ALS hastalığı ile mücadele edenler için sevindirici haberler var! Uzmanlar, son yıllarda geliştirilen tedavi yöntemlerinin hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada ve hastaların yaşam kalitesini artırmada önemli adımlar atıldığını belirtiyor. Özellikle FDA onaylı ilaçlar ve genetik hedefli tedaviler, ALS hastaları için yeni bir umut ışığı yakıyor. Multidisipliner yaklaşımların, fizyoterapi ve rehabilitasyonun da bu süreçte kritik rol oynadığı vurgulanıyor. Hastaların ve ailelerinin psikolojik destek alması da büyük önem taşıyor. Gelin, ALS tedavisindeki bu umut verici gelişmeleri yakından inceleyelim.
ALS’nin tedavisinde son yıllarda hastalığın seyrini yavaşlatmaya yönelik gelişmelerin dikkat çektiğini belirten uzmanlar, FDA onaylı ilaçlar ve genetik hedefli tedavilerin, umut vadettiğini söylüyor.
Multidisipliner yaklaşımların, fizyoterapi ve rehabilitasyonun hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabileceğini dile getiren Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, “Hastaların ve bakıcıların psikolojik ve duygusal ihtiyaçları için destek grupları ve danışmanlık hizmetleri hayati rol oynar.” dedi. Şalçini ayrıca, nöromodülasyon, gen terapileri ve kök hücre uygulamaları gibi ileri tedavi seçeneklerinin büyük potansiyel taşıdığını vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, 21 Haziran Dünya ALS Günü kapsamında, ALS tedavisindeki güncel yaklaşımlardan bahsetti.
ALS’nin ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik tedaviler ön plana çıkıyor!
ALS tedavisinde son yıllarda semptomların yönetimden hastalığın ilerlemesini yavaşlatmayı hedefleyen tedavilere doğru önemli bir kayma yaşandığını dile getiren Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, “Günümüzde FDA onaylı dört ilaç bulunuyor. Bazı ilaçlar hastalığın ilerlemesini yavaşlatırken bazıları pseudobulbar (yutma gibi) etkiyi yönetiyor.” dedi.
Özellikle SOD1 gen mutasyonuna bağlı ALS için onaylanan bazı ilaçların nörodejenerasyon (hücre yıkımı) belirteçlerini azaltarak ve bazı hastalarda fonksiyonel iyileşme potansiyeli sunarak umut vaat ettiğini kaydeden Şalçini, bu gelişmelerin, hastalığın genetik ve moleküler mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasıyla hızlandığını aktardı.
ALS tedavisinde multidisipliner yaklaşım, hastalığın zorluklarını hafifletebilir!
ALS hastalarının tedavi sürecindeki zorlukların, multidisipliner bir yaklaşımla hafifletilebileceğine vurgu yapan Dr. Celal Şalçini, “Solunum yönetimi için noninvaziv ventilasyon (NIV) ve öksürük destek cihazları, iletişim için yardımcı iletişim cihazları (AAC) kritik öneme sahip. Kas krampları, spastisite ve ağrı, ilaçlar ve fizik tedavi ile yönetilirken, yutma güçlüğü ve beslenme sorunları diyetisyen rehberliği ve PEG tüpü (karından tüp ile beslenme) ile ele alınır. Ayrıca, hastaların ve bakıcıların psikolojik ve duygusal ihtiyaçları için destek grupları ve danışmanlık hizmetleri hayati rol oynar.” dedi.
İleri tedavi seçenekleri arasında ise nöromodülasyon teknikleri, gen terapileri ve kök hücre tedavilerinin büyük potansiyel taşıdığını ifade eden Şalçini, şunları söyledi:
“Odaklanmış ultrason (TPS) ve Pathmaker'ın MyoRegulator cihazı gibi nöromodülasyon yaklaşımları, sinir hücrelerindeki hipereksitabiliteyi azaltmayı ve motor fonksiyonu iyileştirmeyi hedefleyen klinik çalışmalardadır . Gen terapileri, özellikle antisens oligonükleotitler (ASO'lar) ve RNA interferansı (RNAi), SOD1, FUS ve Ataxin-2 gibi gen mutasyonlarını hedefleyerek toksik protein üretimini engellemeyi amaçlar. Kök hücre tedavileri, özellikle mezenkimal kök hücreler (MKH'ler), nöronlara trofik destek sağlamak, bağışıklık sistemini modüle etmek ve hasarlı nöronları potansiyel olarak değiştirmek için araştırılmaktadır.”
Fizyoterapi ve rehabilitasyon, ALS hastaları için hayati öneme sahip!
Fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarının, ALS hastalarının hareketliliğini korumak ve bağımsızlıklarını artırmak için hayati öneme sahip olduğunu da hatırlatan Dr. Celal Şalçini, “Germe ve eklem hareket açıklığı egzersizleri kontraktürleri önlerken, düşük yoğunluklu kuvvet antrenmanları kas kütlesini korumaya yardımcı olur. Spastisite ve ağrı yönetimi için pasif germe, ısı terapisi ve su egzersizleri gibi yöntemler kullanılır. Yardımcı cihazlar (baston, yürüteç, tekerlekli sandalye) ve ev adaptasyonları, hastaların güvenliğini ve hareketliliğini destekler.”
ALS tedavisinde semptom yönetiminden hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik tedavilere geçiş yaşanıyor. FDA onaylı ilaçlar, gen terapileri ve kök hücre uygulamaları gibi ileri tedavi seçenekleri büyük potansiyel taşıyor. Multidisipliner yaklaşımlar, fizyoterapi, rehabilitasyon ve psikolojik destek, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Uzmanlar, bu gelişmelerin hastalığın genetik ve moleküler mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasıyla hız kazandığını belirtiyor. ALS ile mücadele eden hastalar için daha kontrollü bir yaşam artık mümkün olabilir.
