Karadeniz'in bereketli topraklarında, dik yamaçlarında hayat mücadelesi veren kadınlarımızın çilesi dinmiyor. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayıp gece geç saatlere kadar süren bu zorlu yaşam, çoğu zaman görünmez kalıyor. Çay ve fındık hasadında omuzlarında taşıdıkları ağır yükler, ev ekonomisine sundukları katkı görmezden geliniyor. Peki, Karadeniz kadınının bu bitmeyen çilesi ne zaman son bulacak? Emeklerinin karşılığını ne zaman alacaklar?
MEHMET BÜLENT ALP / TRABZOB - BHA
Karadeniz kadını bahçede, ahırda ve günlük hayatta üretip sattıklarıyla ev ekonomisine katkı sağlıyor.
Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlada, bahçede, ormanda, evde, köyde, mezerede ve yaylada çalışmaya başlayan kadınlar, çoğu zaman ailelerinin geçim yükünü omuzluyor. Çay ve fındık hasadı dönemlerinde ağır yükleri sırtlarında taşıyan, yokuş yukarı kilometrelerce yol kateden kadınlar, hem üretimin hem de evin temel direği konumunda olurken ev ekonomisine de katkı sağlıyor.
Ancak bu emek, çoğu zaman görünmez kalıyor. Sosyal hayatta hak ettiği değeri göremeyen Karadeniz kadınları, yorgun bedenlerine rağmen dimdik ayakta durmaya devam ediyor. Çilesine rağmen güler yüzünü kaybetmeyen, azmi ve çalışkanlığıyla herkesin takdirini kazanan Karadeniz kadınları, bölgenin adeta simgesi haline gelmiş durumda.
Özellikle çay ve fındık hasadı dönemlerinde omuzlarına binen yük daha da ağırlaşıyor. Sırtlarında sepetlerle dik yamaçlarda kilometrelerce yol yürüyen kadınlar, bir yandan evlerinin geçimini sağlıyor, diğer yandan da ailelerinin yükünü taşıyor.
Çay sezonunun yoğunluğunu yaşayan A.Yılmaz, yaşadığı zorluğu şu sözlerle dile getirdi: "Sabah ilk ışıklarıyla bahçelerdeyiz. Çay topluyoruz, eve geliyoruz, yemek yapıyoruz. Gün boyu dinlenmeden çalışıyoruz. Ama emeğimizin karşılığını tam olarak alamıyoruz. Yine de mecburuz, evimizi ayakta tutmak için mücadele ediyoruz."
Fındık bahçesinde çalışan H.Demir ise yıllardır aynı zorlukla yaşadığını belirterek şunları söyledi: "Biz kadınlar hem tarlada, hem evde, hem de hayatta her yerde çalışıyoruz. Yorgunuz ama pes etmiyoruz. Karadeniz kadını güçlüdür ama yükümüz de çok ağır."
Vakfıkebir Kadın Dayanışma Derneği yönetimi kadın emeğinin görünmezliğine dikkat çekerek, "Karadeniz’de kadınlar üretimin her alanında var. Çayda, fındıkta, hayvancılıkta, ev işlerinde, ancak ekonomik gelirde söz hakkı çoğu zaman erkeklerde. Kadının emeği görünür olmalı, sosyal güvence altına alınmalı," ifadelerini kullandılar.
Tarım Bakanlığı verilerine göre, Doğu Karadeniz’de çay tarımında çalışan iş gücünün yaklaşık %65’ini kadınlar oluşturuyor. Fındık üretiminde ise bu oran %55 seviyelerinde. Ancak bölgedeki kadınların yalnızca küçük bir kısmı sosyal güvenceye sahip.
Uzmanlar, bu ağır yükün hafifletilmesi için tarımda makineleşmenin artırılması, kadınların yaşamını kolaylaştıracak sosyal projeler geliştirilmesi ve sosyal hakların genişletilmesi gerektiğini vurguluyor.
Karadeniz’in dik yamaçlarında, sisli dağlarında ve derin vadilerinde süregelen bu mücadele, aslında yalnızca bir bölgenin değil; kadın emeğinin, sabrının ve direncinin hikâyesi olarak öne çıkıyor.
Karadeniz kadınının bahçede, ahırda ve günlük hayatta gösterdiği azim ve çalışkanlık, bölgenin adeta simgesi haline gelmiş durumda. Ancak bu emek, çoğu zaman sosyal hayatta hak ettiği değeri göremiyor. Tarım Bakanlığı verilerine göre çay ve fındık üretiminde kadınların iş gücü oranı yüksek olmasına rağmen, sosyal güvenceye sahip olanların sayısı oldukça az. Uzmanlar, bu ağır yükün hafifletilmesi için tarımda makineleşmenin artırılması ve kadınların yaşamını kolaylaştıracak sosyal projelerin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.