Marmara Bölgesi'nde alarm zilleri çalıyor! Nisan ayı, bölge için kurak bir tablo çizdi. Meteoroloji verilerine göre yağışlar, uzun yıllar ortalamasının altında kalarak endişe verici bir düşüş gösterdi. Bu durum, tarım arazilerinden barajlara kadar birçok alanı olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, su kaynaklarının verimli kullanılması ve su tasarrufu konusunda acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Peki, bu kuraklık Marmara'yı nasıl etkileyecek ve neler yapmalıyız?

İSTANBUL-BHA Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Marmara Bölgesi, 1991-2020 dönemini kapsayan uzun yıllar nisan ayı ortalaması olan 51,9 milimetrelik yağış miktarının altında kaldı. Bölgede bu yılın nisan ayında yalnızca 42,4 milimetre yağış görüldü. Bu da uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 18’lik bir azalma anlamına geliyor. Geçen yıl nisan ayında yağış miktarı 39,3 milimetre olarak ölçülmüştü. Bu yılki veriler, geçtiğimiz yıla göre kısmi bir artışa işaret etse de, genel ortalamaya göre hala kurak bir dönem yaşandığını ortaya koyuyor. Batı Marmara’da yağışlı gün sayısı 5’e kadar düştü Bölgede nisan ayında yağışlı gün sayısı, özellikle batı kesimlerinde 5 güne kadar geriledi. Uzmanlara göre bu durum, tarım alanları için ciddi bir risk oluşturuyor. Prof. Dr. Hüseyin Toros: Baraj dolulukları da azaldı İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, nisan ayının Marmara’da uzun yıllar ortalamasının altında geçtiğini belirterek, baraj doluluk oranlarının da bundan etkilendiğini ifade etti: “Geçen yıl bu tarihte barajlarımızın doluluk oranı %82 civarındaydı. Bu yıl ise oran %79’lara geriledi. Bu da yağış eksikliğinin etkisini gösteriyor.” “Türkiye'nin suyu sınırlı, verimli kullanım şart” Toros, Türkiye’nin sınırlı su kaynaklarına sahip olduğunu belirterek şu uyarıda bulundu: “Ülkemizin çok fazla suyu yok. Ama doğru planlama ve verimli kullanımla yetecek kadar suyumuz var. Su kaynaklarını 3-4 yıllık planlarla kullanmalı, yağmur suyu hasadı kültürünü geliştirmeliyiz.” “Sel ve taşkın riskine de dikkat” İklim değişikliği nedeniyle yağış rejimlerinin değiştiğini vurgulayan Toros, ani ve şiddetli yağışların daha sık görüldüğüne dikkat çekti: “Eskiden bir ayda yağan yağmurun şimdi bir günde yağdığını görebiliyoruz. Bu da şehirlerde sel ve taşkın riskini artırıyor.” Su tasarrufu çağrısı Prof. Dr. Toros, tüm vatandaşların su tasarrufu konusunda duyarlı olması gerektiğini, ayrıca yerel yönetimlerin yağmur suyu toplama projelerine öncelik vermesi gerektiğini belirtti.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Marmara Bölgesi'nde nisan ayı yağışları, uzun yıllar ortalamasının %18 altında kaldı. İTÜ'den Prof. Dr. Hüseyin Toros, baraj doluluk oranlarındaki düşüşe dikkat çekerek su tasarrufu çağrısında bulundu ve yağmur suyu hasadı gibi yöntemlerin önemini vurguladı. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle artan sel ve taşkın riskine karşı da uyarılarda bulundu. Bölgedeki kuraklık tehlikesi, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve bireysel su tasarrufu alışkanlıklarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.