taşıdığını belirtti. Fiyat istikrarı ve mali disiplinin önemine vurgu yaparken, dezenflasyon programının 2026'da üçüncü evreye geçeceğini ifade etti. Kongre, sektör temsilcilerini bir araya getirerek, sermaye piyasalarının derinleşmesi, yatırımcı tabanının genişletilmesi ve manipülasyonla mücadele gibi önemli konuların tartışılmasına olanak sağladı. Kongre, Türkiye'nin finansal geleceği için stratejik öneme sahip konuların ele alındığı bir platform oldu.