Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na yönelik İsrail saldırısı, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Dışişleri Bakanlığı'nın sert tepkisi, Türkiye'nin Filistin halkının yanında durma kararlılığını bir kez daha gösterdi. Saldırının ardından Bakanlık, hukuki ve diplomatik girişimlerin başlatıldığını ve faillerin cezalandırılması için gerekli tüm adımların atılacağını açıkladı. Bu vahim olay, Gazze'deki insani krizi daha da derinleştirirken, Türkiye'nin bölgedeki barış ve istikrar çabaları da sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Peki, bu saldırının ardında yatan sebepler neler ve uluslararası toplum bu duruma nasıl bir tepki verecek?
Dışişleri Bakanlığı, Gazze halkına insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na İsrail güçlerinin uluslararası sularda saldırısını “en ağır uluslararası hukuk ihlali” olarak nitelendirdi.
Bakanlık açıklamasında, “Şiddete başvurmadan barışçıl amaçlarla hareket eden sivilleri hedef alan bu saldırı, Gazze’yi kıtlığa mahkûm eden Netanyahu hükümetinin faşist ve militarist politikalarının Filistinlilerle sınırlı kalmadığının ve zulme karşı mücadele eden herkesi hedef aldığının ispatıdır,” ifadelerine yer verdi.
HUKUKİ VE DİPLOMATİK ADIMLAR
Açıklama, saldırının ateşkes çabalarına zarar vermemesi umudunu dile getirirken, filodaki katılımcı ülkelerle eşgüdüm içinde hareket edildiğini belirtti. Alıkonulan vatandaşların ve diğer yolcuların derhal serbest bırakılması için gerekli girişimlerin başlatıldığını, faillerin hesap vermesi için hukuki yollara başvurulacağını vurgulandı.
Açıklamada, BM ve uluslararası kuruluşlara, Gazze’deki hukuksuz ablukayı kaldırma, insani yardım girişine izin verme ve seyrüsefer serbestisini güvenceye alma çağrısı yapıldı.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Sumud Filosu'na gerçekleştirdiği saldırıyı kınayarak, bu eylemin Gazze'deki kıtlığa neden olan Netanyahu hükümetinin politikalarının bir sonucu olduğunu belirtti. Türkiye, filodaki katılımcı ülkelerle koordineli olarak hareket ederek, alıkonulan vatandaşlarının serbest bırakılması için girişimlerde bulundu. Bakanlık ayrıca, BM ve diğer uluslararası kuruluşlara, Gazze'deki ablukanın kaldırılması ve insani yardımın serbestçe ulaştırılması çağrısında bulundu. Bu olay, bölgedeki gerginliği artırırken, Türkiye'nin Filistin davasına olan desteği ve uluslararası hukukun korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha vurgulandı.