Kocaeli Dilovası'nda yaşanan ve büyük üzüntüye yol açan patlama, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yankı buldu. Patlamanın ardındaki ihmaller zinciri ve sorumlularının kimler olduğu sorusu Meclis'e sunulan soru önergesiyle gündeme taşındı. İzinsiz bir atölyenin nasıl bu kadar uzun süre faaliyet gösterebildiği, daha önce yapılan CİMER başvurularının neden dikkate alınmadığı ve iş güvenliği önlemlerinin neden alınmadığı gibi kritik soruların cevapları aranıyor. Bu acı olay, işçi sağlığı ve güvenliğinin ne denli göz ardı edildiğini bir kez daha gözler önüne sererken, benzer faciaların yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin aciliyetini vurguluyor. Meclis'teki bu girişim, adaletin yerini bulması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması adına umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
KOCAELİ-BHA
Meclise sunulan soru önergesinde, patlamanın “öngörülebilir ve önlenebilir bir iş cinayeti” olduğu vurgulandı. Önergede, hayatını kaybeden işçilerden ikisinin çocuk, üçünün ise emeklilik yaşında çalışmak zorunda kalan kadınlar olduğu ifade edildi.
Daha önce atölye hakkında CİMER’e yapılan şikâyetlerin sonuçsuz kaldığı hatırlatılan önergede, iş güvenliği eksiklikleri, sigortasız ve çocuk işçi çalıştırılması, usulsüz dolum ve işçilerin yemek paralarının ödenmemesi gibi ihlallerin denetimsizlik nedeniyle önlem alınmadan kaldığı belirtildi. Ayrıca, hakkında yıkım kararı bulunan atölyenin faaliyetlerini sürdürdüğü ve yangın merdiveni ile acil çıkış kapısı bulunmadığı vurgulandı.
Ruhsat tartışmalarına da değinilen önergede, atölyenin ruhsatsız mı olduğu yoksa yeni belediye yönetimi döneminde mi ruhsat aldığı soruldu. Eğer ruhsat yeni verilmişse, işverenin kimyasal dolum faaliyeti beyanı ile ruhsat türünün örtüşüp örtüşmediği ve Bakanlık denetiminden geçip geçmediği soruldu. Önergede, kimyasal üretim tesislerinin özel denetime tabi olması gerektiği hatırlatıldı.
Patlamanın ardından 7 bürokratın görevden alınmasının, sistematik ihmali gösteren bir işaret olduğu belirtildi ve olayın münferit değil, ucuz işgücü sömürüsüne dayalı yoksulluk politikalarının sonucu olduğu ifade edildi.
Soru önergesinde Bakanlığa yöneltilen sorular arasında, patlamanın kesin nedeni, iş güvenliği ve yangın önlemlerine ilişkin denetim raporları, atölyede 18 yaş altı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, CİMER şikâyetlerinin neden dikkate alınmadığı ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında işlem yapılıp yapılmayacağı yer aldı.
Önergede ayrıca Türkiye’nin Eurostat verilerine göre Avrupa’da iş kazalarında en kötü sicile sahip ülkelerden biri olduğuna dikkat çekilerek, günde en az 6 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği ve bu ölümlerin kader değil, sermaye ve denetimsizlik kaynaklı olduğu vurgulandı.
Meclise sunulan soru önergesi, Dilovası'ndaki patlamanın 'öngörülebilir ve önlenebilir bir iş cinayeti' olduğunu vurgulayarak, ihmaller zincirini gözler önüne seriyor. Atölyeyle ilgili CİMER'e yapılan şikayetlerin sonuçsuz kalması, iş güvenliği eksiklikleri, sigortasız ve çocuk işçi çalıştırma iddiaları, usulsüz dolum gibi ihlallerin denetimsizlik nedeniyle önlem alınmadan devam ettiği belirtiliyor. Ayrıca, hakkında yıkım kararı bulunan atölyenin faaliyetlerini sürdürmesi ve yangın merdiveni ile acil çıkış kapısının bulunmaması gibi hayati eksiklikler de raporda yer alıyor. Patlamanın ardından 7 bürokratın görevden alınması, olayın münferit değil, sistematik ihmalin bir sonucu olduğu şüphesini güçlendiriyor. Soru önergesi, Bakanlığa yönelik çeşitli sorularla olayın aydınlatılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını amaçlıyor.