Türkiye, küresel iklim mücadelesinde kritik bir rol üstleniyor! COP31 İklim Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak olmamız, ülkemizin bu alandaki kararlılığının ve potansiyelinin bir göstergesi. Peki, bu ev sahipliği Türkiye için ne anlama geliyor? İklim değişikliğiyle mücadelede nasıl bir etki yaratacak? Hangi fırsatları beraberinde getirecek? İşte COP31 ve Türkiye'nin iklim diplomasisindeki yükselişi hakkında bilmeniz gereken her şey!

ANKARA - BHA

197 ülkenin katılımıyla her yıl gerçekleştirilen COP toplantılarında sera gazı azaltım hedeflerinden uyum politikalarına, iklim finansmanından karbon piyasalarına kadar birçok küresel karar alınıyor. Paris Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik yol haritası da bu süreçte belirleniyor.

Aşağıda COP sürecine ve Türkiye’nin ev sahipliğine ilişkin beş temel sorunun yanıtı yer alıyor:

COP nedir?

COP, UNFCCC’nin en üst karar organını temsil ediyor ve taraf ülkelerin her yıl bir araya geldiği “Taraflar Konferansı” anlamına geliyor. Bu toplantılarda sera gazı salımı, uyum politikaları, iklim finansmanı ve kayıp-zarar mekanizmaları gibi konularda küresel politikalar belirleniyor. Paris Anlaşması’nın uygulanmasına ilişkin düzenlemeler de COP kapsamında şekilleniyor.

COP’a ev sahipliği yapmak hangi avantajları sağlar?

Bir ülkenin COP’a ev sahipliği yapması; diplomatik görünürlük, ekonomik hareketlilik ve çevresel farkındalık anlamında önemli kazanımlar yaratıyor. On binlerce katılımcı sayesinde turizm ve hizmet sektörleri büyük ölçüde canlanıyor. Aynı zamanda yenilenebilir enerji, sürdürülebilir şehircilik ve iklim uyum projeleri ev sahibi ülkede daha güçlü şekilde gündeme taşınıyor.
Uluslararası finans kuruluşlarının ilgisi artarken, ülke temiz enerji ve iklim yatırımları açısından daha cazip hale geliyor. Ev sahibi şehir ise iki hafta boyunca küresel iklim diplomasisinin merkezi konumuna yükseliyor.

Önceki COP toplantılarına kimler ev sahipliği yaptı?

1995’ten bu yana COP toplantıları farklı kıtalarda düzenlendi. Bazı dikkat çeken ev sahibi ülkeler şunlar:
Berlin (COP1), Kyoto (COP3), Kopenhag (COP15), Paris (COP21), Glasgow (COP26), Şarm el-Şeyh (COP27), Dubai (COP28), Bakü–Azerbaycan (COP29, 2024), Belem–Brezilya (COP30, 2025).
Türkiye ise gelecek yıl ilk kez COP toplantılarına ev sahipliği yapacak.

Ev sahipliği ne tür sorumluluklar getiriyor?

COP’a ev sahipliği yapmak, yüz bini aşkın katılımcıya uygun altyapı ve organizasyon sunmayı gerektiriyor. Büyük toplantı alanlarından medya merkezlerine, yan etkinlik salonlarından güvenlik düzenlemelerine kadar kapsamlı bir hazırlık yürütülüyor.
Sürdürülebilirlik, sıfır atık yaklaşımı ve karbon nötr organizasyon ilkeleri temel gereklilikler arasında bulunuyor. Ayrıca üst düzey diplomasi trafiğinin yönetilmesi, teknik komite toplantılarının koordinasyonu ve müzakerelerin sağlıklı ilerlemesi gibi görevler de ev sahibi ülkeye ait.

Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapması ne anlama geliyor?

Türkiye, COP31 için Avustralya ile ortak adaylık sürecinde bulunuyordu. Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenen COP30’da alınan kararla bir sonraki zirvenin Türkiye’de yapılmasına karar verildi.
Böylece 196 ülke gelecek yıl Türkiye’de iklim gündemi için bir araya gelecek. COP31 Liderler Zirvesi’nin İstanbul’da, COP31’in ise Antalya’da gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Bu süreçle birlikte Türkiye, küresel iklim diplomasisinin merkezi haline gelirken, iklim finansmanı, temiz enerji ve yeşil teknoloji alanlarında uluslararası yatırımların ilgisinin artması bekleniyor. Ayrıca Türkiye’nin emisyon azaltım hedefleri ve yeşil dönüşüm politikaları küresel düzeyde daha görünür hale gelecek.

Türkiye'nin COP31'e ev sahipliği yapması, ülke için hem prestij hem de büyük sorumluluklar anlamına geliyor. Bu etkinlik, Türkiye'nin iklim finansmanı, temiz enerji ve yeşil teknoloji alanlarında uluslararası yatırımların ilgisini çekmesine yardımcı olacak. Ayrıca, Türkiye'nin emisyon azaltım hedefleri ve yeşil dönüşüm politikaları da küresel düzeyde daha görünür hale gelecek. COP31 Liderler Zirvesi'nin İstanbul'da, COP31'in ise Antalya'da gerçekleştirilmesi planlanıyor.