Vatandaşlık Ticaretine Ağır Darbe: 106 Gözaltı!
Türkiye, sahte vatandaşlık skandalıyla sarsılıyor! İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın duyurduğu operasyonda, yüzlerce yabancıya usulsüz yollarla vatandaşlık sağlayan bir suç örgütü çökertildi. Operasyonun detayları şoke ederken, vatandaşlık alanların akıbeti merak konusu. Şebekenin devasa mal varlığına el konulurken, soruşturma derinleşiyor. Vatandaşlık ticaretinin perde arkası ve operasyonun tüm detayları haberimizde!
İSTANBUL - BHA
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, elebaşı M.A. olan örgütün, muvazaalı satışlarla yüzlerce yabancıya vatandaşlık kazandırdığını duyurdu.
Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, "suç örgütü kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, göçmen kaçakçılığı, suçtan elde edilen mal varlığını aklama, nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik" suçlarına yönelik düzenlenen operasyonlar sonucunda, örgütün 451 yabancının aileleriyle birlikte vatandaşlık kazanmasını sağladığı belirlendi. Bu kişilerin vatandaşlıklarının iptali için yasal süreç başlatıldı.
Operasyon kapsamında örgütün sahip olduğu mal varlıklarına da el konuldu. Bunlar arasında bir holding ve 5 anonim şirket, 1240 daire, 65 arsa, 47 otomobil ve çeşitli banka hesapları bulunuyor.
Bakan Yerlikaya, operasyonun başarısında emeği geçen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne, Göçmen Kaçakçılığı Şube Müdürlüğü’ne, MASAK ekiplerine ve polis teşkilatına teşekkür ederek, “Kahraman polislerimizi kutluyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul merkezli operasyonda, elebaşı M.A. olan suç örgütünün, muvazaalı gayrimenkul satışlarıyla 451 yabancının aileleriyle birlikte Türk vatandaşlığı almasını sağladığı tespit edildi. Bu kişilerin vatandaşlıklarının iptali için yasal süreç başlatılırken, örgütün bir holding, 5 anonim şirket, 1240 daire, 65 arsa ve 47 otomobil gibi mal varlıklarına el konuldu. İçişleri Bakanı Yerlikaya, operasyonda emeği geçenleri tebrik ederek, suç örgütlerinin faaliyetlerine asla izin verilmeyeceğini vurguladı. Operasyon, Türkiye'deki vatandaşlık süreçlerinin ne kadar sıkı denetlenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.