26 Mayıs 2025 Pazartesi
DOLAR 39.02 ₺
EURO 44.58 ₺
STERLIN 53.08 ₺
G.ALTIN 4,200.02 ₺
BTC 109,653.71 $
ETH 2,560.39 $
BİST 9,356.04

    9 Yaşındaki Oğuzhan'ın Ölümünde Yeni İddialar! Soruşturma Yeniden Açıldı

    Yerelİstanbul 10
    Yayınlama: 26 Mayıs 2025 Pazartesi 00:56 Kaynak: Birlik Haber Ajansı

    9 yaşındaki Oğuzhan Moğol'un şüpheli ölümüyle ilgili yeni tanık ifadeleri ortaya çıktı. Soruşturma derinleşiyor, ihmal mi cinayet mi sorusu gündemde!

    9 Yaşındaki Oğuzhan'ın Ölümünde Yeni İddialar! Soruşturma Yeniden Açıldı

    İstanbul'da yaşanan trajik olayda, 9 yaşındaki Oğuzhan Moğol'un ölümü yeni tanık ifadeleriyle yeniden gündeme geldi. Olayın bir kaza mı, yoksa bir cinayet mi olduğu sorusu yanıt arıyor. Babanın iddiaları ve küçük kız kardeşin yürek burkan ifadeleri, soruşturmanın seyrini değiştirecek mi? Kamuoyu, Oğuzhan için adaletin yerini bulmasını bekliyor. İşte olayın perde arkası ve tüm detaylar...

    Meltem SUZAN ZEKİ /İSTANBUL -BHA Oğuzhan Moğol, 20 Ağustos 2024 günü dayısının evinde pencereden düşerek yaşamını yitirmişti. Yeni tanık ifadeleri sonrası soruşturma yeniden başlatıldı. 9 yaşındaki Oğuzhan Moğol’un trajik ölümü, ülke gündemini sarsmaya devam ediyor. Oğuzhan Moğol, 20 Ağustos 2024 günü dayısının evinin penceresinden düşerek yaşamını yitirmişti. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu olayın sıradan bir kaza olmadığı iddiaları, olayın üzerindeki soru işaretlerini artırdı. Oğuzhan’ın ölümünün ardında bir ihmal olup olmadığı araştırılırken cinayet şüphesi üzerinde de duruluyor. Olayın detayları ve çocuğun düşüş şekli, kazadan ziyade şüpheli bir durumu işaret ediyor. 9 YAŞINDAKİ OĞUZHAN MOĞOL NASIL ÖLDÜ? Baba Ersin Moğol ile anne İrem Y.’nin boşanmalarının ardından 9 yaşındaki Oğuzhan ile 7 yaşındaki Güneş’in velayeti mahkeme kararı ile anneye verilmişti. Anne İrem Y. çalıştığı için çocuklara bazen annesi bazen de üvey erkek kardeşi ile eşi bakıyordu. Anne İrem Y. yine işe gideceği bir gün çocuklarını üvey erkek kardeşinin evine bırakmıştı. Olay, 20 Ağustos 2024 günü İstanbul'da yaşandı. Küçük Oğuzhan’ın, pencere önünde oyun oynarken düştüğü belirtildi. İlk bakışta trajik bir ev kazası gibi görünen olayda, baba Ersin Moğol’un açıklamaları bambaşka bir gerçeğe işaret ediyor. Ersin Moğol, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda, olayın sıradan bir kaza olmadığını ve bazı detayların örtbas edilmeye çalışıldığını öne sürdü. Oğlunun düşüşüyle ilgili çelişkili ifadeler ve evdeki düzenlemeler, olayın aydınlatılması için daha derinlemesine bir soruşturma yapılması gerektiğini gösteriyor. Ersin Moğol, kızı Güneş’in olaya şahit olduğunu ve kendisine olanları şu şekilde aktardığını söyledi: “Yengem yerleri siliyordu, yerler kaygan olduğu için abimin ayağı kaydı ve düştü.” Ancak baba Ersin Moğol, o sırada konutta bulunan herkesin olayla ilgili farklı beyanlarda bulunduklarını, olayın perde arkasında bir cinayet olabileceğini savundu. Ersin Moğol ifadesinde, kızı Güneş’in, dedesi tarafından gerçekleri söylememesi için tehdit edildiğini söyledi. 7 yaşındaki Güneş, abisi Oğuzhan’ın ölümünden bu yana psikolojik destek almaya devam ediyor. Oğlunun ölümünün perde arkasında karanlık bir gerçek olduğunu öne süren Ersin Moğol, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda bazı detayların gizlenmeye çalışıldığını iddia etti. Çocuğun düştüğü evdeki düzenlemeler ve çelişkili ifadeler ise olayın sıradan bir kaza olup olmadığı konusunda kamuoyunda büyük bir tartışma yarattı. Baba Ersin Moğol, verdiği ifadede ayrıca şu detayları paylaştı: “Eski eşim çocukların bakımını sağlayamıyordu. Kendi hayatını yaşamak istediği için çocuklarımın bakımını ya bana ya da kendi ailesine bırakıyordu. Eski eşim İrem’in çocuklarımla iletişim kurmaya yönelik bir çabası yoktu. Sevgilisi ile birlikte kendi hayatını yaşarken çocuklarım sürekli benim ya da İrem’in ailesinden birilerinin evinde kalmak zorundalardı. Oğlumu İrem’in ihmali yüzünden kaybettim. Nasıl öldüğünü hala bilmiyorum ama basit bir kaza olmadığından eminim. Bu yüzden olayın ivedilikle araştırılmasını, bu süreçte ise kızım Güneş’in velayetinin bana verilmesini istiyorum. Bir evladımı kaybettim, en azından Güneş’imi koruyabileyim istiyorum.” Anne İrem Y. ise ifadesinde şunları paylaştı: “Oğlum Oğuzhan’ın ölümünün ardından kızım Güneş ile birlikte ben de psikolojik destek almaya başladım. Kızım Güneş, kendisine ait odası olmasına rağmen abisinin ölümünden bu yana odasında kalmak istemediği için benimle uyuyor. 2 öz 2 üvey kardeşim var. Tüm kardeşlerimle ilişkim gayet iyidir. Ailemin hiçbir üyesinin suç geçmişi bulunmamaktadır. Oğuzhan’ın dayısı ile yani üvey kardeşimle arası çok iyiydi. Bu yüzden kardeşimin evine kendisi gitmek isterdi. Olay günü çocuklarım, babamın evindelerdi. Erkek kardeşim babamın evinden alıp kendi evine götürmüştü. O sırada evde erkek kardeşim, eşi, eşinin annesi ve çocuklarım vardı. Güneşle oyun oynuyorlarmış ve oyunu Oğuzhan kazanmış. Oğlum kazanmanın sevinci ile koltukta zıplarken açık olan pencereden aşağı düşmüş. Ben o sırada işyerindeydim. Olay bana bu şekilde aktarıldı. Kızım Güneş abisinin ölümünden bu yana yalan söyleme davranışı geliştirdi. Kızımla ilişkim kötüye gitmeye başladı çünkü Güneş olaydan çok kötü etkilendi. Olayla ilgili babasına, babaannesine, arkadaşlarına ve diğer kişilere yalan söyleme başladı. Bu sebeple kızım Güneş ile bazı tartışmalar yaşadık. Yalan söylediği için ona bir süre konuşmama gibi cezalar vermek zorunda kaldım. Çocuğa sınır koymayı amaçlıyordum, kötü bir niyetim yoktu. Kızımın velayetinin benden alınmasını reddediyorum. Güneş’in babası ve babasının ailesiyle görüşmesi konusunda bir sorun yok. Sadece çocuğumun benimle yaşamasını istiyorum.” 7 YAŞINDAKİ GÜNEŞ’İN İFADESİ YÜREKLERİ BURKTU Müşterek çocuk Güneş, uzmanlar eşliğinde yapılan görüşmede şunları söyledi: “Okula beni bazen annem, bazen annemin kuzeni bırakıp alıyor. Derslerim iyi, okulumu ve arkadaşlarımı seviyorum. Psikoloğa gidiyorum ama gitmeyi sevmiyorum çünkü orada bana çok fazla soru soruyorlar. Annemle beraber yaşıyorum. Kendi odam var ama annem odamın kapısını kilitli tutuyor. Çünkü benim odamda annemin arkadaşının eşyaları var. Bu yüzden annemle beraber uyuyorum. Bazen de babamın yanında kalıyorum. Bir süre babamın evine yakın bir okula gittim. O süreçte bazen babamın evinde bazen de babaannemin evinde kaldım, o dönem neden orada kaldığımı bilmiyorum ama babamın yanında kalmayı seviyorum çünkü babamla çok eğleniyoruz. Babamın evinde hem benim hem de abimin odası vardı. Ama ben yine de babamla uyurdum, onunla uyumayı seviyorum.” “ANNEM BENİMLE OYUN OYNAMAZ, ÖDEVLERİME YARDIM ETMEZ!” “Babamın evinde kalırken yemekleri hep babam yapardı. Annemin evinde kalırken annem yemek yapardı ama kıyafet dolabımı annem düzenlemezdi, kendim yapardım. Banyo yapacağım zaman annem ya da babam beni yıkar. Ama tırnaklarımı keseceğim zaman annemin evindeyken kendim keserim, babamın evindeysem babam keser. Annem ödevlerime yardımcı olmaz. Yardım istediğimde “git kendin yap” der. Ama babam ödevlerime yardım eder. Annem benimle oyun oynamaz. Bir keresinde annemin babası, abimi odaya kilitlemişti ama ben abimi kurtardım. Bir keresinde de annemin babası bacağıma sopayla vurdu. Ama annem babasına kızdı bunu yaptığı için. Annemin sevgilisi bana iyi davranır ama bazen de bana kızar. Bir keresinde alışveriş merkezine gidecektik. Annemle giymek istediğim bir kıyafet sebebiyle tartıştık. Annemin sevgilisi o sırada anneme “Bırak şunu evde, ne yaparsa yapsın” dedi. Annemi de babamı da çok seviyorum ama babamı daha çok seviyorum. Babamla yaşamayı daha çok istiyorum.” BABA ERSİN MOĞOL ADALET SAVAŞINI SÜRDÜRÜYOR Olay, Show TV ekranlarında yayınlanan “Didem Arslan Yılmaz’la Vazgeçme” programında da masaya yatırıldı. Programda olay yerinden canlı bağlantılar yapılırken, evin iç düzeni ve düşüş açısı da uzmanlar tarafından analiz edildi. Yayına bağlanan bir görgü tanığı ise canlı yayında şu ifadeleri kullandı: “Bahsettiğiniz tarihte akşam saatlerinde ben de Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’ndeydim, muayene sırası bekliyordum ancak geç saate verdikleri için evime gitmeye karar vermiştim. Çıkışa doğru ilerlerken tam ambulansların yanaştığı ACİL kapısında bir adam gördüm. Tarif edildiği gibi ayakları çıplaktı. Hareketlerini görünce psikolojisi bozuk bir adam zannettim. Hatta bir madde mi kullandı acaba diye düşündüm. O kadar tuhaf davranıyordu. Oradaki tutunma demirlerine eliyle vura vura “Elimden kaydı.. Elimden kaydı.. Abla kurtar beni.. Elimden kaydı abla.. Kurtar beni elimden kaydı..” diye diye çırpınıyordu. Delirmiş gibi bir hali vardı. Merak ettim ve orada oturan kadınlara ne olduğunu sordum. Bir çocuğun düştüğünü ve hastaneye getirdiklerini söylediler. Ne olacak diye bekledim ve içerden çocuğun öldüğü haberi geldi. Sonra genç bir hanım geldi, ağlamaya başladılar ‘Nolur çocuğum ölmesin’ diyerek. Sonra bir haber geldi, çocuğun öldüğünden annesinin daha haberi yokmuş.” Yayına bağlanan görgü tanığı, mahkemede de tanıklık edeceğini söyledi. Hukukçular ve uzmanlar, olayın derinlemesine incelenmesi ve adli sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Ersin Moğol, oğlunun ölümünün aydınlatılması için hukuk mücadelesini sürdürüyor. Şimdi gözler adli makamlarda. Kamuoyu ise küçük Oğuzhan için adaletin yerini bulmasını bekliyor. Olayla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yeni bilgiler geldikçe sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

    Oğuzhan Moğol'un ölümüne ilişkin soruşturma, yeni tanık ifadeleri ve çelişkili beyanlarla daha da karmaşık bir hal aldı. Babanın iddiaları, annenin savunması ve küçük kız kardeşin psikolojik durumu, olayın aydınlatılması için kritik öneme sahip. Hukukçular, olayın derinlemesine incelenmesi ve adli sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Kamuoyu, bu trajik olayda adaletin sağlanmasını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını umut ediyor.

    BENZER HABER
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code