Son Dakika: Türkiye'de Yatırımcı Sayısı Rekor Kırdı! MKK'dan Şaşırtan Rakamlar
Türkiye'de yatırımcı sayısı hızla artarken, uzmanlar portföy dağılımı ve nitelikli insan kaynağı eksikliği konusunda endişelerini dile getiriyor. MKK'nın açıkladığı son verilere göre kayıtlı yatırımcı sayısı 37,47 milyona ulaşarak rekor kırdı. Ancak bu hızlı büyüme, yatırımcıların risk tercihleri ve finansal okuryazarlık seviyesi gibi önemli konuları gündeme getiriyor. Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, yatırımcı sayısındaki artışın heyecan verici olduğunu ancak finansal istikrar için yatırım davranışlarının da aynı hızda gelişmesi gerektiğini vurguluyor. Peki, bu rekor artış sürdürülebilir mi? Yatırımcıları bekleyen riskler neler?
Yatırımcı sayısındaki hızlı artışa karşın portföy dağılımı, risk tercihleri ve nitelikli insan kaynağının aynı hızda gelişmemesi; finans ve kripto piyasalarında sürdürülebilirlik ve yatırımcı güveni açısından yeni bir tartışma başlığı oluşturuyor.
Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından yayımlanan 2025 3. çeyrek verilerine göre Türkiye’de kayıtlı yatırımcı sayısı 37,47 milyona yükseldi. Aynı raporda bakiyeli yatırımcı sayısı 10,52 milyon olarak kaydedildi. Uzmanlar yatırımcı tabanının genişlemesinin olumlu olmakla birlikte portföy tercihlerindeki yoğunlaşmanın risk dağılımı ve sürdürülebilir yatırım davranışı açısından dikkatle ele alınması gerektiğini ifade ediyor.
Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, yatırımcı sayısındaki artışın heyecan verici olduğunu; ancak finansal istikrar açısından yatırım davranışlarının aynı hızda gelişmesi gerektiğini belirtti.
Vatansever, “Yatırımcı artışı tek başına başarı değildir. Nicel büyüme yaşanırken nitel büyüme aynı hızda ilerlemiyor. Portföy dağılımının sağlıklı gelişmemesi, uzun vadeli yatırımcı davranışı ve piyasa güveni açısından risk oluşturuyor.” dedi.
Vatansever, özellikle yeni yatırımcı kitlesinde beklenti–ürün uyumsuzluğunun dikkat çektiğini vurguladı:
“Yatırımcıların önemli bir kısmı kısa vadeli yüksek getiri beklentisiyle piyasaya giriş yapıyor ancak portföyler uzun vadeli disiplin gerektiren varlıklara ağırlık veriyor. Beklenti–ürün uyumsuzluğu kalıcılığı azaltıyor.”
“İşlem hacmi büyüyor, aynı hızda büyümeyen şey insan kaynağı”
Vatansever, finans ve kripto ekosisteminde dijitalleşmenin işlem hacmini artırdığını; buna karşın süreçleri yöneten kadroların aynı hızda genişlemediğini belirtti:
“Hem finans hem kripto tarafında işlem hacmi büyüyor ancak bunu yöneten insan kaynağı aynı ölçüde genişlemiyor. Bu nedenle portföy yönetimi, risk yönetimi, yatırım danışmanlığı, operasyon ve uyum pozisyonları giderek daha kritik hâle geliyor.”
SPL lisansları ve insan kaynağı standardı
SPL–SPK ilişkisine değinen Vatansever, lisanslı kadroların finansal piyasaların kurumsallaşmasında rol oynadığını ifade etti:
“Düzey 1, Düzey 3, Türev Araçlar ve Kurumsal Yönetim Derecelendirme lisansları, piyasada en sık talep edilen SPL lisansları arasında yer alıyor. SPL, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilen lisanslama ve sicil sistemi olarak sermaye piyasasında standart oluşturuyor. Finans kuruluşlarında SPL lisansları mevzuat gereği önem taşırken, kripto varlık hizmet sağlayıcılarında da uyum ve risk yönetimi alanlarında bu tip yetkinliklere yönelik talebin arttığını gözlemliyoruz.”
“Ekosistemin tamamında bilgi kapasitesi güçlenirse yatırımcı güveni ve ülke ekonomisi kazanır”
Bu çerçevede Vatansever, finansal piyasaların sağlıklı gelişiminin yalnızca şirketlerde değil, ekosistemin tamamında bilgi ve uzmanlık kapasitesinin artmasıyla mümkün olabileceğini belirtti:
“Yalnızca finans ve teknoloji şirketlerinde değil; ekosistemde inceleme, değerlendirme, gözetim ve yorum yetkisi taşıyan tüm profesyonellerde bilgi kapasitesinin güçlenmesi önemli. Kripto varlıklar gibi hızlı gelişen alanların daha doğru, daha objektif ve daha isabetli analiz edilmesi; yatırımcı güveni ve piyasa istikrarı için değer üretir.”
Vatansever, sektör STK’larının bu sürece katkı sunma potansiyeli bulunduğunu da vurguladı:
“Sektörde faaliyet gösteren STK’lar olarak bilgi paylaşımı, eğitim ve paydaşlar arası iletişimde köprü rolü üstlenmeye gönüllüyüz. Ortak aklın güçlenmesi, sektörün tamamının sağlığına hizmet ettiği gibi; yatırımcı güveninin artması ve piyasa istikrarının güçlenmesi yoluyla ülke ekonomisine de olumlu katkı sağlar.”
“Kalıcı yatırımcıyı belirleyen şey dijital erişim değil, bilgi ve güven”
Vatansever, yatırımcıların piyasadaki kalıcılığının doğru ve zamanında bilgiye erişimle ilişkili olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijitalleşme piyasaya giriş hızını artırıyor ancak uzun süre piyasada var olmayı belirleyen şey dijital erişim değil; bilgi, risk farkındalığı ve güven. Bilgi akışı kesildiğinde yatırımcıların piyasalardaki ömrü kısalıyor.”
Uzmanlar, ürün çeşitliliğinin artırılması, risk dağılımının dengelenmesi ve finans ile kripto varlık ekosistemlerinde lisanslı insan kaynağı kapasitesinin güçlendirilmesinin yatırımcı güveni ve piyasa istikrarı açısından önem taşıdığını ifade ediyor.
MKK verileri, Türkiye'de yatırımcı sayısının 37,47 milyona yükseldiğini gösteriyor. Ancak uzmanlar, yatırımcı tabanının genişlemesine rağmen portföy tercihlerindeki yoğunlaşmanın risk dağılımı açısından dikkatle ele alınması gerektiğini belirtiyor. Şenol Vatansever, niteliksel büyümenin niceliksel büyümeyle paralel ilerlemesi gerektiğini vurgularken, beklenti-ürün uyumsuzluğunun kalıcılığı azaltabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, finans ve kripto ekosistemindeki işlem hacmi artışına rağmen insan kaynağı kapasitesinin aynı hızda gelişmemesi, risk yönetimi ve yatırım danışmanlığı gibi alanlarda kritik bir boşluk yaratıyor. SPL lisanslarının önemi vurgulanırken, ekosistemin tamamında bilgi kapasitesinin güçlenmesiyle yatırımcı güveninin artacağı belirtiliyor. Kalıcı yatırımcıyı belirleyen şeyin dijital erişim değil, bilgi ve güven olduğu da önemli bir tespit olarak öne çıkıyor.