Türkiye'nin tahıl ambarı Edirne'den gelen çeltik üreticilerinin çığlığı, ülke gündemine bomba gibi düştü. Ekim ayında pirinç ithalatının tam 13 kat artmasıyla birlikte, yerli çiftçi adeta felaketin eşiğine geldi. Hasat döneminde tarlada kalan ürünler, düşen fiyatlar ve ithalat baskısıyla mücadele eden üreticiler, büyük bir mağduriyet yaşıyor. Üst üste gelen darbelerle ayakta durmaya çalışan Edirne ve Trakya çiftçisi, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) acil müdahalesini bekliyor. Bu durum, sadece pirinç değil, ayçiçeği ve buğday gibi diğer temel ürünlerde de ithalat politikalarının tarımımızı nasıl tehdit ettiğini gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin çeltik üretiminde başı çeken ili Edirne’de, fiyatların aşırı düşmesi nedeniyle üreticilerin büyük mağduriyet yaşadığını belirten Ün, son yıllarda çiftçinin üst üste darbeler aldığını söyledi. Kuraklık, zararlılar ve artan maliyetlerle mücadele eden üreticinin bu kez piyasa fiyatlarıyla vurulduğunu ifade eden Ün, şunları kaydetti:
“Çeltik üreticisi ürününü ya elinde tutmak zorunda kaldı ya da zararına satıyor. Oysa çeltik üretiminin desteklenmesi gerekirken, uygulanan fiyat politikaları üretimi sürdürülemez hale getiriyor. Türkiye yılda ortalama 1 milyon ton çeltik üretiyor. Bu politikalarla ne üretimi koruyabiliriz ne de üretici bulabiliriz. Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce devreye girmelidir.”
Verilere göre geçen yıl Ekim ayında 1.707 ton olan pirinç ithalatı, bu yıl aynı ayda 22 bin 569 tona yükseldi. Ocak–Ekim döneminde ise ithalat yüzde 70 artışla 126 bin tonu aştı. Ün, hasat döneminde ithalata izin verilmemesi gerektiğini belirterek, “Tarım ve Orman Bakanlığı üreticiyi koruyacak hiçbir adım atmıyor. Çiftçinin ürünü değer kaybederken ithalatın önü açılıyor” ifadelerini kullandı.
Ün, Edirne ve Trakya çiftçisinin tarımda ithalat politikalarından doğrudan etkilendiğini vurgulayarak, “Edirne için üç temel ürün var: Ayçiçeği, buğday ve çeltik. Ayçiçeği ve Buğday ithalatında da dünyada birinci sırada yer alıyor. Çeltikte ise ithalatta 12’inci sıradayız. Bölge çiftçisi ne üretirse üretsin, ithalat sopasıyla karşı karşıya kalıyor.'' dedi.
Sulama altyapısındaki eksikliklerin giderilmediğini, kuraklıkla mücadelede yeterli adım atılmadığını söyleyen Ün, çözümün Toprak Mahsulleri Ofisi’nin etkin şekilde devreye girmesi olduğunu belirtti. Ün, “Taban fiyat üreticiyi koruyacak düzeyde açıklanmalı, hasat döneminde ithalat durdurulmalıdır. Önce Edirneli üreticinin elindeki çeltiği alsınlar” dedi.
Trakya çiftçisinin tarihinin en zor dönemlerinden geçtiğini ifade eden Ün, “Bu düzen ilk seçimlerde değişecek. Bölgenin ürettiği ürünler ithalat konusu olmaktan çıkarılacak. Önceliğimiz su, üretim ve alın terinin karşılığı olacak. Çiftçimizi hiçbir zaman ithalata ezdirmeyeceğiz” sözleriyle açıklamasını tamamladı.
Ekim ayında yaşanan şok edici pirinç ithalatı artışı, Türkiye'nin önde gelen çeltik üretim merkezi Edirne başta olmak üzere tüm yerli çiftçiyi derinden etkiledi. Geçen yıl 1.707 ton olan ithalatın bu yıl 22 bin 569 tona yükselmesi, üreticilerin ürünlerini maliyetinin altında satmak zorunda kalmasına veya elinde tutmasına neden oldu. Çiftçiler, kuraklık, zararlılar ve yüksek maliyetler gibi sorunlarla boğuşurken, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ithalatın önünü açan politikalarını eleştiriyor. Bölgedeki ayçiçeği ve buğday üreticileri de benzer ithalat baskılarıyla karşı karşıya kalıyor. Uzmanlar ve üreticiler, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin etkin bir şekilde devreye girerek üreticiyi koruyacak taban fiyat açıklaması yapmasını ve hasat döneminde ithalatın tamamen durdurulmasını talep ediyor. Bu gelişmeler, Türkiye'nin tarım politikalarının sürdürülebilirliği ve gıda bağımsızlığı üzerindeki ciddi riskleri bir kez daha gözler önüne seriyor ve acil çözüm çağrılarını beraberinde getiriyor.