İsrail Başbakanı Netanyahu'nun tartışmalı politikaları, sadece Filistin topraklarında değil, İsrail içinde de derin yankı uyandırıyor. Güvenlik gerekçesiyle alınan kararlar, insanlığı açlığa ve umutsuzluğa sürüklerken, İsrail halkının bu duruma sessiz kalması büyük bir soru işareti yaratıyor. Tarih, zulme sessiz kalanları affetmezken, İsrail halkının bu sessizliği nereye varacak? Vicdanların sustuğu bir dünyada, insanlık ölüyor mu? İşte tüm detaylar...

M. Fatih TÜTEN / ANKARA-BHA

İsrail’in başındaki Binyamin Netanyahu’nun güvenlik gerekçesiyle uyguladığı politikalar, bir halkı açlığa, ölüme ve çaresizliğe sürüklüyor. Bu durum, yalnızca Filistinlilerin değil, İsrail halkının vicdanını da zorlayan bir tablo yaratıyor.

Uzun yıllardır korku ve düşmanlık üzerinden ilerleyen stratejisiyle Netanyahu, hem bölge barışını hem de insanlığın ortak değerlerini tehdit ediyor. Oysa gerçek güç tanklarda değil, merhamet, vicdan ve adalette gizlidir.

Bugün dünya milletleri yüksek sesle haykırıyor: “Bu zulüm durmalı!” Ancak bu çağrı, yalnızca dışarıdan gelmemeli; en güçlü tepki, İsrail halkının kendi içinden yükselmelidir. Sessizlik, bazen kelimelerden daha öldürücü olabilir.

Tarih, kendi zulmünü yaşamış bir halkın, başka bir halkın acısına kayıtsız kalmasını affetmez. İsrail halkı, Netanyahu’nun politikalarına sessiz kalarak bu suça ortak oluyor.

Ama hâlâ geç değil. İsrail halkı, liderin zalimliğine dur diyerek hem kendi onurunu hem de insanlığın geleceğini koruyabilir. Barış, bir liderin emriyle değil, halkın vicdanıyla başlar. Vicdanlar sustuğunda, insanlık da ölür.

M. Fatih TÜTEN | Yazar

Bu haberde, Binyamin Netanyahu'nun uyguladığı politikaların İsrail ve Filistin üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde inceleniyor. Politikaların bölgedeki insani krizi derinleştirdiği ve İsrail halkının bu duruma sessiz kalarak suça ortak olduğu vurgulanıyor. Makalede, İsrail halkının vicdanına seslenilerek, liderin zalimliğine dur denilmesi ve barışın ancak halkın vicdanıyla başlayabileceği belirtiliyor. Sessizliğin sonuçları ve insanlığın geleceği üzerine düşündürücü bir analiz sunuluyor.