İzmir, tarih ve kültür dünyasına unutulmaz bir armağan sunuyor! Büyük Taarruz'un 103. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kültürpark'ta inşa ettiği yeni kütüphaneye, Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın adının verileceği duyuruldu. Bu anlamlı jest, sadece İzmir için değil, tüm Türkiye için bir gurur kaynağı olacak. Başkan Cemil Tugay'ın açıklamasıyla netleşen karar, Prof. Dr. Ortaylı'nın tarihe ve eğitime yaptığı katkıları taçlandırıyor. Peki, bu özel kütüphane ne zaman açılacak ve İzmirlilere neler sunacak? Tüm detaylar haberimizde!

Büyük Taarruz'un 103. yıl dönümünde Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Okan Bayülgen İzmirlilerle buluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği “Büyük Taarruz ve Cumhuriyet'in Kurucu Ruhuna Yolculuk” başlıklı söyleşiye katılan Bayülgen ve Ortaylı'ya İzmirliler büyük ilgi gösterdi

Söyleşiyi dikkatle takip eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Kültürpark'ta yapımını sürdürdükleri ve eylül ayında açmayı planladıkları kütüphaneye Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın adını vereceklerini duyurdu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Taarruz’un 103. yılı kapsamında, Okan Bayülgen ve Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı İzmirlilerle buluşturdu. “Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’in Kurucu Ruhuna Yolculuk” adlı söyleşi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapıldı. Büyük Taarruz’un askeri ve siyasi boyutları, Cumhuriyet’in kuruluş sürecine etkileri, günümüz gençliğine bıraktığı miras üzerine kapsamlı bir değerlendirmenin yapıldığı söyleşiye İzmirliler büyük ilgi gösterdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın yanı sıra; 1989-1991 yılları arasında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapan Cengiz Altınkaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Prof. Dr. Pınar Okyay, İsmail Mutaf, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Altan İnanç, meclis üyeleri, bürokratlar da söyleşiyi takip etti.

Tugay: Ata’mızın çizdiği yoldan yürüyoruz
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Biz Atatürk'ü kaybetmiş olsak da manevi olarak onunla beraber yaşıyoruz. Hep böyle hissediyoruz. Ona karşı duyduğumuz saygı ve sevginin temelinde, aslında onun bize milletimize, ülkemize duyduğu saygı ve sevgi var. Biz sadece onun bize olan inancına karşılık vermeye çalışan insanlarız. Onun önderliği, çizdiği yol, koyduğu hedefler her zaman bize ışık olmuş, rehberlik etmiştir. Bizler zaman zaman onları konuşarak, o günleri hatırlayarak tekrar tekrar nasıl bir yolda yürüdüğümüze bakıyoruz. 30 Ağustos'u bir bayram gibi kutlarken, ne kadar zorlu şartlarda bu savaşın kazanıldığını idrak etmek zorundayız. 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır' diyen o büyük liderin mücadele arkadaşlarıyla birlikte inancından bir gram dahi ödün vermeden bütün dünyaya meydan okurcasına o savaşı kazanması, ‘bugün biz bu ülkenin geleceğini değiştiremeyiz, içinde yaşadığımız kötü günleri düzeltemeyiz’ diye umutsuzluğa kapılan insanların bir şeyleri hatırlaması gerektiğini düşündüğüm için bunları söylüyorum. O günü o günde bırakmamamız gerekir” dedi.

“Bu milletin başını öne eğdirmeyeceğiz”
Geçmişle gurur duyarken bugün yapılması gereken mücadeleden geri durulmaması gerektiğinin altını çizen Başkan Tugay, “Bizler sadece dünün zaferleriyle, evet kabul ediyorum belki insanlık tarihinde, belki Türkiye'nin tarihinde tek bir defa gelecek, gelmiş olan bir liderin varlığıyla övünmenin ötesine geçen bir şeyler yapmalıyız. Bir araya geldiğimiz günler, birbirimizin omzuna biraz daha yaklaştığımız, birbirimizin varlığından güç aldığımız günler olmalı. Milletimize inanmamız lazım. Bizi vatandaş yapan, padişahın kulu olmaktan çıkarıp vatandaş yapan o asil düşüncenin bize armağanının değerinin farkında olmalıyız. Bugünkü şartlar çok zor, onlar o gün bir şekilde başarmış olabilir. Evet açtılar, yorgundular, karşılarında kaç milletin ordusu vardı, onlar onu başardılar ama biz bugün biraz daha fazla çalışmayı, bilinçli olmayı, karakter sahibi olmayı, vatanını milletini sevmeyi, çocuklarına sahip çıkmayı, büyüklerine saygı göstermeyi, emeğin hakkını vermeyi ‘bilemeyiz’, ‘bunu yapamayız’ dememeliyiz. Atatürk, Cumhuriyet ve Türk Milleti ile gurur duyuyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız ve 9 Eylül'ümüz kutlu olsun. Ben ve benim gibi düşünen insanlar bu milletin başını öne eğdirmeyecek” dedi.

Ortaylı: İzmir Atatürk için çok mukaddes bir yerdir
Başkan Tugay, Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya Atatürk'ün İzmir'e dair hislerini sordu. Ortaylı, “İzmir'e karşı çok büyük hisleri var, niye? Bir kere Selanikli. Bütün vatanını, Rumeli'yi kaybeden insanlar, adaları kaybeden insanlar bu bölgeye sığındığı için ve burası onları çok mutlu ettiği için İzmir onun için çok mukaddes bir yerdir. İstanbul'dan falan çok daha tatlı bir yerdir. Mantalitesi ona yakın. Burası onun vatanı” şeklinde konuştu.

Ortaylı'ya kütüphane sürprizi
Ortaylı konuşmasında İzmir'den bir opera binası daha beklediğini söyledi. Başkan Dr. Cemil Tugay, “Biz arkadaşlarımızla bu dönem, en az 4 tane kültür merkezi yapacağız. Bunlardan birisi Karşıyaka'da bitmeyi bekleyen opera binası olacak, yapacağız. Dün Kültürpark'ta iki sergi açtık, bir tane yeni sergi salonu açtık. Kente yeni kütüphaneler kazandıracağız. İçlerinden bazıları Türkiye'nin en iyileri olacak, söz veriyoruz. Bir tane de şu anda Kültürpark'ın içinde hazırlanıyor, yapılıyor. O kütüphaneye sizin isminizi vermek istiyoruz, kabul eder misiniz? 20 Eylül gibi açmayı düşünüyoruz. Biz arkadaşlarımızla böyle bir karar verdik, kabul ederseniz büyük onur duyarız” dedi. Ortaylı, “Çok büyük hediye oldu” diyerek teşekkür etti.

“Ordu mühimdir”
Büyük Taarruz sürecini anlatan ve o döneme ilişkin anekdotlar paylaşan Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın konuşması büyük ilgi çekti. Okan Bayülgen, Ortaylı'ya Büyük Taarruz'u nasıl tanımladığını sordu. Ortaylı, “Türkiye'de anti militarizm ahmaklıktır. Eğer bilinçli olarak yapılıyorsa ihanettir. Bunun faşizmle, komünizmle alakası yoktur. Ordu çok mühim şeydir. İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'ni sovyet ve kominist ruhu kurtarmadı. Kimse bana masal okumasın. İkinci Dünya Savaşı'nda her şeye rağmen Rusya'yı Rusların ruhu, askerleri kurtardı. Bu çok önemli. Bu Türkiye için de böyle. Birinci Dünya Savaşı'na girdiğimiz zaman Türk ordusundaki en önemli komutanlar henüz daha general olmamışlardı” dedi.

“Kendi başına kurtulamazsın, bu mümkün değil”
Öğrencilerin okuyup farklı ülkelere gitmesine karşı olduğunu söyleyen Ortaylı, eğitim sorunlarını da anlattı. Ortaylı, “Liselerimizin seviyesini çok düşürdük. Hiç kimse sesini çıkartmıyor. Kendi başına kurtulmaya bakıyor, kendi başına kurtulamazsın, bu mümkün değil. Eğitim bir yöntemdir, topluca yapılır. Kendi başına Müslüman da olamazsın Hristiyan da olamazsın. Camiye, kiliseye toplu girmek zorundasın. Eğitim de öyle. 'Ben çocuğumu kurtarırım, Amerika'ya gönderirim', kurtaramazsın, bir işe de yaramaz. Bu bir sistem meselesidir. Eğitim konusunda herkesin birleşmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“Saygı önemli”
Saygının önemine vurgu yapan Ortaylı, “Bir toplumda farklı düşünenler olabilir. Her zaman her yerde birbirine karşı gruplar olur. Örtülü veya açık. Mühim olan birbirlerinin hakkına tecavüz etmesinler. Onun yaşama hakkı vardır, eğitim hakkı vardır, sağlık hakkı vardır. Çok önemli bir şey bu. Hiçbir zaman hiçbir grup ‘iktidardayım’ diye muhalefete karşı bu tavrı takınamaz. Bazı olayları bahane ederek sabahtan akşama karşı tarafın sinirleriyle oynaması doğru bir şey değildir. Bunu yaptığınız an orada saygısızlık başlıyor. Onun arkasından facia geliyor” diye konuştu.

“Bölünme ihtimali her zaman vardır, hayır demeyeceğim”
Bir vatandaşın 'bizim yüce vatanımızın bölünme ihtimali var mı?' sorusuna cevap veren Ortaylı, “Bölünme ihtimali her zaman vardır, hayır demeyeceğim. Bu göründü artık gizlemeye gerek yok. Rastgele yerde suladığın toprakları oraya buraya satarsan, sonra iyi gelmez. Türkiye'de böyle bir kafa var. Avusturya, Avrupa Birliği üyesi. Giden herkes ev, arsa alırsa olmuyor işte, bir şekilde önlüyorlar. Suladığın toprakları kendin tutacaksın ve emniyetini alacaksın. Arazilerimiz terk ediliyor, köylüler terk ediyor. Genç nüfus kaçıyor. Miras sistemimizi değiştirmemiz lazım. Ailenin kontrolünün ihtiyar köylü babanın elinden alınması lazım, Avrupa'da öyle. Kim çalışıyorsa onun da söz hakkı olacak. Dolayısıyla genç çocuk şehre kaçmaz. İkincisi de hakikaten nüfus azalıyor, azalacak da. Herkes dokuz çocuk doğurmak zorunda değil. Çok da güzel bir şey bu. Ama bunun yerine alacağımız nüfus var, o da 30’larda iskan kanununda belirtildiği gibi. Bizim Asya'daki nüfusumuzdur, yakınlığımızdır” dedi.

Bayülgen: Tarihimizde çok önemli bir dönüm noktası
Okan Bayülgen, “Buradan demek ki bu kalabalıkla Büyük Taarruz'u başlatacağız” diyerek sözlerine başladı. Bayülgen, “Burada sizlerle birlikte olmak muhteşem. Bir milletin, kendi kaderini çizme cesaretini ve var olma iradesini gösterdiği, tarihimizde çok önemli bir dönüm noktası Büyük Taarruz’un 103. yılındayız” ifadelerini kullandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Büyük Taarruz'un 103. yıl dönümünde Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Okan Bayülgen'i İzmirlilerle buluşturdu. Söyleşi sırasında Başkan Cemil Tugay, Kültürpark'ta yapımı devam eden kütüphaneye Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın adının verileceğini açıkladı. Ortaylı'nın tarihe bakışı, eğitim üzerine görüşleri ve Büyük Taarruz'a dair değerlendirmeleri büyük ilgi gördü. Bu anlamlı karar, İzmir'in kültürel mirasına önemli bir katkı sağlayacak ve Prof. Dr. Ortaylı'nın adını gelecek nesillere taşıyacak.