Biyoteknoloji dünyasında çığır açacak gelişmeler yaşanıyor! Dr. Ercan Varlıbaş'ın açıklamaları, biyoteknolojinin sadece bir bilim dalı olmadığını, aynı zamanda sağlıklı yaşam ve uzun ömür için de bir anahtar olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul'da kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye'nin bu alandaki iddiasını gözler önüne sererken, hedef 10 yıl içinde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek. Peki, biyoteknoloji gerçekten 122 yaşına kadar yaşamayı mümkün kılabilir mi? Bu devrim niteliğindeki gelişmeler, sağlık, tarım ve gıda sektörlerini nasıl etkileyecek? İşte tüm detaylar ve uzman görüşleri...
BİYOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik alanlara katacağı değer ile 122 yaşına kadar sağlıklı yaşamın mümkün olabileceğini vurguladı. Varlıbaş, İstanbul’da hayata geçirilen Biyoteknoloji Vadisi ile Türkiye’nin bu alanda büyük bir atılıma imza attığını belirtti. Türkiye’nin hedefinin, 10 yıl içinde biyoteknolojide dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer almak olduğunu ifade etti.
Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi.
Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor.
“BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK”
Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı.
Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi.
Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı.
“BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR”
Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı.
Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi.
“YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI”
Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı
Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojinin stratejik alanlardaki dönüştürücü etkisine dikkat çekerek, Türkiye'nin bu alandaki atılımının önemini vurguladı. Biyoteknoloji Vadisi'nin sadece üretim ve Ar-Ge merkezi değil, aynı zamanda ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bir ekosistem olduğunu belirtti. Hedefler arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up'ın desteklenmesi yer alıyor. Varlıbaş ayrıca, yerli ilaç üretiminin Türkiye'nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.