Çalışan bağlılığı ve verimliliği her şirketin öncelikli hedeflerindendir. Ancak son zamanlarda iş dünyasında sinsice yayılan bir tehdit, İK yöneticilerini ve liderleri alarma geçiriyor: 'Sessiz Çatırdama'. Peki, bu yeni trend nedir ve şirketler için neden bu kadar tehlikelidir? Uzmanlar, çalışanların memnuniyetsizliklerini dile getirmeden içe kapanmalarına ve performanslarının sessizce düşmesine yol açan bu durumun, şirketler için ciddi riskler taşıdığını vurguluyor. Bu makalede, 'Sessiz Çatırdama'nın ne olduğunu, nedenlerini ve şirketlerin bu tehdide karşı nasıl önlemler alabileceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

"Büyük İstifa" ve "Sessiz İstifa" gibi kavramların ardından, 2025 yılı iş dünyasına yeni ve daha sinsi bir trendi getirdi: "Quiet Cracking" (Sessiz Çatırdama).

Uzmanlar, tükenmişliğin erken bir belirtisi olan bu durumun, çalışanların memnuniyetsizliklerini dile getirmeden içe kapanmalarına ve performanslarının sessizce düşmesine yol açtığını belirtiyor. Yönetimin çoğu zaman verimlilik düşüşü veya kilit yeteneklerin ayrılmasıyla fark ettiği bu "görünmez tükenmişlik", şirketler için ciddi riskler barındırıyor.

Sessiz Çatırdama Nedir ve Neden Tehlikelidir?

Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin, “sessiz çatırdama” ilgili olarak şunları söyledi: “Quiet cracking, çalışan memnuniyetsizliğinin kademeli ve ince bir biçimidir; işten ayrılmaya, düşük performansa ve artan işten ayrılma oranlarına yol açabilir. Sessiz istifanın aksine, quiet cracking kasıtlı bir kopuş değildir. Çalışanlar genellikle iyi bir iş yapmak isterler, ancak karşılanmayan ihtiyaçlar düşük morale ve azalan üretkenliğe neden olur. Bu durum, yöneticiler tarafından genellikle fark edilmez, çünkü çalışanlar dışarıdan adanmış ve hırslı görünmeye devam ederler; her şeye ‘evet’ der ve işlerini teslim ederler. Ancak yüzeyin altında, bu aşırı çalışma kaçınılmaz tükenmişliğe, plansız işten ayrılmalara, kültürel erozyona ve inovasyonun baskılanmasına yol açar.”

Quiet Cracking'i Tetikleyen Faktörler Neler?

Elif Elkin, bu sinsi trendin ortaya çıkmasında birçok etkenin rol oynadığına dikkat çekti ve bu etkenleri şöyle sıraladı:

İK Liderleri İçin Acil Eylem Çağrısı!

Quiet cracking’in, şirketler için sadece çalışan tükenmişliği değil, kültürün, güvenin ve yetenek havuzunun yavaş yavaş aşınması riski taşıdığının altını çizen Elkin, “İyi haber şu ki, quiet cracking önlenebilir. İK liderleri, bu yükselen tehditle mücadele etmek için proaktif adımlar atmalıdır” dedi ve ekledi:

Sessiz Çatırdama, çalışan memnuniyetsizliğinin kademeli ve ince bir biçimi olarak tanımlanıyor ve işten ayrılmaya, düşük performansa ve artan işten ayrılma oranlarına yol açabiliyor. Ekonomik istikrarsızlık, liderlik belirsizliği ve sosyal karşılaştırma gibi faktörlerin tetiklediği bu durumla mücadele etmek için İK liderlerinin proaktif adımlar atması gerekiyor. Yöneticilerin daha iyi sorular sorması, nabız anketleri uygulaması, sağlıklı çalışma davranışlarını modellemesi ve zihinsel sağlık kaynaklarını vurgulaması, bu tehdidi önlemenin önemli yolları arasında sayılıyor. Şirketler, bu yaklaşımla sadece çalışanlarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda daha dirençli, daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atacak.