Türkiye'de ekonomik zorluklar giderek derinleşiyor. BİSAM'ın son araştırması, açlık ve yoksulluk sınırlarının ne denli yükseldiğini gözler önüne seriyor. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı, vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırıyor. Özellikle dar gelirli aileler için durum daha da vahim. Peki, bu yükselişin sebepleri neler ve çözüm önerileri neler olabilir? İşte, ekonomik göstergelerdeki son durum ve uzman yorumları...
ANKARA-BHA
Araştırmada, aile fertlerinin yaş ve cinsiyetlerine göre sağlıklı beslenme için gereken aylık gıda harcamaları hesaplandı. Buna göre, yetişkin bir erkeğin gıda harcaması 7 bin 528 TL, yetişkin bir kadın için 7 bin 147 TL, 15-18 yaş grubundaki bir genç için 7 bin 518 TL ve 4-6 yaş arası bir çocuk için 4 bin 733 TL olarak belirlendi. Toplamda dört kişilik ailenin aylık mutfak bütçesi 26 bin 925 TL’ye ulaşıyor.
BİSAM, tek başına yaşayan bir kişinin sadece gıda harcamalarını değil; barınma, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını da karşılayabilmesi için en az 43 bin 292 TL gelire ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Bu, tek bir bireyin yoksulluk sınırının altında kalmadan yaşayabilmesi için asgari ücretin yaklaşık iki katı gelir sahibi olması gerektiğini gösteriyor.
Sağlıklı beslenme sepetindeki ürün gruplarının maliyet dağılımında, en yüksek pay süt ve süt ürünlerine ait. Dört kişilik bir ailenin günlük 898 TL’yi bulan gıda harcamasının 297 TL’si süt, yoğurt ve peynir gibi ürünlere gidiyor. Bunu 227 TL ile et, yumurta ve baklagiller, 198 TL ile sebze ve meyve, 124 TL ile ekmek ve makarna grubu izliyor. Diğer gıda kalemleri için ise günlük 51 TL harcanması gerekiyor.
BİSAM'ın araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gereken aylık gıda harcaması 26 bin 925 TL'ye ulaştı. Tek başına yaşayan bir bireyin yoksulluk sınırının altında kalmadan yaşayabilmesi için en az 43 bin 292 TL gelire ihtiyacı var. Gıda harcamalarında en büyük payı süt ve süt ürünleri alırken, et, yumurta ve baklagiller de önemli bir yer tutuyor. Bu veriler, ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi ve vatandaşların refah düzeyini artıracak önlemlerin alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.