Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan Güngören'de görev başındaki basın mensuplarına yönelik menfur saldırıya sert tepki geldi. Altun, saldırının kabul edilemez olduğunu ve faillerin adalet önüne çıkarılması için sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Bu çirkin olay, halkın haber alma özgürlüğüne vurulan bir darbe olarak nitelendirildi. Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik bu tür girişimlere asla izin verilmeyeceği vurgulandı. Saldırıda yaralanan gazetecilere acil şifalar dilenirken, Haber Global ailesine de geçmiş olsun dilekleri iletildi. Bu olay, basın camiasında büyük bir infial yaratırken, yetkililerin konuyla ilgili soruşturmayı titizlikle yürüttüğü bildirildi.
ANKARA-BHA Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’un Güngören ilçesinde haber takibi yapan basın mensuplarına yönelik saldırıyı sert sözlerle kınadı. Altun, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Haber Global muhabiri Rabia Azra Sözcü ve kameraman Alperen Ulukuş’un Güngören'deki bir iş yerinde meydana gelen patlamayı görüntüledikleri sırada saldırıya uğradığını belirtti. Altun, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Basın mensuplarına yönelik gerçekleşen bu tür şiddet eylemleri, yalnızca bireysel birer şiddet vakası değil, aynı zamanda halkın haber alma hakkına ve ifade özgürlüğüne yapılan açık saldırılardır. İlgili şahısların bir an evvel adalet önünde hesap vermesi için sürecin takipçisi olacağız. Yaralanan basın emekçimize acil şifalar diliyor, Haber Global ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”Fahrettin Altun, Güngören'deki saldırı sonrası yaptığı açıklamada, bu tür şiddet eylemlerinin sadece bireysel vakalar olmadığını, aynı zamanda halkın haber alma hakkına ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. Olayın faillerinin en kısa sürede adalet önüne çıkarılacağını ve sürecin yakından takip edileceğini belirtti. Altun, yaralanan Haber Global muhabiri Rabia Azra Sözcü ve kameraman Alperen Ulukuş'a acil şifalar diledi ve Haber Global ailesine geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu açıklama, Türkiye'de basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin güvenli bir şekilde görevlerini yapabilmesi için verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendirildi.