Siyasete atılan emekli kamu görevlilerinin söylemleri tartışma yaratmaya devam ediyor. Avşar, bu durumun devlet geleneğine verdiği zararlara dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Görev sonrası sorumlulukların devam ettiğini vurgulayan Avşar, eleştirinin yapıcı olması gerektiğinin altını çizdi. Peki, emekli bürokratların siyasetteki rolü ne olmalı? Devlet geleneğinin korunması için neler yapılmalı? İşte Avşar'ın çarpıcı açıklamaları...
ANKARA - BHA
Avşar, geçtiğimiz günlerde siyasete atılan bir emekli subayın hakaret, küfür ve hedef gösteren söylemleri nedeniyle tutuklanmasını hatırlatarak, “Kişinin geçmiş hizmetlerine bakarak bugün işlediği suçları görmezden gelecek bir adalet ve yargı sistemi dünyada yoktur” ifadelerini kullandı.
Devletin sadece hukuki ve idari yapılardan ibaret olmadığını, aynı zamanda tarihsel bir bellek, kurumsal süreklilik ve toplumsal meşruiyetin temsili olduğunu vurgulayan Avşar, “Devlet geleneği, krizlere rağmen esneklik sağlayan ve sürekliliği koruyan bir değerler bütünüdür” dedi.
Görevden ayrılan bazı kişilerin siyasete girdikten sonra kırıcı, hakaret içeren, kurumları yıpratan söylemler geliştirdiğini belirten Avşar, bunun üç olumsuz sonuç doğurduğunu ifade etti:
Temsil edilen kurumların saygınlığı zedeleniyor.
Toplum, bu kişilerin görevdeki tarafsızlığını sorguluyor.
Genç kuşakların devlete olan aidiyet duygusu zarar görüyor.
Eleştirinin ve önerinin demokrasinin güvencesi olduğuna işaret eden Avşar, “Yapıcı eleştiri reform alanlarını işaret eder, yıkıcı eleştiri ise toplumsal kutuplaşmayı derinleştirir” dedi.
Devlet geleneğinin korunması için emeklilik sonrası döneme yönelik etik standartların belirlenmesi gerektiğini belirten Avşar, eski kamu görevlilerinin bilgi ve deneyimlerinden toplumsal fayda üretilecek şekilde yararlanılması gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, emekliliğin kamu görevlileri için sorumlulukların sona erdiği değil, daha rafine bir biçimde devam ettiği bir dönem olduğunu kaydeden Avşar, “Görev sonrası vakar, devlet geleneğini güçlendirmenin en önemli aracıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Avşar, devlet geleneğinin sadece hukuki ve idari yapılar olmadığını, aynı zamanda tarihsel bir bellek ve toplumsal meşruiyetin temsili olduğunu vurguladı. Emekli kamu görevlilerinin siyasete atıldıktan sonraki kırıcı söylemlerinin kurumlara zarar verdiğini, toplumun güvenini sarstığını ve genç nesillerin devlete olan aidiyet duygusunu zedelediğini belirtti. Eleştirinin yapıcı olması gerektiğini, yıkıcı eleştirinin ise toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğini ifade etti. Emeklilik sonrası döneme yönelik etik standartlar belirlenmesi ve eski kamu görevlilerinin bilgi ve deneyimlerinden toplumsal fayda üretilecek şekilde yararlanılması gerektiğini savundu. Avşar, görev sonrası vakarın devlet geleneğini güçlendirmenin en önemli aracı olduğunu sözlerine ekledi.