Murat Anar'dan Budapeşte Zirvesi Analizi: Türk Devletleri Teşkilatı'nda KKTC Vurgusu!
Murat Anar'ın kaleminden Budapeşte'deki Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin perde arkası! Macaristan'ın rolü, KKTC'ye verilen destek ve Türkiye'nin artan önemi bu analizde masaya yatırılıyor. Zirvenin Doğu ve Batı arasındaki denge arayışına nasıl bir mesaj verdiği ve Türk dünyasının geleceği için ne anlama geldiği mercek altında. KKTC'nin statüsü ve Türkmenistan'ın Teşkilat içindeki konumu hakkında çarpıcı tespitler. Türk dünyasının birlikteliği ve geleceği üzerine düşündüren bir analiz sizi bekliyor! Bu zirve, Türk dünyası için yeni bir dönemin başlangıcı mı?
ANKARA-BHA Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan. Gözlemci üyeler; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan ve Macaristan. TDT, Türk Devlerinin ortak karar verip bu kararları uygulaması üzerine kurulmuş bir yapı. Bazı Türk devletlerinin Rum kesiminde temsilcilik açması TDT’yi tartışmaya açtırsa da TDT, Ak Sakallılar Konseyi’nin Girne’de toplanması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin konumu hakkında Budapeşte toplantısındaki Türk Devlet Başkanlarının bildirideki net tavrı bu tartışmaları şimdilik rafa kaldırdı. Neden önemli bu toplantı? Macaristan Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen kendini Türk Devletlerinden her platformda ayrı tutmuyor. Macaristan, TDT’de gözlemci üye. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan’ın Türk Devletleri ile ilişkilerinden dolayı Yunanistan ve Rum Kesimi başta olmak üzere Avrupa Birliği ile gerilmiş olan ilişkilerini daha fazla germemek için gayri resmi toplantıya davet edilmedi. KKTC’yi de toplantı sonuç bildirgesini icelediğimiz zaman Türkiye’nin temsil ettiği görülüyor. Toplantının teması ‘Doğunun ve Batı’nın Buluşma Noktası”. Bu tema tesadüf seçilmiş bir tema değil, hem Avrupa Birliği’ne birlik olarak siz tek birlik değilsiniz, Dünya’da etkili güç olmak istiyorsanız, Macaristan’ın gördügü gerçeği görün hem de dünyaya Türk Devletleri artık dünyanın kaderini belirleyici güç mesajı var. Kısaca eğer Doğu ile Batı ortak noktada buluşur, birlikte hareket ederse etkili. Aksi taktirde Avrupa Birliği, başta Türkiye olmak üzere Türk Devletleri olmadan her daima eksik. Budapeşte bildirgesinin söyledikleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek, mevcut durumun korunarak Kıbrıs sorunun çözülmesi gerçekliği şüpheye yer bırakmayacak şekilde bildiride yer aldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık Türk Akademisi’nde de gözlemci üye statüsünde olacak. Bazı Türk Devletlerinin Rum kesimine temsilcilik açması üzerinden başlatılan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”, Türkiye’ye rağmen yok sayıldı, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci konumuna düştü söylemlerine verilen cevap niteliğindeydi TDT Devlet Başkanlarının bu tavrı. Türkiye’nin Suriye, Ukrayna-Rusya, Pakistan-Hindistan ilişkilerinde belirleyici rolü, Türk Dünyasında taktirle karşılandı.Türkiye’nin duruşu aynı zamanda TDT’nin duruşu olarak kabul edildi. Afganistan çalışma grubu TDT bünyesinde kuruldu. Afganistan hakkında ayrıca bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Türk Dünyası’nın artık 21 Mart'ta tüm TDT üye ve gözlemci üye ülkelerinde kutlanacak “Nevruz” Bayramı var. Gelecek yıldan itibaren ortak olarak kutlanacak. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın kurucu üye Macaristan’ın gözlemci üye olduğu Türk Kültür ve Miras Vakfına Özbekistan’da katılacak. Darısı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan’ın başına. TDT’nin Macaristan'daki Temsilcilik Ofisi’ne İcra Direktörü atandı. TDT Gözlemcilerinin (KKTC, Türkmenistan, Macaristan) gençlik ve spor alanında Teşkilat bünyesinde yürütülen değişim programları ve benzer faaliyetlere ev sahipliği yapmalarını teşvik eden maddeler kabul edildi. Ortak alfabe çalışmaları da masaya yatırılan bir diğer konu. Sonuç niyetine; Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, TDT’de neden gözlemci üye? Türk Kültür ve Miras Vakfı gibi önemli bir kuruluşta Türkmenistan ve Kuzey Türk Cumhuriyeti hiç yok. KKTC tanınmıyor bahanesi üretilebilir. Ama Türkmenistan’ın Türk Dünyası ile ilişkileri tekrar gözden geçirilmeli. Türkmenistan’ın bağımsız Türk Cumhuriyetleri’ne karşı endişeleri varsa TDT tarafından acilen bu endişeler giderilmelidir. Türkmenistan, hem TDT’nin hem de Türk Kültür ve Miras Vakfı’nın asli üyesi olmalıdır. Güney Kıbrıs Rum Kesimi uluslararası arenada ısrarla Kıbrıs Rum Cumhuriyeti tabirini kullanıyor ve Kıbrıs’ın tamamını temsil ettiğini iddia ediyor. Bu ismi kullanması bu devlete psikolojik bir üstünlük de sağlıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de ismi Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değişmelidir. TDT’ye rağmen, Türk Devletleri’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı tanımama tutumu da gözden geçirilmelidir. Evet, Türk Devletlerinin Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımamasında maddi ve coğrafi nedenler olabilir. Bunları anlıyoruz ama Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, TDT üyeleri tanımadığı sürece, bu yara kanayacak. Uluslararası arenada daha kendi ırkından olan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan ülkelerin oluşturduğu teşkilat nasıl etkili bir güç olacak ki sorusu bizi rahatsız etse de sorulmaya devam edecektir. Türk Devletleri ilişkilerinde bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, son zamanlarda gözle görülür bir hareketlilik ve bu hareketliliğin getirdiği bir bereket var. Farklı coğrafyaların farklı ekonomik kaygıların ve farklı devlet çıkarlarının olduğu ülkelerin “Türk Birliği” üzerine güzel bir uyum yakalamaları tüm dünyanın da dikkatini çekiyor. Sorunlarımız var mı? Var. Ama Türk’ün aklı ve gücü bu sorunları çözecek. Zeliman Yagub’un mısralarında dediği gibi: “Çekilecek garanlıklar, kölgeler Birleşecek neçe neçe bölgeler Dirilecek OĞUZ HAN'LAR, BİLGE'LER TÜRK’e secde, TÜRK’e tenzim olacak Ezel ahır dünya bizim olacak. Ezel ahır dünya TÜRK’ün olacak.” Yaşasın ırkımın Turan Ülküsü…”Murat Anar'ın analizine göre Budapeşte Zirvesi, KKTC'ye verilen açık destekle dikkat çekiyor. Türkiye'nin Suriye, Ukrayna ve Pakistan-Hindistan ilişkilerindeki rolü takdirle karşılanırken, Afganistan için çalışma grubu kurulması önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Nevruz Bayramı'nın ortak kutlanması ve Türk Kültür ve Miras Vakfı'na Özbekistan'ın katılımı, Türk dünyasının birlikteliğini pekiştiriyor. Ancak Türkmenistan ve KKTC'nin Teşkilat içindeki rolleri yeniden değerlendirilmeli. Anar, KKTC'nin isminin Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirilmesi ve tanınma konusunun Türk Devletleri tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Zirve, Türk dünyasının geleceği için umut vadederken, çözülmesi gereken sorunların da farkında olunması gerektiğinin altını çiziyor.