Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Suriye'deki Kürt konferansı hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Türkiye'nin Suriye politikasının temelini, ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının oluşturduğunu vurguladı. Aynı zamanda, Suriye'deki tüm etnik ve dini grupların eşit haklara sahip olduğu, kapsayıcı bir yönetimin gerekliliğine işaret etti. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı tarafından da sık sık dile getiriliyor. Peki, Yılmaz'ın açıklamaları Suriye'deki mevcut durumu nasıl etkileyecek? Türkiye, Suriye'de istikrarın sağlanması için hangi adımları atmaya devam edecek?

ANKARA-BHA Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Grup Toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, Suriye'deki Kürt konferansına yönelik şu açıklamalarda bulundu: "Suriye ile ilgili bizim politikamız çok açık ve net. Biz, Suriye'nin egemenliğinden, toprak bütünlüğünden yanayız. Aynı zamanda, tüm etnik unsurları, mezhepleri, dinleri kapsayan bir yönetimin oluşmasını arzu ediyoruz. Türkiye'nin pozisyonu çok açık bir noktada. Hem Cumhurbaşkanımız hem Dışişleri Bakanımız, her düzeyde bunu ifade ediyor. Biz, istikrarlı bir süre istiyoruz. Herkesin, eşit vatandaşlık içinde, huzur içinde yaşadığı bir Suriye istiyoruz. Birtakım dış odakların, Suriye'yi bölmeye, parçalamaya veya iç çekişmeler oluşturup Suriye'nin istikrarını bozmaya dönük çabalarını hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz. Dolayısıyla, Suriye kendi içinde, merkezi bir idare, hükümet var artık, müzakere sürecinde yeni Anayasa'yı şekillendirdiklerinde bu tartışmalar da geride kalmış olacaktır diye inanıyoruz."

Cevdet Yılmaz'ın açıklamaları, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik uzun vadeli vizyonunu bir kez daha ortaya koyuyor. Ankara, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve istikrarını desteklerken, aynı zamanda ülkedeki tüm kesimlerin haklarını güvence altına alacak bir siyasi çözümün önemini vurguluyor. Dış müdahaleler ve ayrılıkçı çabaların Suriye'nin geleceğine zarar vereceğine inanan Türkiye, merkezi bir yönetim ve yeni anayasa süreciyle ülkenin istikrara kavuşmasını umut ediyor. Yılmaz'ın bu net mesajları, bölgedeki diğer aktörler ve Suriye'nin geleceği için önemli bir yol haritası sunuyor.