CEO'lar Yapay Zekâ ile 2026'ya Umutla Bakıyor! Güven Endeksi Rekor Kırdı
Pandemi sonrası ekonomik belirsizliklerin ardından, küresel CEO'lar 2026 vizyonuyla geleceğe dönük umutlarını tazeliyor. Ernst&Young Parthenon'un son araştırması, CEO güven endeksinin rekor seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. Bu yükselişteki en büyük etken ise, yapay zeka ve teknolojiye duyulan artan güven. Şirketler, teknoloji modernizasyonunu büyüme stratejilerinin merkezine yerleştirirken, 2026'ya hazırlık sürecinde inovasyona daha fazla yatırım yapmaya odaklanıyor. Uzmanlar, bu dönüşümün kalıcılığının insan faktörüne yapılan yatırımla ölçüleceğini vurguluyor.
Pandemi sonrası dalgalı ekonomik dönemin ardından, küresel liderler 2026’ya girerken geleceğe daha umutlu bakıyor. Ernst&Young Parthenon’un Eylül’de yayınlanan global CEO görüşleri araştırması verilerine göre, küresel CEO güven endeksi son bir yılda 70.5’tan 83’e çıkarak dikkat çekici bir yükseliş gösterdi. Bu artış, uzun süredir temkinli hareket eden şirketlerin yeniden büyümeye odaklandığını gösteriyor.
Araştırma, bu güven artışının somut karşılığını da ortaya koyuyor. CEO’ların önemli bir bölümü, 2026’ya yaklaşırken stratejik planlarını kısa vadeli dalgalanmaları değil, uzun vadeli dönüşümü merkeze alacak şekilde yeniden şekillendiriyor. 2024’te daha ölçülü kararlar alan şirketler, 2026’ya yaklaşırken yöneticilerin artık riskten kaçınmak yerine yatırım ve inovasyona daha çok odaklanmaya başladığını gösteriyor.
Yapay Zekâ, Büyüme Stratejilerinin Merkezinde
Bu dönüşüm eğiliminin en belirgin yansıması, teknoloji modernizasyonu ve yapay zekâ yatırımlarının hızla C-level gündemin merkezine yerleşmesidir. IBM’in 2025 CEO Study raporu, yüksek performanslı şirketlerin rekabette öne çıkmasının en önemli nedeninin yapay zekâ çözümlerini daha hızlı ve daha geniş ölçekte hayata geçirmeleri olduğunu ortaya koyuyor. CEO’lar, büyümeyi hızlandıracak en önemli alan olarak teknoloji modernizasyonu ve yapay zekâ entegrasyonunu tanımlıyor.
IBM raporu, birçok liderin yapay zekâyı yalnızca verimlilik sağlayan bir araç değil, aynı zamanda yeni değer yaratımının çekirdek motoru olarak gördüğünü gösteriyor. Özellikle en başarılı şirketlerde, veri kullanımındaki olgunluk, gelişmiş analitik yetkinlikleri ve AI’nin karar alma süreçlerine sistematik entegrasyonu belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Bu bilgiler, şirketlerin 2026’ya hazırlanırken teknolojiyi destekleyici bir araç değil, büyüme stratejisinin vazgeçilmez bir parçası olarak konumlandırdıklarını doğruluyor.
Güvenin Kaynağı, Teknolojiden Çok İnsan Faktörü
İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Consulting Kurucusu Jilda Bal, CEO güvenindeki bu yükselişi şöyle değerlendiriyor:
“Yapay zekâ ve teknolojiye duyulan güvenin artması, sadece yeni araçların başarısı değil, liderlerin öğrenme hızının ve adaptasyon kapasitesinin yükseldiğini de gösteriyor. Ancak teknolojik ilerlemenin kalıcılığı, insan faktörüne yapılan yatırımla ölçülür. 2026’da başarılı olacak şirketler, yalnızca yapay zekâyı entegre edenler değil, bu dönüşümü çalışanlarıyla birlikte yönetenler olacak. Güvenin asıl kaynağı hâlâ insandır.”
Makalede, küresel CEO'ların 2026'ya yönelik artan güveninin arkasındaki temel nedenler ve bu güvenin şirketlerin stratejik planlarına yansımaları detaylı bir şekilde inceleniyor. Ernst&Young Parthenon ve IBM'in araştırmaları, CEO'ların yapay zekayı sadece verimlilik aracı olarak değil, aynı zamanda yeni değer yaratımının motoru olarak gördüğünü gösteriyor. İnsan Kaynakları uzmanı Jilda Bal, teknolojik ilerlemenin kalıcılığının insan faktörüne yapılan yatırımla ölçüleceğini belirtiyor. Makale, şirketlerin 2026'ya hazırlanırken teknolojiyi büyüme stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası olarak konumlandırmalarının önemini vurguluyor.