Gazeteci Murat Anar'ın kaleme aldığı 'Bir Vakıf, Bir İnsan' başlıklı yazı, Türkiye'deki vakıfların eğitim alanındaki kritik rolünü vurguluyor. Yazıda, Akçaabatlılar Vakfı'nın Yaşar Erbaşaran'ın öncülüğünde gerçekleştirdiği dönüşüm ve 500 öğrenciye sağladığı burs imkanı detaylı bir şekilde anlatılıyor. Vakfın, sadece burs vermekle kalmayıp, aynı zamanda tüp bebek tedavisi gören ailelere, engelli bireylere ve ihtiyaç sahiplerine de destek olduğu belirtiliyor. Bu örnek vakıf, Osmanlı'dan günümüze uzanan vakıf geleneğinin modern bir yansıması olarak öne çıkıyor. İyilik ve dayanışmanın önemine dikkat çeken bu yazı, okurlara ilham vermeyi amaçlıyor.
MURAT ANARA / TRABZON - BHA
Vakıf Başkanı Yaşar Erbaşaran, “Vakıf çalışmaları beni hayata bağladı. Hiçbir ayrım yapmaksızın insanların hayatını kolaylaştırmak bizi mutlu ediyor,” sözleriyle yapılan yardımların arkasındaki manevi motivasyonu dile getirdi.
Gazeteci-yazar Murat Anar, kaleme aldığı “Bir Vakıf, Bir İnsan” başlıklı yazısında Türkiye’de üniversiteye başlayan gençlerin yaşadığı maddi zorluklara dikkat çekerek, vakıfların bu süreçteki önemini vurguladı.
Anar yazısında, “Bir öğrencinin geleceği, bir ülkenin geleceğidir. Maddi sıkıntılar yüzünden eğitimini yarıda bırakan bir tek öğrenci bile varsa, bu mesele hepimizin meselesidir,” ifadelerine yer vererek toplumsal dayanışma çağrısı yaptı.
Bugün KYK bursunun 3000 TL civarında olduğunu, ancak bir öğrencinin ortalama yaşam giderlerinin 10–15 bin TL arasında değiştiğini belirten Anar, “Devletin destekleri çok değerli ama yetmiyor. Eli rahat olan herkesin bu gençlere destek olma sorumluluğu var,” dedi.
Anar, yazısında Osmanlı’dan günümüze uzanan vakıf geleneğinin önemini hatırlatarak, “Atalarımız, yoldan geçen hayvan susuz kalmasın diye bile vakıf kuracak kadar merhametliydi. Bugün de o ruhu yaşatan insanlar var,” ifadelerini kullandı.
Bu örneklerden biri olarak Akçaabatlılar Vakfı’nı gösteren yazar, vakfın son yıllarda Yaşar Erbaşaran’ın liderliğinde büyük bir dönüşüm geçirdiğini belirtti:
“Bir zamanlar yalnızca hemşehrilerin buluştuğu bir dernek havasındaki yapı, bugün hayırda yarışan bir vakfa dönüştü.”
Vakıf Başkanı Yaşar Erbaşaran, geçirdiği ağır hastalık sürecinden sonra vakıf çalışmalarına daha güçlü sarıldığını anlattı. 25 gün boyunca yoğun bakımda entübe olarak hayatta kalma mücadelesi veren Erbaşaran, “O süreçte anladım ki insanın hayata tutunmasını sağlayan en güçlü duygu iyilik üretmektir,” dedi.
Erbaşaran, Akçaabatlılar Vakfı’nın çalışmalarını şöyle özetledi:“Tüp bebek tedavisi gören bir ailenin doğan çocuğuna ‘Yaşar’ adını vermesi tarif edilemez bir mutluluktu. Burs alan öğrencilerimizin mezun olduktan sonra vakfa destek vermesi, vefanın hâlâ yaşadığını gösteriyor.”
Kırk yıllık bir geçmişe sahip olan Akçaabatlılar Vakfı, günümüzde 110 asil üye, 50 şeref üyesi ve çok sayıda bağışçısıyla faaliyet gösteriyor.
Bu yıl 500 üniversite öğrencisine burs sağlandı.
Maddi zorluk nedeniyle okulunu donduran öğrenciler yeniden eğitimine döndü.
Tüp bebek tedavisi gereken bir aileye destek verildi.
Engelli bireylere akülü araçlar, yaşlı ve hasta vatandaşlara bakım desteği sağlandı.
İhtiyaç sahiplerine gıda, giysi ve barınma yardımları yapıldı.
Murat Anar yazısını şu sözlerle sonlandırıyor:
“Bir zamanlar vakit geçirilmek için bir araya gelinen bir binadan; bugün yüzlerce gencin, yaşlı, engelli, maddi durumu kötü vatandaşın umuduna dönüşen örnek bir vakıf doğmuş.
Teşekkürler Yaşar Erbaşaran…
Teşekkürler bu vakıfta emeği geçen, hayra vesile olan yönetim kurulu üyeleri ve tüm bağışçılar.
İyiliğin, paylaşmanın, vefanın sayısı her geçen gün artsın.”
Murat Anar'ın 'Bir Vakıf, Bir İnsan' yazısı, Akçaabatlılar Vakfı'nın Yaşar Erbaşaran liderliğindeki çalışmalarını mercek altına alıyor. Vakfın, 500 üniversite öğrencisine burs sağlaması, maddi zorluklar nedeniyle eğitimine ara veren öğrencilerin geri dönmesini sağlaması, tüp bebek tedavisi gören aileye destek vermesi gibi faaliyetleri detaylandırılıyor. Yazıda ayrıca, vakfın engelli bireylere akülü araçlar, yaşlı ve hasta vatandaşlara bakım desteği sağladığı da vurgulanıyor. Vakıf, bir zamanlar sadece hemşehrilerin buluştuğu bir dernek havasındayken, bugün yüzlerce insanın umudu haline gelmiş durumda. Bu dönüşüm, Yaşar Erbaşaran'ın iyilik üretme motivasyonuyla mümkün olmuş. Yazı, vakıf çalışmalarının toplumsal dayanışma ve umut ışığı olduğunu vurgulayarak son buluyor.