Ankara'da gerçekleşen 61. Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde çocuk adaleti konusu masaya yatırıldı. Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Dr. Hüseyin Şık, kongrede yaptığı değerlendirmelerde, çocuk adaletinin sadece hukuki bir süreç olmadığını, aynı zamanda onarıcı yaklaşımların da büyük önem taşıdığını belirtti. Şık, denetimli serbestlik sisteminin bu alandaki rolüne dikkat çekerken, psikiyatri biliminin suçun önlenmesi ve suçluların topluma yeniden kazandırılması noktasında vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu vurguladı. Peki, çocuk adaletinde onarıcı adalet ne anlama geliyor ve bu yaklaşım nasıl uygulanıyor? Kongrede bu sorulara yanıt arandı.
NAZLI ÖNGÖREN / ANKARA - BHA
Ankara'da düzenlenen 61. Ulusal Psikiyatri Kongresine ilişkin sosyal medya hesabında paylaşım yapan Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Dr. Hüseyin Şık, Denetimli serbestlik sisteminin çocuk adaletindeki rolü ve onarıcı adalet yaklaşımının önemi üzerine kısa bir değerlendirme yaptıklarını belirterek x hesabında şu ifadelere yer verdi:
"Aslında dinleyici olarak katılmıştık; ancak nazik davetleri üzerine birkaç kelam etmemiz istendi. Biz de denetimli serbestlik sisteminin çocuk adaletindeki rolü ve onarıcı adalet yaklaşımının önemi üzerine kısa bir değerlendirme yaptık. Bu noktada psikiyatri biliminin katkısı, suçu önleyici, koruyucu ve onarıcı adalet anlayışının güçlenmesinde eşsiz bir değere sahiptir. Böylesine kıymetli ve bilimle örülü bir Kongre'de, psikiyatristlerin derinlikli bakışlarıyla aynı hedefte buluşmaktan büyük onur duydum. Emeği geçenlere teşekkür ederim."

Dr. Hüseyin Şık'ın 61. Ulusal Psikiyatri Kongresi'ndeki açıklamaları, çocuk adaletine farklı bir bakış açısı getiriyor. Şık, denetimli serbestlik sisteminin çocuk adaletindeki rolünü ve onarıcı adalet yaklaşımının önemini vurgulayarak psikiyatrinin suç önleme, koruma ve onarıcı adalet anlayışının güçlenmesindeki kritik rolüne dikkat çekti. Kongrede, psikiyatristlerin derinlikli bakış açılarıyla aynı hedefe odaklanmanın önemi vurgulanırken, çocuk adaletinin yalnızca hukuki bir süreç olmanın ötesinde, onarıcı ve iyileştirici bir yaklaşımla ele alınması gerektiği belirtildi. Bu yaklaşım, suça sürüklenen çocukların topluma yeniden kazandırılması ve suç oranlarının azaltılması açısından büyük önem taşıyor.