GAZAP Etkisi: Türkiye'nin Yeni Silahı Dünyayı Sarsıyor!
Türkiye savunma sanayiinde devrim yaratmaya devam ediyor! Yerli üretim GAZAP mühimmatı, dünya genelinde dengeleri değiştiriyor. Peki, bu yeni silahın özellikleri neler? Hangi ülkeler GAZAP'tan rahatsız? Türkiye'nin savunma sanayiindeki bu yükselişi, bölgesel ve küresel politikaları nasıl etkileyecek? Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası haberimizde!
ANKARA - BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, Türkiye’nin 21. yüzyılın ilk çeyreğinde savunma sanayiinde dışa bağımlı bir ülkeden, kendi ürünlerini tasarlayıp ihraç edebilen küresel bir aktöre dönüştüğünü belirterek, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kuruluşların 2000’li yıllardan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve devletin kararlı politikalarıyla yeniden yapılanan sektörün lokomotifi haline geldiğini vurguladı.
Bugün Türkiye’nin insansız hava araçlarıyla dünyada ilk 5 ülke arasında yer aldığını, milli savaş gemileri inşa ettiğini ve hava savunma sistemleri üretebildiğini kaydeden Avşar, yerlilik oranının 2002’de %20 iken günümüzde %80’i geçtiğini hatırlattı. 2024 yılında 7,15 milyar dolara ulaşan savunma sanayii ihracatının 2025’te 8 milyar doları aşmasının beklendiğini de ifade etti.
“GAZAP, pek çok ülkeyi rahatsız etti”
Avşar, Türkiye’nin geliştirdiği yeni mühimmat GAZAP’ın ise uluslararası arenada büyük yankı uyandırdığını dile getirdi. Amerika, Almanya ve İsrail’den gelen ardı ardına açıklamaların dikkat çekici olduğunu belirten Avşar, “GAZAP, birçok ülkeye derin bir elem ve ıstırap verdi” ifadesini kullandı.
Teknik özellikleri itibarıyla muadillerinden üç kat daha etkili olan GAZAP’ın tamamen yerli Ar-Ge süreçleriyle geliştirildiğini vurgulayan Avşar, bunun Türkiye’yi savunma sanayiinde “kullanıcı”dan “tasarımcı ve üretici” konumuna taşıdığını kaydetti.
Caydırıcılık ve jeopolitik yansımalar
GAZAP’ın bölgesel caydırıcılıkta yeni bir boyut açtığını belirten Avşar, bir kilometrelik yarıçapta etkili parçacık yapısı ve yüksek basınç dalgası üretme özelliğinin askeri üstünlüğü artırdığını söyledi. Bu durumun sadece sahada değil, psikolojik ve diplomatik alanda da etkili olduğunu ifade etti.
Almanya ve bazı NATO ülkelerinden gelen “kısıtlama” çağrılarını “çifte standart” olarak değerlendiren Avşar, yıllardır yıkıcı silahlar geliştiren ülkelerin Türkiye’nin konvansiyonel bir sıçrama yapmasından rahatsız olduklarını belirtti.
“Çok katmanlı bir güç çarpanı”
Prof. Dr. Zakir Avşar, GAZAP’ın yalnızca bir mühimmat değil, Türkiye’nin stratejik bağımsızlığını, jeopolitik etkinliğini ve diplomatik gücünü artıran bir unsur olduğunu ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Savunma sanayiindeki gelişmeler sadece askeri değil; ekonomi, eğitim, teknoloji ve diplomasiye uzanan geniş bir etki alanı yaratıyor. Yetişen mühendisler, açılan Ar-Ge merkezleri ve gelişen yan sanayi kümelenmeleri, Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma stratejisine doğrudan katkı sağlıyor. Bu başarılarla birlikte Türkiye, yalnızca güvenliğini sağlamakla kalmayacak; bölgesel ve küresel barışa katkı verebilecek stratejik bir aktör olmayı da sürdürecektir.”
Prof. Dr. Zakir Avşar'ın değerlendirmelerine göre, GAZAP yalnızca bir mühimmat değil, aynı zamanda Türkiye'nin stratejik bağımsızlığını ve jeopolitik etkinliğini artıran önemli bir unsur. Savunma sanayiindeki gelişmeler, ekonomi, eğitim, teknoloji ve diplomasi gibi birçok alanda geniş bir etki yaratırken, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunabilecek stratejik bir aktör olma yolundaki ilerleyişini destekliyor.