İstanbul ve Marmara Bölgesi, temmuz ayında görülmemiş bir kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Yağış miktarındaki dramatik düşüş, barajlardaki su seviyesini kritik seviyelere indirdi. Uzmanlar, durumun ciddiyetine dikkat çekerek acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Peki, İstanbul'u bekleyen tehlike ne? Bu kuraklık, gelecekte yaşamımızı nasıl etkileyecek? İşte detaylar...

İSTANBUL-BHA

Marmara Bölgesi’ni etkisi altına alan kuraklık, temmuz ayında yağışlarda ciddi azalmaya yol açtı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, bölgenin temmuz ayı yağış miktarı uzun yıllar ortalaması olan 22,5 milimetrenin çok altında kalarak 1,2 milimetreye geriledi. Bu rakam, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 95, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 94 azalma anlamına geliyor.

İstanbul, Bilecik, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Yalova ile Batı Karadeniz’deki Zonguldak’ta son 65 yılın en düşük temmuz yağışları kaydedildi. Balıkesir ve Çanakkale’de ise temmuz ayı yağışları son 18 yılın en düşük seviyesine geriledi.

İstanbul Teknik Üniversitesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, temmuz ayında da kuraklığın devam ettiğini belirterek, “Bölge yüksek basıncın etkisi altında kaldı. İstanbul’da yağışlar son 65 yılın en düşük seviyesine indi. Barajlardaki su seviyesi son bir ayda yüzde 13 düştü” dedi.

Prof. Dr. Toros, yakın dönemde yağış sistemlerinin görünmediğini ve su kaynaklarının korunması için önlem alınması gerektiğini vurguladı.

Marmara Bölgesi genelinde etkili olan kuraklık, temmuz ayında İstanbul'da son 65 yılın en kurak dönemini yaşattı. Yağış miktarı uzun yıllar ortalamasının %95 altında kalarak rekor seviyede azaldı. Barajlardaki su seviyesi de bu durumdan olumsuz etkilenerek son bir ayda %13 oranında düştü. Uzmanlar, yakın zamanda yağış beklentisi olmadığını belirterek su kaynaklarının korunması için acil önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyor.