Ev İşleri Kız Çocuklarının Eğitimini Aksatıyor! Şok Araştırma Sonuçları
Türkiye'de kız çocuklarının karşılaştığı zorluklar yeniden gündemde! İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin TÜBİTAK destekli kapsamlı araştırması, ev içi iş yükünün kız çocuklarının eğitim hayatı üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Araştırma, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kız çocuklarının omuzlarına nasıl ağır bir yük bindirdiğini çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Peki, bu eşitsizliği nasıl giderebiliriz? Kız çocuklarımızın eğitimde eşit fırsatlara sahip olması için neler yapmalıyız? Bu soruların yanıtları, haberimizde...
İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından TÜBİTAK desteğiyle yürütülen “Krizler Çağında Çocuk Olmak” araştırmasının sonuçlarına göre kız çocukları ev içi iş yükü ve bakım sorumluluğunu orantısız bir şekilde üstlenirken bu durum eğitim hayatlarını da olumsuz etkiliyor.
Araştırmaya göre kız çocuklarının yarısı ev temizliği yaparken yüzde 45’i kardeşlerine bakıyor. Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, “Ev içi emek, okula giden kız çocukları için çifte mesai anlamına geliyor ve bu durum onların sosyal, duygusal ve akademik gelişimleri üzerinde baskı yaratıyor” dedi
Her yıl 11 Ekim, kız çocuklarının haklarına dikkat çekmek, onların güçlenmesini desteklemek ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlanıyor. Bu özel gün kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı tarafından desteklenen “Krizler Çağında Çocuk Olmak” araştırmasının Türkiye’de kız çocuklarının koşullarına ilişkin bulgularını paylaştı.
Türkiye genelinde 11-18 yaş arası çocuklar ve ebeveynleriyle yürütülen bin 513 hanelik temsili bir örneklemle yapılan nicel araştırma ile Şanlıurfa ve İstanbul illerinde gerçekleştirilen niteliksel araştırmanın sonuçları kız çocuklarının eğitim, ev içi iş yükü, güvenlik ve dijital deneyim gibi alanlarda eşitsizliklerle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın koordinatörü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin, dezavantajlı sosyoekonomik koşullarla kesiştiğinde kız çocuklarının kırılganlığının arttığına dikkat çekiyor.
Eğitime devamlılıkta sosyoekonomik koşullar etkili
Kız çocuklarının eğitime erişimi ve devamlılığında eşitsizliklerin önemli bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, “Araştırmamızda kız çocuklarının eğitime devamında bölgesel ve sosyoekonomik eşitsizliklerin belirgin şekilde etkili olduğunu gördük. Örneğin Şanlıurfa’da kız çocuklarının okula devam oranı erkeklerden daha düşük. Ortaöğretimde bu oran kızlarda yüzde 63, erkeklerde ise yüzde 78 oranında. Okula kayıtlı olmayan çocuklar, genel olarak 15-18 yaş diliminde ve en düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerden gelenler arasında. Bu da kız çocukları için artan okuldan uzaklaşma riskini işaret ediyor.” dedi.
Düşük devam oranlarının ardında sosyoekonomik, kültürel ve güvenlik temelli nedenlerin olduğunu belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, ekonomik sorunların, ailede temel ihtiyaçların karşılanamamasının okul terkin en önemli nedenlerinden biri olduğunu vurguladı. Bu durumun tüm çocuklar için geçerli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Uyan Semerci öte yandan, okul başarısının sadece akademik başarıyla ölçülmesinin, “başarılı” olmayan yoksulluk koşulları içindeki çocukların okuldan daha hızlı kopmalarına yol açtığını belirtti. Prof. Dr. Uyan Semerci, “Ailelerde sınırlı kaynak olduğunda kız çocuklarının okula devamı vazgeçilebilir oluyor. Yoksulluk ve ataerkil gelenekler kız çocukları için çocuk yaşta evlilik riskini de artırabiliyor.” dedi.
Ev içi iş yükü ve bakım sorumlulukları, kız çocuklarının eğitime eşit katılımını engelliyor
Araştırma sonuçları ev içi sorumluluklarda kız ve erkek çocuklar arasında belirgin farklar olduğunu ortaya koyuyor. Kız çocuklarının yüzde 89’u kendi yataklarını toplarken, yüzde 79’u sofra kurup kaldırıyor. Yarısı ev temizliği yaptığını, yüzde 63’ü kahvaltı hazırladığını belirtiyor. Her iki kız çocuğundan biri bulaşık yıkarken dörtte biri yemek yapıyor. Kız çocuklarının yüzde 45’i kardeşlerine bakıyor. Bu oranlar erkek çocuklarda daha düşük.
Kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle ev işi ve bakım sorumluluklarını orantısız bir şekilde üstlendiğini belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, “Araştırma sonuçları, kız çocuklarının geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle, erkek çocuklarına kıyasla çok daha yüksek ve erken yaşta başlayan bir sorumluluk yükü altında olduğunu gösteriyor. Bu yük, rutin işlerle sınırlı kalmayıp, yoğun kardeş bakımı gibi ‘görünmez emek’ alanlarını da içererek kız çocuklarının çocukluktan erken yetişkinliğe zorla geçişini beraberinde getiriyor. Bu eşitsizlik, kız çocuklarının akademik başarılarını ve genel yaşam deneyimlerini de derinden etkiliyor. Ev içi emek, okula devam eden kız çocukları için çifte mesai anlamına gelerek onların sosyal, duygusal ve akademik gelişimleri üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Geleceğe dair hayallerini, düşlerini etkliliyor” dedi.
Kız çocukları daha kaygılı
Prof. Dr. Uyan Semerci, kız çocukları için dijital dünyanın özgürleştirici olanaklar yarattığını ama aynı zamanda çeşitli riskler de barındırdığını belirtti: “Dijital dünya, hareket imkânı kısıtlı olan kız çocukları için ‘evin içindeyken evin dışında olma hissi’ yaratarak fiziksel kısıtlamaları aşmanın bir yolu haline geliyor. Ancak dijital ortamın çocuklara her zaman güvenli bir ortam sunmadığını da göz ardı etmemek gerekiyor. Kız çocukları, siber zorbalık tanımadıkları kişilerle iletişim kurma, rahatsız edici fotoğraf ve mesajlara maruz kalma, kişisel bilgilerin izinsiz paylaşılması ve cinsel içerikli tehditlerle karşılaşma gibi risklerle de karşı karşıya kalabiliyor.”
Araştırma sonuçlarına göre kız çocuklarının erkek çocuklara kıyasla daha fazla kaygı duyduğunu belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, akademik başarısızlık kaygısının kız çocuklarında daha fazla olduğunu belirtti Aynı zamanda kendi bedeninden memnun olmama oranının kız çocuklarında erkek çocuklarına kıyasla daha yüksek olduğunun altını çizdi.
Eğitime devam için destek mekanizmaları güçlendirilmeli
Kız çocuklarının koşullarını iyileştirmeye yönelik önerilerini paylaşan Prof. Dr. Uyan Semerci, “Özellikle düşük sosyoekonomik statü grubundaki kız çocuklarının okula devamını sağlamak amacıyla finansal destek, burs ve nakit transfer programları uygulanmalı. Çocuk yaşta erken ve zorla evlilik veya ev içi emek nedeniyle okulu bırakma riski taşıyan öğrencilerin sürece yeniden entegrasyonu için rehberlik desteği verilerek bu destek mentorluk ve sosyal destek hizmetleriyle güçlendirilmeli. Ev içi iş yükünün paylaşımını sağlamak ve annelerin üzerindeki bakım yükünü azaltmak amacıyla kaliteli kreş ve çocuk bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması teşvik edilmeli. Kız çocukları üzerindeki kısıtlamaların azaltılması için ebeveynlere yönelik eğitimler ve farkındalık kampanyaları yürütülmeli.” dedi.
Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı
Araştırma sonuçları, kız çocuklarının ev işlerinde erkek çocuklarına göre çok daha fazla sorumluluk üstlendiğini ve bu durumun onların eğitim hayatlarını olumsuz etkilediğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle düşük sosyoekonomik statüdeki ailelerde bu durum daha da belirginleşiyor. Uzmanlar, kız çocuklarının eğitimine devam edebilmesi için finansal desteklerin artırılması, rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi ve ev içi iş yükünün paylaşılması gerektiğini vurguluyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması ve ebeveynlere yönelik eğitimlerin düzenlenmesi de çözüm önerileri arasında yer alıyor.