Okullarda Virüs Alarmı: Uzmanlar Uyardı!
Okulların yeniden açılmasıyla birlikte, ebeveynlerin ve eğitimcilerin en büyük endişelerinden biri bulaşıcı hastalıkların yayılma riski oldu. Çocukların kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmesi, virüslerin ve bakterilerin hızla yayılmasına zemin hazırlıyor. Uzmanlar, bu dönemde alınması gereken önlemler konusunda önemli uyarılarda bulunuyor. Aşıların önemi ve hijyen kurallarına uyulmasının hayati önem taşıdığı vurgulanırken, erken teşhis ve tedavi için belirtilere dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor. Çocuklarımızın sağlığını korumak için hep birlikte bilinçli ve dikkatli olmalıyız.
Okulların açılmasıyla kapalı alanlarda daha fazla çocuğun bir araya geldiğini belirten uzmanlar, bu durumun bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırdığını söylüyor.
En sık soğuk algınlığı, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları ve ishal görüldüğünü aktaran Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bununla beraber, yeterli bağışıklığı olmayan çocuklar arasında su çiçeği, kızamık, kabakulak ve el-ayak-ağız hastalığı salgınları da görülebilir.” dedi. Çocukluk çağı aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılmasının çocuklara hastalıklar karşısında bağışıklık kazandıracağına vurgu yapan Mamçu, ebeveynlerin el yıkama ve hijyen kurallarını çocuklara erken yaşta öğretmesi ve okul sürecinde de sık sık hatırlatması gerektiğinin altını çizdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, okulların açılmasıyla birlikte artan bulaşıcı hastalık riskine karşı uyarılarda bulundu.
Kapalı alanlarda çocukların yakın teması, bulaşıcı hastalıkların artmasına yol açıyor!
Okulların açılması ile beraber, kapalı alanlarda daha fazla sayıda çocuğun bir araya gelmesi, yakın temas, mesafenin ortadan kalması ve ortak alan kullanımı gibi nedenlerle bulaşıcı hastalıklarda artış olduğunu aktaran Dr. Dilek Leyla Mamçu, “En sık soğuk algınlığı, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları ve ishal görülür. Bununla beraber, yeterli bağışıklığı olmayan çocuklar arasında su çiçeği, kızamık, kabakulak ve el-ayak-ağız hastalığı salgınları da görülebilir.” dedi.
Bu hastalıkların genellikle virüsler veya bakteriler yoluyla bulaştığını ifade eden Mamçu, “Halsizlik, kırıklık, kas ağrıları ve yüksek ateş enfeksiyonların genel belirtileridir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında burun akıntısı, nezle, hapşırık, öksürük, boğaz ağrısı, gözlerde sulanma öne çıkar. Su çiçeği, kızamık, kabakulak, el-ayak-ağız hastalığı gibi öncelikle deriyi tutan hastalıklarda deri döküntüleri ve kaşıntı ilk belirtiler olabilir.” açıklamasını yaptı.
Aşılar, çocuklara hastalıklara karşı ömür boyu bağışıklık kazandırır!
Ülkemizde çocukluk dönemi aşı takviminde 13 hastalığa karşı rutin aşı uygulaması yapıldığını hatırlatan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bunlar; difteri, boğmaca, tetanos, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, influenza tip b, tüberküloz, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği ve pnömokoktur.” dedi.
Doğumdan itibaren Ulusal Aşı Takvimine uygun olarak rutin aşıları yapılan çocukların 48’inci ayda aşılarının tamamlanmış olacağını kaydeden Mamçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm aşıları zamanında ve eksiksiz yapılan çocukların okula başlama yaşları geldiğinde bu hastalıklara karşı vücutlarında yeterli bağışıklığın olduğu kabul edilir. Aşılar sayesinde çocuklar hastalıklara karşı bağışıklık kazanır. Oluşan bağışıklama genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır. Bağışıklama, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer alır.”
Çocuğa hijyen kurallarını öğretmek, ebeveynlerin en önemli görevlerinden biri!
Çocuğa hijyen kurallarını öğretmenin ve el yıkama alışkanlığını kazandırmanın ebeveynlerin en önemli görev ve sorumluluklarından biri olduğunu vurgulayan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Çocuğun yaşına uygun olarak anlayacağı dilde hastalıklar ve mikroplar anlatılmalı, özellikle ellerini ne zaman ve nasıl yıkayacağı konusunda net ve anlaşılır bilgiler verilmeli.” dedi.
Okul çağı başlamadan önce bu alışkanlığı kazanmış olan bir çocuğun, okulda da bu alışkanlığını sürdürecek, bulaşıcı hastalıklardan önemli derecede korunacağını dile getiren Mamçu, “Tuvalet sonrası ve yemek öncesi ellerin doğru bir şekilde yıkanması, öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunun kapatılması, okul malzemelerinin kişisel olarak kullanılması, giysilerin paylaşılmaması gibi hijyen kuralları okula başlayan çocuklara sık sık hatırlatılmalı.” şeklinde konuştu.
Hastalık belirtisi varsa çocuk okula gönderilmemeli!
38 derece ve daha yüksek bir ateş seviyesinin ebeveynler ve öğretmenler için dikkat çekici olması gerektiğinin altını çizen Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Beraberinde uykuya eğilim, vücutta veya saçlı deride döküntü, menenjit belirtisi olabileceğinden zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.” dedi.
Aşırı ishal ve kusma, cilt ve burun kanamaları, balgamlı öksürük ve aşırı kas ağrısı gibi durumların da bulaşıcı hastalıkların ilk belirtileri olabileceğine işaret eden Mamçu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bulaşıcı hastalıkların kuluçka süreleri 1-7 gün arasında değişir. Kuluçka süresi içinde bir hastalık hiç belirti vermeyebilir veya hafif semptomlar fark edilebilir. Bu dönemde bulaştırıcı olduğu için çocuk okula gönderilmemeli. Bunun dışında okulda salgın ortamının olması, çocukta yüksek ateş, titreme, terleme, aşırı kusma veya ishal varlığında da çocuk evde kalmalı.”
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, okulların açılmasıyla artan bulaşıcı hastalık riskine karşı önemli açıklamalarda bulundu. Kapalı alanlarda çocukların yakın temasıyla yayılan soğuk algınlığı, grip, su çiçeği gibi hastalıkların belirtilerine dikkat çekildi. Aşıların çocukları hastalıklara karşı ömür boyu koruduğu ve hijyen kurallarının erken yaşta öğretilmesinin önemine vurgu yapıldı. Hastalık belirtisi gösteren çocukların okula gönderilmemesi gerektiği belirtilirken, ebeveynlerin ve öğretmenlerin bu konuda bilinçli olması gerektiği ifade edildi.