Martı TAG'ın hukuki statüsüyle ilgili kritik bir gelişme yaşandı! İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin e-ulaşım lisansı onay kararı, taksi sektörü ile dijital mobilite arasındaki rekabeti yeniden alevlendirdi. Peki, bu karar ne anlama geliyor? Martı TAG artık tamamen yasal mı? Taksiciler Odası'nın itiraz hakkı süreci nasıl etkileyecek? İşte tüm merak edilenler ve gelecekteki senaryolarla ilgili detaylı analizimiz.

İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nden Martı TAG'a E-Ulaşım Lisansı Onayı: Taksi Sektörü ve Dijital Mobilite Arasındaki Gerilim Sürüyor

Türkiye'de paylaşımlı yolculuk hizmeti denince akla gelen ilk platformlardan biri olan Martı TAG, hukuki statüsüyle ilgili önemli bir dönüm noktasına ulaştı. İstanbul 7. İdare Mahkemesi, yaklaşık iki yıldır devam eden dava sürecinin sonunda, Martı'nın e-ulaşım lisansı alma hakkına sahip olduğuna karar verdi. Bu karar, Martı TAG'ın faaliyetlerine yasal zemin kazandırması açısından büyük bir adım olarak yorumlanıyor, ancak "tamamen yasallaştı mı?" sorusunun yanıtı hala net değil.

Mahkeme Kararı Ne Anlama Geliyor?

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ile Martı TAG arasındaki "korsan taşımacılık" iddiaları ve haksız rekabet davaları, uzun süredir gündemi meşgul ediyordu. Martı'nın e-ulaşım lisansı başvurusuyla ilgili süreç, yargıya taşınmıştı. Son mahkeme kararıyla birlikte, İstanbul 7. İdare Mahkemesi, Martı'nın e-ulaşım lisansı için gerekli yasal şartları yerine getirdiğine hükmetti. Bu, platformun belirli mevzuatlara uygun olarak dijital ulaşım hizmeti sunabilmesi için önemli bir yetki aldığı anlamına geliyor.

Ancak bu karar, Martı TAG'ın mevcut haliyle, yani bireysel araç sahiplerinin yolcu taşıdığı "hatır taşımacılığı" modeliyle tamamen yasallaştığı anlamına gelmiyor. Uzmanlar, kararın daha çok "Martı uygulamasının e-ulaşım lisansı üzerinden yasal sarı taksiler çağırılarak seyahat edilebilmesinin yasallaştığı" şeklinde yorumlanabileceğini belirtiyor. Yani, Martı uygulamasının yasal taksi çağırma platformu olarak faaliyet göstermesinin önü açılmış durumda.

Tartışmalar ve Gelecek Senaryoları

Martı TAG'ın hukuki mücadelesi, taksi sektörü ile yeni nesil dijital ulaşım platformları arasındaki küresel gerilimin bir yansıması. Taksiciler Odası, TAG'ı haksız rekabet yaratan bir "korsan taşımacılık" faaliyeti olarak görüyordu ve uygulamanın durdurulması için çeşitli yasal yollara başvurmuştu. Mahkemenin verdiği bu son karar, dijital mobilite girişimlerinin önünü açan önemli bir emsal niteliği taşıyabilir.

Ancak, kararın kesinleşmesi ve yürürlüğe girmesi için henüz kesinlik yok. Taksiciler Odası'nın veya ilgili diğer kurumların karara itiraz etme hakları bulunuyor. Bu durum, hukuki sürecin uzamasına ve Martı TAG'ın tam anlamıyla nasıl bir modelle hizmet vereceğinin belirsizliğini sürdürmesine neden olabilir.

Öte yandan, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 2024 yılı Ağustos ayında yaptığı bir duyuruya göre, TAG gelirlerinin ticari kazanç niteliğinde olduğu ve sürücülerin şahıs şirketi kurarak vergi kaydı yaptırmaları gerektiği belirtilmişti. Bu durum, olası bir yasallaşma senaryosunda, sürücülerin vergisel yükümlülüklerinin de netleştiğini gösteriyor.

Martı TAG'ın yasal statüsündeki bu gelişme, İstanbul özelinde ve Türkiye genelinde şehir içi ulaşım dinamiklerini kökten değiştirebilecek potansiyele sahip. Gözler şimdi, yargı sürecinin nihai sonucunda ve Martı'nın bu yeni yasal zemini nasıl değerlendireceğinde.

Martı TAG'ın e-ulaşım lisansı alma hakkı kazanması, uzun süren hukuki mücadelenin önemli bir aşaması. Mahkeme kararı, Martı'nın belirli yasal şartları yerine getirdiğini gösterse de, bireysel araç sahiplerinin yolcu taşıdığı mevcut modelin tamamen yasallaştığı anlamına gelmiyor. Uzmanlar, kararın daha çok Martı uygulamasının yasal taksi çağırma platformu olarak faaliyet göstermesinin önünü açtığı yönünde yorumlar yapıyor. Taksiciler Odası'nın itiraz hakkı ve Gelir İdaresi'nin vergi düzenlemeleri, sürecin seyrini etkileyebilecek faktörler arasında. Martı TAG'ın bu yeni yasal zemini nasıl değerlendireceği ve yargı sürecinin nihai sonucu, şehir içi ulaşım dinamiklerini kökten değiştirebilir.