Roma İmparatorluğu'nun kalbinde yükselen Kolezyum, şimdi bir Türk şirketinin vizyonuyla yepyeni bir soluk kazanıyor. DEM Müzecilik, Avrupa'nın önde gelen tur operatörleriyle iş birliği yaparak, bu ikonik yapının hikayesini benzersiz bir deneyim müzesinde anlatmaya hazırlanıyor. Ayasofya ve Efes deneyim müzelerindeki başarılarını uluslararası alana taşıyan DEM, Kolezyum'un ihtişamını son teknolojiyle birleştirerek ziyaretçilere unutulmaz bir yolculuk sunacak. Bu proje, Türk mühendislik ve tasarımının Roma'da bir iz bırakmasının yanı sıra, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına da önemli bir adım olacak. Türkiye'nin adını dünyaya duyuran bu girişim, turizm ve kültürel etkileşim alanında yeni bir sayfa açıyor.

Roma İmparatorluğu’nun günümüze ulaşan en görkemli tarihi eserlerinden Kolezyum’un hikâyesi, bir Türk şirketinin son teknolojileri kullanarak yarattığı deneyim müzesinde yeniden hayat buluyor.

Deneyim müzeciliğinin tarih ve kültürel miras alanında Türkiye’de ve dünyadaki ilk örnekleri olan Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile Efes Deneyim Müzeleri’nin yaratıcısı DEM Müzecilik uluslararası alanda önemli bir projeye imza atıyor. Roma İmparatorluğu’ndan günümüze ulaşan en görkemli eserlerden biri olan ve yaklaşık 2 bin yıllık geçmişiyle Roma ve İtalya turizminin gerçek bir lokomotifi hâline gelen Kolezyum’un (Colosseum) hikayesi, DEM Müzecilik ve Avrupa’nın önde gelen tur operatörü iş birliği ile hayata geçirilecek deneyim müzesinde anlatılacak. Roma’da açılacak müze, tıpkı Ayasofya ve Efes’te olduğu gibi, ileri görsel ve işitsel teknolojilerle geçmişi günümüze taşıyan benzersiz bir deneyim sunacak.

“Ülkemizi layıkıyla temsil etmek için çalışıyoruz”

Efes Deneyim Müzesi ile 2024 yılında “Dünyanın en iyi müzesi” ünvanını kazanan, Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile de son üç yılda dünya çapında 14 ödül kazanan Dem Müzecilik, bu alandaki tecrübesini dünyaya açıyor. Kurulduğu günden bugüne teknoloji ve müzecilik alanında pek çok ilke imza atan DEM Müzecilik’in Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Esin, uluslararası arenada ülkemizi böylesine önemli bir projeyle temsil etmekten büyük mutluluk duyduklarını söyledi. DEM’in köklü bir teknoloji geçmişine sahip olduğuna işaret eden Esin: “İlk şirketimiz ASTEL ile bundan tam 35 yıl önce ülkemizde özel televizyonculuğun oluşmasında yayıncılık, teknik donanım ve altyapı kurulumlarında önemli rol oynadık. Sinemaların dijitalleştirilmesi, ulaşım ve yüksek güvenlikli mekân çözümleri ile birçok sektörün interaktifleşmesinde tasarımdan, projelendirmeye, donanımdan yazılıma, anahtar teslim çözümler üreterek çok sayıda ulusal ve uluslararası projeye imza attık. Son 15 yılda bu kapsamlı teknoloji mirasını kültür ve sanat alanına taşıdık. Bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada 18 müzenin hayata geçirilmesinde önemli rol oynayarak, geleneksel müzecilik ile teknolojiyi buluşturduk ve DEM Müzecilik ile ‘deneyim müzeciliği’ akımının Türkiye’deki ilk temsilcisi olduk. Yaptığımız işler ve aldığımız ödüllerle uluslararası arenada ülkemizi temsil etmekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

“Geçmişin mirasını günümüze ve gelecek nesillere taşıyoruz”

Kültür sadece korunmakla kalmamalı; paylaşılmalı, hissettirilmeli ve yaşatılmalı diyen Esin, “Kültür bizim kimliğimiz, geçmişle bağımız, gelecek nesillere aktaracağımız en değerli miras. Müzecilik alanında yaşanan bu gelişim, toplumun bütün kesimlerinde tarihe olan ilgiyi artırırken, özellikle dijital dünyanın içine doğmuş Z kuşağının öğrenme ve algılama biçiminde önemli bir yer tutuyor. Günümüzde kullandığımız teknolojiler; çocukların, gençlerin tarihi daha kolay anlamalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlıyor. Eğitimde de büyük potansiyele sahip olan bu sistemler, kültürel miras aktarımını bir fırsata dönüştürüyor. Bu sayede müzelere olan ilginin Z jenerasyonunda önemli oranda arttığını görüyoruz. Özetle deneyim müzeciliği sadece turizm açısından değil; eğitim ve gelecek kuşaklara miras bırakma sorumluluğu açısından da çok önemli. 35 yıllık görsel ve işitsel teknolojiler alanında oluşmuş tecrübemizi bu önemli değerin hizmetine sunuyoruz. Zira, teknoloji bu vizyonla birleştiğinde insanla kültürel miras arasında kalıcı bir köprü kurar. Her projede bir kültürü yeniden yaşatıyor, her deneyimde geçmişi geleceğe daha anlamlı bir şekilde taşıyoruz” şeklinde konuştu.

Kolezyum’un efsanelerle dolu hikayesini dünyaya bir Türk şirketi anlatacak

“DEM’de sadece kültürel mirası hikâyeleştirmiyoruz, aynı zamanda ona hayat veriyoruz. Misyonumuz basit ama güçlü; insanlığın en eski hikâyelerini zamanımızın en gelişmiş araçlarıyla anlatmak” diyen Esin, “En başından beri bütünsel bir yaklaşım benimsedik. İçerik üretimi, deneyim tasarımı, sergi planlaması ve günlük operasyonları ayrı süreçler olarak görmedik. Tüm bunları aynı büyük vizyonun parçaları olarak ele aldık. Bu düşünce tarzı, hikâyenin akışından, ziyaretçilerin müzede nasıl hareket ettiğine, teknik sistemlerin tasarımına kadar her kararda bize yol gösterdi. "Kurduğumuz sistemler ve kullandığımız teknolojilerle kültürel miras; içine alan, zamanı unutturan, duygusal bağ kurduran ve eserleri ölümsüzleştiren yaşayan bir deneyim haline geliyor" dedi. Roma’da Kolezyum’da da bu yaklaşım ile immersif bir deneyim alanı hayata geçireceklerini belirten Esin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hikâye anlatımı ve içerik kurgusundan, mekân tasarımına, ziyaret akış planından, biletlemeye kadar tüm operasyonel süreçlerin uçtan uca yönetimi DEM Müzecilik’te olacak. Binanın renovasyon süreci sonrasında projenin tamamlanması ile tüm operasyonu da biz yürüteceğiz. Böylesine kapsamlı bir projeyi bir Türk şirketinin hayata geçirmesi, ülkemiz adına da büyük gurur kaynağı.”

Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

DEM Müzecilik'in Kolezyum projesi, Roma'nın tarihi dokusuna Türk teknolojisinin modern dokunuşunu getiriyor. Müze, ileri görsel ve işitsel teknolojilerle donatılarak ziyaretçilere Kolezyum'un geçmişini adeta yaşatacak. Proje, sadece bir müze deneyimi sunmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda da önemli bir misyon üstleniyor. DEM Müzecilik Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Esin, bu projenin Türkiye için bir gurur kaynağı olduğunu ve şirketin teknoloji alanındaki 35 yıllık deneyimini kültürel mirasa aktararak anlamlı bir köprü kurduklarını vurguluyor. Kolezyum deneyim müzesi, sadece turizm açısından değil, eğitim ve kültürel bilinçlendirme açısından da büyük bir potansiyele sahip.