Türkiye ekonomisi için umut vadeden bir gelecek mi bizi bekliyor? Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıkladığı 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri, ekonomik büyüme konusunda iddialı bir tablo çiziyor. Peki, bu hedefler ne kadar gerçekçi? Vatandaşın cebine yansıması nasıl olacak? İhracat, turizm, istihdam ve enflasyon rakamlarında beklenen iyileşmeler, Türkiye'yi ekonomik olarak nasıl bir konuma taşıyacak? Tüm bu soruların cevapları, ekonomi dünyasının ve vatandaşların merakla beklediği gelişmelerle şekillenecek.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini kamuoyuyla paylaştı.
Yılmaz, uygulanan politikalar ve sağlanacak kazanımlarla Türkiye ekonomisinin 2028 sonunda daha güçlü bir tabloya ulaşacağını belirtti.
2028 Hedeflerinde milli gelirin 1,9 trilyon dolara yaklaşacağını, kşi başına gelirin 21 bin dolar seviyesine yükseleceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2028 hedeflerinde ihracat 300 milyar doları aşacak. Turizm gelirleri 75 milyar dolara ulaşacak. İstihdam 2,5 milyon ilave istihdamla işsizlik oranı yüzde 8’in altına inecek. Enflasyon ise tek haneli seviyelere gerileyerek fiyat istikrarı kalıcı olarak sağlanacak" diyerek ekonomik hedeflere vurgu yaptı.
Söz konusu hedeflerin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Bunlar, milletimizin refahını yükseltmenin, ekonomimizi daha dayanıklı, kapsayıcı ve güçlü kılmanın temel göstergesidir” diyerek, Türkiye’nin siyasi istikrar ve güven ortamıyla, kararlılıkla uygulanacak politikalar sayesinde hem içerde hem de küresel ölçekte daha güçlü bir konuma yükseleceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın paylaştığı 2026-2028 OVP hedefleri, Türkiye ekonomisinin 2028'de milli gelirin 1,9 trilyon dolara yaklaşacağı, kişi başına gelirin 21 bin dolara yükseleceği, ihracatın 300 milyar doları aşacağı, turizm gelirlerinin 75 milyar dolara ulaşacağı, istihdamın 2,5 milyon artacağı ve işsizlik oranının %8'in altına ineceği yönünde iddialı öngörüler içeriyor. Yılmaz, bu hedeflerin yalnızca rakamsal olmadığını, milletin refahını artırmayı ve ekonomiyi daha güçlü hale getirmeyi amaçladığını vurgulayarak, siyasi istikrar ve kararlı politikalarla Türkiye'nin hem içerde hem de küresel ölçekte daha güçlü bir konuma ulaşacağını belirtti. Bu hedeflere ulaşılması, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirecek ve vatandaşların yaşam standartlarını yükseltecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.