İklim Değişikliği Türkiye'de Göçü Tetikliyor: Kırsaldan Kentlere Büyük Hareketlilik!
Türkiye'de iklim değişikliğinin etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. Son yayınlanan bir rapor, artan sıcaklıklar, su kaynaklarındaki azalma ve tarımsal üretimdeki düşüşün, ülke genelinde önemli göç hareketlerine yol açabileceğini ortaya koyuyor. Kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımızın geçim kaynaklarının zayıflamasıyla birlikte, kentlere doğru bir göç dalgası bekleniyor. Bu durum, kentlerde altyapı ve hizmetler üzerinde ciddi bir baskı oluştururken, özellikle yaşlılar, kadınlar ve engelliler gibi kırılgan gruplar için yeni zorluklar doğurabilir. Rapor, Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı proaktif stratejiler geliştirmesi ve göçün olumsuz etkilerini en aza indirecek önlemler alması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye Bilişim Vakfı – Be Node Research çatısı altında yayınlanan rapor, IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6) senaryoları, ulusal istatistikler ve sosyal araştırmalarla iklim değişikliğinin insan hareketliliğine etkilerini inceliyor. Çalışma, artan sıcaklıklar, su stresi ve tarımsal üretimdeki düşüşün kırsal geçim sistemlerinden kentleşme biçimlerine kadar geniş bir etki alanı oluşturduğunu öne çıkardı.
Raporda, özellikle su kıtlığı ve tarımsal üretimde azalma nedeniyle iç göçün artacağı, kentlerde altyapı ve hizmetler üzerinde baskı oluşacağı, yaşlılar, kadınlar ve engelliler gibi grupların ise “zorunlu hareketsizlik” nedeniyle yeni kırılganlıklarla karşılaşacağı belirtiliyor.
Türkiye’nin, Suriye, Irak, İran ve Orta Asya’daki çevresel kırılganlıklar nedeniyle hem hedef hem geçiş hem de yönlendirici bir aktör konumunda olduğu vurgulanan rapor, ülkenin iklim değişikliğine karşı proaktif stratejiler geliştirmesi gerektiğini öne çıkarıyor.
Kırsal alanlarda yerinde kalmayı destekleyecek sosyal ve ekonomik koşulların güçlendirilmesi, tarımsal üretimin iklime dayanıklı hale getirilmesi ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, kentlerde ise göçle büyüyen mahallelerin planlı altyapı ve sosyal uyum politikalarıyla desteklenmesi, raporda öne çıkan politika önerileri arasında yer alıyor.
Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı İsmail Yamangil, çalışmanın iklim değişikliğinin toplumsal etkilerini çok katmanlı bir biçimde ortaya koyduğunu belirterek, veri temelli ve disiplinler arası yaklaşımların önemine dikkat çekti.
Başlangıç Noktası Lideri Cem Leon Menase ise raporun, kurumlara ve topluluklara hazırlıklı bir gelecek inşa etmek için yol haritası sunduğunu vurguladı.
Türkiye Bilişim Vakfı ve Be Node Research işbirliğiyle hazırlanan rapor, iklim değişikliğinin Türkiye'deki göç hareketleri üzerindeki çok yönlü etkilerini detaylı bir şekilde inceliyor. Rapor, su kıtlığı ve tarımsal üretimdeki düşüşün iç göçü tetikleyeceğini, kentlerde altyapı sorunlarına yol açacağını ve kırılgan grupların zor durumda kalacağını belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle Suriye, Irak, İran ve Orta Asya'daki çevresel sorunlardan da etkilendiği vurgulanıyor. Rapor, kırsal alanlarda yerinde kalmayı destekleyecek sosyal ve ekonomik koşulların güçlendirilmesi, tarımsal üretimin iklime dayanıklı hale getirilmesi, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve kentlerde göçle büyüyen mahallelerin planlı altyapı ve sosyal uyum politikalarıyla desteklenmesi gibi politika önerileri sunuyor. Schneider Electric Türkiye ve Başlangıç Noktası liderleri, raporun iklim değişikliğinin toplumsal etkilerini anlamak ve hazırlıklı bir gelecek inşa etmek için önemli bir yol haritası sunduğunu belirtiyor.