Günümüzde iş hayatının acımasız koşulları, çalışanların ruh sağlığını derinden etkiliyor. Özellikle genç yetişkinler, hizmet sektörü çalışanları ve acil tasarrufu olmayan bireyler arasında ruhsal zorlanmalar hızla artış gösteriyor. Çalışanlar, giderek daha öfkeli, güvensiz ve sosyal olarak izole hissediyorlar. Bu durum, sadece bireysel yaşamları değil, iş yerindeki verimliliği de olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, şirketlerin bu konuda acil önlemler alması gerektiğini vurguluyor; aksi takdirde, gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz olacak.

Genç yetişkinler, hizmet sektörü çalışanları ve acil tasarrufu olmayan bireyler arasında ruhsal zorlanmaların hızla yükseldiği belirtildi. Çalışanların önemli bir kısmı daha öfkeli, güvensiz ve sosyal olarak izole hissettiğini ifade ederken, bu durum özellikle gençler ve finansal güvencesi düşük olanlar arasında daha belirgin.

GÜVEN EKSİKLİĞİ YALNIZLIĞI ARTIRIYOR

Zirvede, iş yerlerinde güven ilişkilerinin zayıf olmasının çalışanlarda yalnızlık ve izolasyon duygusunu artırdığı vurgulandı. Güven eksikliği, bağlılık, motivasyon ve iş memnuniyetini olumsuz etkiliyor. Singapur’da çalışanların yalnızca yüzde 45’i güvenilir iş ilişkilerine sahip olduğunu belirtirken, Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bu oran yüzde 52-55 civarında seyrediyor.

RUH SAĞLIĞI VE VERİMLİLİK KAYBI

Rapor, ruh sağlığı sorunlarının iş verimliliği üzerindeki etkisine dikkat çekti. Singapur’da çalışanların yüzde 41’i, Avustralya’da ise yüzde 31’i verimlilik kaybı yaşadığını bildirdi. Kaygı tanısı alan Singapurlu çalışanlar yılda 71, Avrupalı çalışanlar ise 76 iş günü verimlilik kaybı yaşıyor. İşveren desteğinin kalitesi de bu kayıplarda belirleyici. Fiziksel refah desteği “mükemmel” olan çalışanlar yılda 43 gün kayıp yaşarken, “zayıf” destek alanlarda bu sayı 80 güne çıkıyor. Mental destek alanlarda kayıp 37 günken, destek alamayanlarda 79 güne ulaşıyor.

ZİHİNSEL DESTEK TALEBİ ARTIYOR

Singapur ve Güney Kore’de çalışanların yaklaşık yarısı, yüzde 10’luk maaş zammı yerine daha güçlü zihinsel destek altyapısını tercih edeceğini belirtti. Diğer bölgelerde bu oran yüzde 30-35 seviyesinde. Ancak zihinsel destek hizmetlerine erişimde bariyerler mevcut. Singapur’da yalnızca yüzde 13’ün Çalışan Destek Programı’na (EAP) erişimi varken, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bu oran yüzde 50’ye yaklaşıyor. 2024’te her iki çalışandan biri tıbbi yardımı erteledi veya hiç almadı.

Zirvede, Çalışan Destek Programları’nın (EAP) çalışanların işlevselliğini ve yaşam memnuniyetini artırdığı vurgulandı.

Şirketlerin bu konuda hareketsiz kalmasının, üretkenlik, bağlılık ve memnuniyet kayıplarına yol açacağı uyarısı yapıldı. Genç iş gücünün yaşlanmasıyla risklerin derinleşeceği belirtilirken, müdahale edilmezse gelecekte yüksek maliyetlerle karşılaşılacağı ifade edildi.

 

İş hayatında ruh sağlığı, giderek artan bir endişe kaynağı haline geliyor. Güven eksikliği, yalnızlık duygusunu tetiklerken, ruh sağlığı sorunları verimlilik kayıplarına yol açıyor. Çalışanların zihinsel destek talebi artarken, bu hizmetlere erişimde de ciddi engeller bulunuyor. Şirketlerin Çalışan Destek Programları (EAP) aracılığıyla çalışanlarına destek olması, üretkenlik, bağlılık ve memnuniyetin artırılması açısından kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, genç iş gücünün yaşlanmasıyla birlikte riskler derinleşecek ve gelecekte yüksek maliyetlerle karşılaşılacaktır.