Türkiye, Avrupa Kuş Gözlem Günü etkinliklerine ev sahipliği yaptı! Doğa Derneği'nin öncülüğünde 12 ilde toplanan gönüllüler, kuşların göç yolculuklarını gözlemledi ve karşılaştıkları tehlikelere dikkat çekti. Etkinlikler, doğa bilincini artırmanın yanı sıra, ekosistemlerin korunması gerekliliğini de vurguladı. Türkiye'nin biyoçeşitliliği ve kuş göç yollarındaki stratejik önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Gönüllüler, hem bilimsel veri topladı hem de doğayla bağlarını güçlendirdi.

Doğa Derneği’nin Türkiye ortağı olduğu Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife International) tarafından 1993 yılından bu yana düzenlenen Avrupa Kuş Gözlem Günü etkinlikleri, 4-5 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleşti.

Türkiye’de 12 ilde, 21 farklı noktada bir araya gelen gönüllüler, kuşların zorlu göç yolculuklarını gözlemlemek ve bu süreçte karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek için buluştu.

Bu yıl Avrupa genelinde 33. kez düzenlenen etkinliklerde, Türkiye’nin de dahil olduğu 29 ülkede 834 farklı etkinlik yapıldı. Toplam 27.559 kişi, 2,82 milyon kuşun göçüne tanıklık etti. En çok etkinliğin düzenlendiği ülke Macaristan (183 etkinlik) olurken, onu Hollanda (79 etkinlik) ve Yunanistan (67 etkinlik) izledi. En çok kuş gözlemlenen ülkeler ise Finlandiya (1.235.000 birey), Slovakya (422.408 birey) ve İsveç (277.641 birey) olarak kaydedildi. Bu ülkelerde gözlemlenen kuş sayısının bu kadar yüksek olmasının ardında etkinliklere olan yoğun ilgi yer alıyor.

Türkiye’de Doğa Derneği ortaklığında Afyon, Ankara, Aydın, Çanakkale, Denizli, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya ve Muğla illerinden gönüllülerin organizasyonuyla gerçekleşen etkinliklerde, katılımcılar sabahın erken saatlerinde gözlem noktalarında buluştu ve gün boyu gözlemler yaptı. Toplam 610 kişi, 21 etkinlikte 10.575 kuş gözlemledi. Etkinlikler her yaştan katılımcının ilgisini çekerken, özellikle ilkokul, ortaokul ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu genç katılımcılardan yoğun bir ilgi gördü. Ayrıca, birçok kişi, ilk kez kuş gözlemi yapmanın heyecanını yaşadı. Katılımcılar yalnızca gözlem yapmakla kalmadı; Sultan Sazlığı, Alaçatı ve Bargilya sulak alanlarında türlerin karşılaştığı habitat kaybı ve diğer tehditleri yerinde gözlemleyerek ekosistemlerin karşılaştığı sorunlara yakından tanıklık etti. Bu durum, doğa koruma çalışmalarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye’de en fazla gözlemlenen türler arasında ak karınlı ebabil (1.810 birey), flamingo (1.455 birey) ve kaya güvercini (679 birey) yer aldı. Ayrıca dikkuyruk, terek düdükçünü, şah kartal, büyük orman kartalı ve yelkovan gibi nadir türler de kayıt altına alındı.

Doğa Derneği Biyoçeşitlilik Araştırma Sorumlusu Özge Yaylalı, etkinlikle ilgili şunları söyledi:


"Türkiye, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşların göç yolları üzerindeki stratejik konumuyla dünya çapında önemli bir yere sahip. Avrupa Kuş Gözlem Günü ile kuşların uzun ve zorlu göç yolculuklarına, yaşam alanlarına ve karşılaştıkları tehditlere dikkat çekmeyi amaçlıyoruz. Bu yıl Afyon’dan Muğla’ya, Kayseri’den İzmir’e kadar pek çok ilde düzenlenen etkinliklerde gönüllülerimiz hem bilimsel veri topladı hem de doğa bilincini yaygınlaştırdı." dedi ve ekledi "Doğa Derneği, 2017 yılından bu yana bu etkinlikleri koordine ediyor. Yirmi yılı aşkın süredir vatandaş bilimi yoluyla veri toplayarak koruma çalışmalarına toplumun katılımını gözetiyoruz. Doğa gözlemi, sadece bilim insanlarının değil, herkesin katılım sağlayabileceği bir süreç. Kuş gözlemi, veri toplamanın ötesinde, doğayla kurduğumuz bağı güçlendiriyor ve ekosistemlerin korunması konusundaki farkındalığı artırıyor."

Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Avrupa Kuş Gözlem Günü'nde Türkiye genelinde 21 noktada gerçekleştirilen etkinliklerde, gönüllüler 10.575 kuşu gözlemledi. Etkinlikler, her yaştan katılımcının ilgisini çekerken, özellikle gençlerin yoğun katılımıyla doğa koruma bilinci aşılandı. Ak karınlı ebabil, flamingo ve kaya güvercini en çok gözlemlenen türler arasında yer alırken, habitat kaybı ve diğer tehditler de yerinde incelendi. Doğa Derneği, bu tür etkinliklerin önemini vurgulayarak, vatandaş bilimi yoluyla veri toplamaya ve toplumun koruma çalışmalarına katılımını teşvik etmeye devam edeceğini belirtti.