The Peninsula Hotels'in 'Art in Resonance' programı, sanatın sınırlarını zorlayan ve vizyoner sanatçılara destek veren önemli bir girişim. Bu kapsamda, dünyaca ünlü sanatçı Grimanesa Amorós'un İstanbul'a özel olarak tasarladığı 'PASSAGE' ve 'MARITIME' adlı iki büyüleyici ışık enstalasyonu, 24 Eylül'de görkemli bir davetle sanatseverlerle buluştu. The Peninsula Istanbul'un tarihi dokusuyla bütünleşen bu eserler, ziyaretçilere unutulmaz bir sanat deneyimi yaşatmayı hedefliyor. Sanatın iyileştirici ve birleştirici gücüne inanan herkesi bu benzersiz sergiyi keşfetmeye davet ediyoruz. İstanbul'un sanat sahnesine yeni bir soluk getiren bu etkinlik, kaçırılmaması gereken bir kültürel deneyim.
The Peninsula Hotels’in, dünyanın farklı destinasyonlarında vizyoner sanatçılara destek vermek amacıyla hayata geçirdiği programı Art in Resonance programı kapsamında Peru asıllı Amerikalı sanatçı Grimanesa Amorós’un“PASSAGE” ve “MARITIME” adlı iki yeni ışık enstalasyonunu, 24 Eylül akşamı gerçekleşen özel bir davette sanatseverlerle buluşturdu.
24 Eylül Çarşamba akşamı GALLADA’da The Peninsula Istanbul Genel Müdürü Jonathan H. Crook ev sahipliğinde gerçekleşen geceye sanatçı Grimanesa Amorós, Contemporary Istanbul Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rabia Güreli’nin yanı sıra ABD İstanbul Başkonsolosu Michael A. Lally, Beste-Mustafa Yurttaş, Serdar Bilgili, Bünyamin Aydın, Vanessa Sason, İrem-Onur Kıral, İpek Özmen Develi, Jülide-Mustafa Berkman, Zafer Kozanoğlu, Ceylan Çapa gibi isimler katıldı. The Peninsula Istanbul’da yer alan eserlerin açılış daveti, Türkiye’nin en prestijli modern sanat etkinliği olan 20. Contemporary Istanbul kapsamında gerçekleşti.
Daha önce The Peninsula New York’un yanı sıra Köln’deki Ludwig Museum ve Şanghay’daki Central Academy of Fine Arts gibi prestijli kurumlarda eserleri sergilenen Amorós, The Peninsula Istanbul için özel olarak tasarladığı bu iki mekâna özgü çalışmaları, “A Wave of Time” başlığı altında bir araya getiriyor.
İlk enstalasyon olan PASSAGE, otelin tarihî saat kulesinde sergilenerek geçmiş ile bugünü buluşturuyor. 1910’lu yıllarda kruvaziyerlerinin uğrak noktası olarak inşa edilen otelin tarihî Yolcu Terminali binasında konumlanan eser, insan hareketinin ritimlerini çağrıştıran dinamik bir yol haritası çizerek; ayrılıkların ve kavuşmaların yaşandığı bu mekâna görsel bir övgü niteliği taşıyor.
MARITIME adlı ikinci enstalasyon, asılı duran bir gemiyi andıran heykelsi formuyla The Lobby’de yer alıyor. The Peninsula Istanbul’un bulunduğu lokasyonun köklü denizcilik geçmişine şiirsel bir selam niteliğindeki eser, izleyenleri deniz yolculuklarının kurduğu fiziksel, kültürel ve içsel bağlar üzerine düşünmeye çağırıyor.
Bu özel iş birliği, The Peninsula’nın yaratıcılığı kutlama ve toplulukları sanatın dönüştürücü gücüyle bir araya getirme vizyonunun altını çiziyor. 2019 yılında başlatılan Art in Resonance programı, The Peninsula Hotels’in dünyanın farklı destinasyonlarındaki otellerinde ziyaretçilere ilham verici ve ufuk açıcı sanat deneyimleri sunma misyonunun bir parçası. Program, ziyaretçilere gittikleri şehirlerin kültürleriyle derin bir bağ kurma imkânı sunarken, aynı zamanda özgün bölgesel sanatçılara küratöryel destek, üretim imkânı ve uluslararası görünürlük sağlayarak küresel sanat topluluklarının sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor.
Amorós’un Art in Resonance kapsamında The Peninsula Istanbul için özel olarak tasarladığı “PASSAGE” ve “MARITIME” adlı eserleri, 24 Eylül’den Ekim sonuna kadar ziyaretçileri sanatla buluşturacak.
The Peninsula Istanbul, 'Art in Resonance' programı ile Grimanesa Amorós'un 'PASSAGE' ve 'MARITIME' adlı enstalasyonlarına ev sahipliği yapıyor. 'PASSAGE', otelin tarihi saat kulesinde sergilenerek geçmişle bugünü buluştururken, 'MARITIME' ise otelin lobisinde denizcilik geçmişine gönderme yapıyor. Bu özel iş birliği, The Peninsula'nın yaratıcılığı destekleme ve sanat aracılığıyla toplulukları bir araya getirme vizyonunu yansıtıyor. Eserler, 24 Eylül'den Ekim sonuna kadar ziyaret edilebilecek. Bu sergi, İstanbul'un kültürel hayatına önemli bir katkı sağlarken, sanatseverlere de ilham verici bir deneyim sunuyor.
