Antalya'da yaşanan bu akıl almaz olay, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Bir ilkokul öğretmeninin, emanet edilen öğrencilerine karşı işlediği suçlar, vicdanları kanattı. Yargı süreci sonunda verilen bu ağır ceza, adaletin tecelli ettiğini gösteriyor. Ancak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için önleyici tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor. Peki, bu olaydan çıkarılacak dersler neler? Çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?

ANTALYA - BHA

Antalya Kepez’de bir ilkokulda görev yapan Mahmut Aydın K., yaklaşık 8 yıl önce öğrencilerine yönelik cinsel istismar suçlamasıyla tutuklanmıştı. İlk davada 28 çocuk için toplam 636 yıl hapis cezası alan öğretmen, Yargıtay’ın kısmi bozma kararı sonrası yeniden yargılandı.

Dosyanın istinaf incelemesinde bazı çocuklar açısından rapor eksikliği ve delil yetersizliği tespit edilmiş, bu sebeple dava yeniden görülmüştü. Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına SEGBİS aracılığıyla katılan sanık, iddiaları kabul etmezken, avukatları tahliye talebinde bulundu. Mağdur çocukların aileleri ise şikayetlerinin devam ettiğini belirtti.

Mahkeme heyeti, 19 çocuk yönünden yapılan değerlendirme sonucunda Mahmut Aydın K.’yı “çocukların nitelikli cinsel istismarı” ve çeşitli suçlardan mahkum etti. Sanığa 12 öğrenci için 30’ar yıl, 4 öğrenci için 16 yıl 10 ay 15’er gün, bir öğrenci için 18 yıl 9 ay, bir öğrenci için 13 yıl 6 ay ve bir öğrenci için 6 yıl hapis cezası verilerek toplam ceza 465 yıl 9 ay olarak açıklandı.

Böylece mahkeme, yaklaşık 500 yıla karşılık gelen yeni mahkumiyet kararını kesinleştirmiş oldu.

Antalya'da Mahmut Aydın K. isimli ilkokul öğretmenine, 8 yıl önce başlayan ve 19 öğrencisine yönelik cinsel istismar suçlamasıyla yargılandığı davada 465 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Yargıtay'ın kısmi bozma kararı sonrası yeniden görülen davada, Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi sanığı suçlu buldu. Mahkeme heyeti, sanığa 12 öğrenci için 30’ar yıl, diğer öğrenciler için ise farklı sürelerde hapis cezaları vererek toplam cezayı belirledi. Bu karar, yaklaşık 500 yıla karşılık gelen bir mahkumiyetle sonuçlanmış oldu ve adaletin yerini bulduğu ifade edildi.