6 Eylül 2025 Cumartesi
DOLAR 41.29 ₺
EURO 48.43 ₺
STERLIN 55.82 ₺
G.ALTIN 4,758.68 ₺
BTC 110,944.53 $
ETH 4,327.21 $
BİST 10,729.49

    Aşırı Özür Dilemek Özgüveni Nasıl Yok Ediyor? Uzmanından Uyarılar!

    Yaşam 14
    Yayınlama: 6 Eylül 2025 Cumartesi 12:24 Kaynak: Kapsül Haber Ajansı

    Uzmanlar, sürekli özür dileme alışkanlığının altında yatan psikolojik nedenleri ve özgüvene etkilerini açıkladı. Bu davranışın sosyal ilişkilerde yarattığı sorunlara dikkat çekildi.

    Aşırı Özür Dilemek Özgüveni Nasıl Yok Ediyor? Uzmanından Uyarılar!

    Sürekli özür dilemek, ilk bakışta masum bir nezaket göstergesi gibi görünse de, aslında özgüveninize ciddi zararlar verebilir mi? Uzmanlar, bu davranışın kökeninde yatan psikolojik dinamikleri ve sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerini mercek altına alıyor. Çocukluk çağı deneyimlerinin, toplumsal cinsiyet rollerinin ve kaygı bozukluklarının bu alışkanlığı nasıl tetiklediği detaylı bir şekilde inceleniyor. Peki, bu kısır döngüyü kırmak ve daha sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün mü? İşte, uzmanından önemli tavsiyeler ve çözüm önerileri!

    Sürekli özür dileme davranışının bazı psikolojik temelleri olabileceğini belirten uzmanlar, bu durumun çoğu zaman nezaketin ötesine geçerek kişinin özgüvenini zedeleyebildiğini söylüyor.

    Sürekli ve yersiz özür dileme davranışının genellikle düşük benlik saygısı, sosyal kaygı ve çocuklukta deneyimlenen eleştirel ebeveyn tutumlarıyla ilişkili olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Sosyal ilişkilerde hem kişinin kendisi hem de çevresi için yorucu hale gelebilir. Arkadaşlık ve romantik ilişkilerde bu durum, karşı tarafın üstün konumda hissetmesine ve ilişki dinamiğinin dengesizleşmesine yol açabilir.” dedi. Kadınların erkeklere göre daha fazla özür dilemesinin biyolojik değil, toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili olduğunu vurgulayan Aydın, öz farkındalık geliştirmenin, gereksiz özürlerin önüne geçmek için önemli bir adım olduğunu kaydetti.

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sürekli ve gereksiz özür dileme davranışının psikolojik temelleri, toplumsal cinsiyet etkileri, olumsuz sonuçları ve bu davranışın nasıl değiştirilebileceği konusunda bilgi verdi.

    Özür dilemek, kişinin onaylanma ve reddedilmekten kaçınma ihtiyacını yansıtıyor!

    Sürekli ve yerli yersiz özür dileme davranışının, genellikle düşük benlik saygısı, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya bağımlı kişilik özellikleriyle ilişkili olabileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Özür dilemek burada sadece bir nezaket ifadesi değil, aynı zamanda kişinin onaylanma ve reddedilmekten kaçınma ihtiyacının bir yansımasıdır.” dedi.

    Sosyal fobisi olan bireylerin, aslında herhangi bir yanlış yapmasa bile ‘yanlış anlaşılma’ ihtimaline karşı sürekli özür dileyebileceklerini aktaran Aydın, “Sürekli özür dileme davranışının kökeninde çoğunlukla çocuklukta yaşanan ebeveyn tutumları ve aile dinamikleri bulunur. Aşırı eleştirel, otoriter veya cezalandırıcı ebeveyn tutumları, çocuğun ‘yanlış yaparsam sevgiyi kaybederim’ inancını geliştirmesine yol açabilir. Ayrıca travmatik deneyimler, özellikle de duygusal veya fiziksel istismar, çocuğun ilerleyen yaşlarda uyum stratejisi olarak sürekli özür dilemesini tetikleyebilir. Böyle bir çocuk yetişkinlikte de karşısındakinin öfkesini yatıştırmak için refleksif olarak özür dilemeye devam edebilir.” şeklinde konuştu.

    Sürekli özür dilemek, zamanla özgüvensiz algılanmaya yol açabiliyor!

    Sürekli özür dilemenin, sosyal ilişkilerde hem kişinin kendisi hem de çevresi için yorucu hale gelebileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Başlangıçta mütevazı ve düşünceli bir tavır olarak algılansa da, zamanla kişinin özgüvensiz, kararsız veya pasif biri olarak görülmesine neden olabilir.” dedi.

    Arkadaşlık ve romantik ilişkilerde bu durumun, karşı tarafın üstün konumda hissetmesine ve ilişki dinamiğinin dengesizleşmesine yol açabileceğine işaret eden Aydın, sürekli özür dileyen bir bireyin, partneriyle tartışmalarda haklı olsa bile geri adım atarak sağlıksız bir ilişki döngüsünü pekiştirebileceğini aktardı.

    Sürekli özür dilemenin arkasındaki esas psikolojik temel…

    Sürekli özür dileme eğilimine, genellikle aşırı kaygı, suçluluk duyguları, utangaçlık, onaylanma ihtiyacı ve kararsızlık gibi psikolojik belirtilerin eşlik ettiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Klinik gözlemler, bu kişilerin sık sık ruminasyon (aşırı düşünme), kendi davranışlarını tekrar tekrar sorgulama ve başkalarının tepkilerine aşırı duyarlılık sergilediğini ortaya koyuyor.” dedi.

    Aydın, “Dolayısıyla özür dilemek tek başına bir belirti değil, daha geniş bir kaygı ve özgüven sorunlarının görüntüsü olabilir.” açıklamasını yaptı.

    Kadınların daha fazla özür dilemesi biyolojik değil, cinsiyet rolleriyle ilgili!

    Araştırmaların, kadınların erkeklere kıyasla daha fazla özür dilediğini gösterdiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bunun nedeni, kadınların yanlış davranışı daha kolay algılamaları ve sosyal ilişkilerde uyumu koruma eğilimlerinin daha yüksek olmasıdır.” dedi.

    Ancak bu farkın biyolojik değil, daha çok toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili olduğunu vurgulayan Aydın, “Küçük yaşlardan itibaren kız çocuklarına daha fazla uyumlu, ‘iyi’ ve ‘kibar’ olma mesajı verilirken, erkek çocukları daha fazla bağımsızlık ve otoriteye teşvik edilir.” ifadelerini kullandı.

    Hangi durumlarda gereksiz özür dilendiğinin farkına varılmalı!

    Sürekli özür dileme davranışını değiştirmek için öncelikle öz farkındalık geliştirmenin önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Kişi, hangi durumlarda gereksiz özür dilediğini fark ederek bir ‘özür günlüğü’ tutabilir. Bunun yerine teşekkür etmek; ‘geç kaldım, kusura bakma’ yerine ‘beklediğin için teşekkür ederim’ gibi alternatif ifadeler kullanmak, davranışın otomatikleşmesini kırmada etkili olur. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi (BDT), kişinin düşünce kalıplarını sorgulamasına ve daha sağlıklı iletişim becerileri geliştirmesine yardımcı olur. Özellikle güvenli iletişim pratikleri sayesinde kişi, özür dilemeden de saygılı ve net biçimde kendini ifade etmeyi öğrenebilir.”

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sürekli özür dileme davranışının düşük benlik saygısı, sosyal kaygı ve eleştirel ebeveyn tutumlarıyla ilişkili olduğunu belirtiyor. Kadınların daha fazla özür dilemesinin toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili olduğunu vurgulayan Aydın, öz farkındalık geliştirmenin ve bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin bu alışkanlığı değiştirmede etkili olduğunu ifade ediyor. Sürekli özür dilemek yerine teşekkür etmenin ve güvenli iletişim pratikleri geliştirmenin önemine dikkat çekiliyor.

    BENZER HABER
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code