TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Kerbela mesajı, ülke gündemine bomba gibi düştü! Kurtulmuş, mesajında Hz. Hüseyin'in zulme karşı duruşunu ve adalet arayışını ön plana çıkararak önemli bir hatırlatma yaptı. Kerbela olayının İslam alemi için birlik ve beraberliğin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Kurtulmuş, mesajında dikkat çekici ifadelere yer verdi. Kurtulmuş'un bu anlamlı mesajı, farklı kesimlerden büyük ilgi gördü ve sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Peki, Kurtulmuş'un Kerbela mesajında başka neler vardı? İşte detaylar...
ANKARA-BHA
TBMM Başkanı Kurtulmuş, mesajında, Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hüseyin ve yoldaşlarının Kerbela’da Hakk yolunda canlarını feda ettiğini hatırlatarak, “Kerbela’nın acı hatırasını, ibretle ve hüzünle yad ediyoruz” ifadesini kullandı.
Hz. Hüseyin’in zulme karşı duruşunun ve adalet mücadelesinin her zamankinden daha önemli olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Kerbela hadisesi bizlere her türlü fitneden, tefrikadan, bencillikten uzak durmanın; ümmet olmanın, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek kardeş olmanın önemine işaret etmektedir. Gerek ülkemizin gerekse İslam aleminin sulh ve selamet içinde bir geleceği, ancak bu değerler ışığında mümkün olacaktır.”
Kurtulmuş, mesajının sonunda “Bugün vesilesiyle Serdar-ı Şüheda Hz. Hüseyin Efendimizi, onunla birlikte Kerbela’da şehit olan büyüklerimizi, Hakk ve hakikat yolunda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum” ifadelerine yer verdi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kerbela mesajında, Hz. Hüseyin ve yoldaşlarının Kerbela'da canlarını feda etmelerini anarak, bu acı hatırayı ibretle yad ettiğini belirtti. Hz. Hüseyin'in zulme karşı duruşunun ve adalet mücadelesinin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, Kerbela olayının fitneden, tefrikadan ve bencillikten uzak durmanın; ümmet olmanın, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin önemini hatırlattığını ifade etti. Kurtulmuş, mesajının sonunda Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini rahmetle andı ve ülkenin ve İslam aleminin ancak bu değerler ışığında sulh ve selamete kavuşabileceğini dile getirdi.