Erzincan İliç'te yaşanan ve 9 işçinin hayatına mal olan maden faciasıyla ilgili dava sürecinde önemli bir aşamaya gelindi. Yarın görülecek 4. duruşmada, yeni bilirkişi raporunun ve şirketin organizasyon şemasının dosyaya girmesi bekleniyor. Bu rapor, sorumluluk zincirinin aydınlatılması ve olayın detaylarının daha net anlaşılması açısından kritik öneme sahip. Müşteki avukatları ve işçi yakınları, facianın göz göre göre geldiğini savunurken, sanık avukatları ise şirketin gerekli önlemleri aldığını iddia ediyor. Duruşma, olayın aydınlatılması ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Gözler yarın İliç'te olacak.
ERZİNCAN-BHA
5’i tutuklu 43 sanığın yargılandığı davada, yeni bilirkişi raporu ile şirketin organizasyon şemasının dosyaya gelmesi bekleniyor. Duruşmada, önceki celselerde gündeme getirilen teknik eksiklikler ve ihmallerin detaylı şekilde ele alınması öngörülüyor.

13 Şubat’ta yaşanan liç yığını kayması sonucu 9 işçi toprak altında kalarak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan yargı sürecinde, Anagold Madencilik’in üst düzey yöneticileri ve mühendislerinin de aralarında bulunduğu sanıklar “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” ve “Çevreyi taksirle kirletme” suçlarından yargılanıyor.
Tutuklu sanıklar arasında Operasyonlar Başkan Yardımcısı İain Ronald Guille, Jeoteknik Başmühendisi Ali Rıza Kalender, Projeler Sorumlusu Shaun Swartz, İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Selçuk Çiftlik ile İNR Mühendislik Şirketi sahibi Ömer Ardıç yer alıyor.
İlk duruşma 17 Mart’ta, ikinci duruşma 2 Temmuz’da, üçüncü duruşma ise 2 Eylül’de görülmüştü. 3. duruşmada mahkeme, sanıkların kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Yarınki 4. duruşmada mahkeme heyetinin, şirketin organizasyon şemasını içeren bilirkişi raporunu değerlendirmesi bekleniyor. Bu rapor, sorumluluk zincirinin aydınlatılması açısından kritik önemde görülüyor.

Müşteki avukatları ve işçi yakınları duruşmalarda, facianın “göz göre göre geldiğini” belirterek çevresel etkilerin de görmezden gelindiğini vurguluyor. Sanık avukatları ise şirketin gerekli tüm önlemleri aldığını savunuyor.
Tutuklu Jeoteknik Başmühendisi Ali Rıza Kalender, duruşmada faciadan aylar önce liç alanında çatlakların tespit edildiğini, ancak buna rağmen çalışmaların sürdüğünü ifade etmişti. Kalender, alarm seviyesinin aşıldığını ve gerekli önlemler alınmadığı için 9 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirmişti.
Soruşturma sürecinde madene izin ve denetim süreçlerinde rol alan kamu görevlileri hakkında herhangi bir iddianame hazırlanmadı. 23 Mayıs 2024 tarihli 262 sayfalık bilirkişi raporunda, 2021 yılında ÇED Olumlu Kararı’na imza atan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile bakanlık yetkililerinin “asli kusurlu” olduğuna yer verilmişti. Ancak mahkeme, bu kişilerin kusursuz olduğuna kanaat getirerek yargılama talebini reddetti.
Bu kararın ardından, faciada yaşamını yitiren Uğur Yıldız’ın ailesi kamu görevlileri hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

Facia sonrası maden ocağında faaliyetler durdurulmuştu. Ancak Anagold Madencilik, yeniden üretime geçebilmek için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine yeniden başvurdu. İşçi aileleri ve çevre avukatları, bu girişimin kabul edilmemesi gerektiğini belirterek “sorumlular yargı önünde hesap vermeden hiçbir üretim başlatılamaz” çağrısında bulundu.
İliç maden faciası davasının 4. duruşması öncesinde gerilim yükseliyor. Davada 5'i tutuklu 43 sanık yargılanırken, yeni bilirkişi raporu ve şirketin organizasyon şeması dosyadaki önemli eksiklikleri gidermesi bekleniyor. Duruşmada, daha önce gündeme gelen teknik eksiklikler ve ihmallerin detaylı bir şekilde ele alınması öngörülüyor. Ayrıca, faciada yaşamını yitiren işçilerin aileleri ve çevre avukatları, kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiğini savunurken, Anagold Madencilik'in yeniden üretime başlama çabalarına karşı çıkıyor. Dava, sadece madencilik sektöründeki güvenlik önlemlerini değil, aynı zamanda çevresel etkileri ve sorumluluk zincirini de gündeme taşıyor.