Altın piyasasında heyecan dorukta! Haftanın ilk işlem gününde altın fiyatları tarihi zirveleri gördü. Ons altın 3.654,57 dolara ulaşarak rekor kırarken, gram altın da 4.857 TL ile yeni bir rekora imza attı. Yatırımcılar, Fed'in faiz indirimi beklentileri ve enflasyon verilerini yakından takip ederken, altın güvenli liman olma özelliğini bir kez daha kanıtladı. Peki, bu yükselişin arkasındaki sebepler neler? Altın fiyatları daha da yükselecek mi? İşte detaylar...
ANKARA - BHA
Haftanın ilk işlem gününde ons altın 3.654,57 doları görerek tarihi bir seviyeye ulaştı. Şu sıralarda ise yüzde 0,33 primle 3.648,38 dolardan işlem görüyor. Böylece ons altın fiyatı ay başından bu yana yüzde 5,84, yılbaşından bugüne ise yüzde 39 oranında değer kazandı.
Yurtiçinde gram altın da yükselişini sürdürerek 4.857 TL ile rekor seviyeye çıktı.
Piyasalarda, Fed’in yaklaşan toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 89,4 olarak fiyatlanırken, 50 baz puanlık daha güçlü bir indirime gitme olasılığı ise yüzde 10,6 olarak değerlendiriliyor.
Dolar endeksinin (DXY) yaklaşık yedi haftanın en düşük seviyesine gerilemesi ve ABD 10 yıllık tahvil getirilerinin beş ayın dibine inmesi, altını yatırımcılar açısından daha cazip hale getirdi.
Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bu hafta yapılacak toplantısında faizleri sabit bırakması bekleniyor. Yatırımcılar, Fed’in politika yoluna dair ipuçları için Çarşamba günü açıklanacak üretici fiyat endeksini (ÜFE) ve Perşembe günü duyurulacak tüketici fiyat endeksini (TÜFE) yakından takip edecek.
Altın fiyatlarındaki bu yükselişin temelinde, Fed'in yaklaşan toplantısında faiz indirimine gitme beklentileri ve dolar endeksindeki gerileme yatıyor. Doların zayıflaması ve ABD tahvil getirilerindeki düşüş, altını yatırımcılar için daha cazip hale getiriyor. Avrupa Merkez Bankası'nın da faizleri sabit tutması beklenirken, yatırımcılar Fed'in politikalarına dair ipuçları için ÜFE ve TÜFE verilerini yakından izleyecek. Uzmanlar, altın fiyatlarındaki yükselişin devam edebileceğini, ancak enflasyon verileri ve merkez bankalarının kararlarının belirleyici olacağını vurguluyor.