5 Eylül 2025 Cuma
DOLAR 41.26 ₺
EURO 48.22 ₺
STERLIN 55.61 ₺
G.ALTIN 4,707.58 ₺
BTC 111,762.60 $
ETH 4,459.62 $
BİST 10,819.42

    Okul Başlıyor: Ayrılık Kaygısıyla Nasıl Başa Çıkılır?

    Yaşam 13
    Yayınlama: 5 Eylül 2025 Cuma 09:57 Kaynak: Kapsül Haber Ajansı

    Uzmanlar uyarıyor: Okula uyum sürecinde ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar için doğru yaklaşım çok önemli. Ebeveynler nelere dikkat etmeli?

    Okul Başlıyor: Ayrılık Kaygısıyla Nasıl Başa Çıkılır?

    Okulların açılmasıyla birlikte birçok çocuk ve aile için yeni bir dönem başlıyor. Özellikle ilk kez okula başlayacak minikler için bu süreç, heyecan kadar kaygıyı da beraberinde getiriyor. Uzman Psikolog Helin Ezgi Deniz, ayrılık kaygısıyla başa çıkmanın yollarını anlatıyor. Ebeveynlerin bu süreçte çocuklarına nasıl destek olabileceğini, nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklıyor. Çocuğunuzun okula sorunsuz bir başlangıç yapması için bu önerilere kulak verin. Unutmayın, doğru yaklaşımla kaygıyı aşmak ve öğrenmeye keyifli bir başlangıç yapmak mümkün.

    Okulların açılması, özellikle de ilkokula ilk kez adım atacak çocuklar için hayatın en heyecanlı ama aynı zamanda en stresli dönemlerinden biridir.

    Bu sadece yeni bir okul değil; yeni arkadaşlıklar, yeni kurallar ve yepyeni bir sosyal dünya anlamına geliyor.

    “Bu dönemde hem çocuklarda hem de ailelerde stresin ve kaygının yükselmesi son derece doğal. Burada unutulmaması gereken şey, bu duyguların bir sorun değil, gelişimin olağan bir parçası olduğudur” diyen Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloji Bölümü’nden Psk. Helin Ezgi Deniz, çocukların okula uyum sürecinde dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili açıklamalarda bulundu.

    “Ebeveynin vedalaşma şekli çok önemli”

    “Çocukların bu süreçte yaşadığı en yoğun duygu genellikle ayrılık kaygısıdır” diyen Deniz, “Örneğin, sabah evden çıkarken annesinin boynuna sarılıp bırakmak istemeyen bir çocuk düşünelim. Bu durumda ebeveynin ‘Ağlama, bir şey olmayacak’ demesi çocuğu rahatlatmaz; hatta kaygıyı pekiştirebilir. Bunun yerine, ‘Senden ayrılmak zor geliyor, seni anlıyorum. Ama öğretmenin yanında olacak, ben de çıkışta seni alacağım’ gibi hem duyguyu kabul eden hem güven veren cümleler çok daha etkilidir. İlk günlerde bazı çocuklar sabahları karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel şikâyetlerle uyanabilir. Bu genellikle kaygının bedene yansımasıdır. Ebeveynin ‘Numara yapma’ demesi, çocuğu yalnızlaştırır. Bunun yerine ‘Bazen kaygı karnımıza vurabilir, bu çok normal. İstersen birlikte nefes egzersizi yapalım, biraz rahatlarız’ demek hem çocuğun duygusunu normalleştirir hem de somut bir baş etme yöntemi sunar” ifadelerinde bulundu.

    “Arkadaşlık kaygısı çocuğun aklını kurcalıyor”

    “Sosyal ilişkiler de çocukların kafasını en çok meşgul eden konulardan biridir” diyen Deniz, ‘Hiç arkadaşım olmayacak’ diyen bir çocuğa, ‘Olur mu öyle şey, herkes seninle arkadaş olmak isteyecek’ demek gerçekçi olmaz. Onun yerine, ‘İlk günlerde yalnız hissetmen normal. Senin gibi yeni başlayan çocuklar da olacak. İstersen birine adını söyleyerek başlayabilirsin’ diyebilmek, çocuğun kaygısını kabul ettiği gibi ona küçük bir adım da önerir. Burada ebeveynlerin davranış biçimi çok belirleyicidir. Çocuğu sınıfa bırakırken vedayı uzatmak, sürekli geriye dönüp bakmak, kapıdan ayrılmamak kaygıyı artırır. Kısa, net ve güven veren bir veda, ‘Ben sana güveniyorum, birazdan görüşeceğiz’ mesajını verir. Bu da çocuğun ayrılığı tolere edebilmesini kolaylaştırır’ dedi.

    “Hazırlık sürecine çocuğu dahil edin”

    Psk. Helin Ezgi Deniz, “Hazırlık sürecinde de çocuğu aktif kılmak çok değerlidir. Çantasını birlikte hazırlamak, defterine hangi kalemi koymak istediğini sormak, okul yolunu önceden beraber gitmek… Bunların hepsi çocuğa ‘bu sürecin içinde benim de sözüm var’ hissini kazandırır. Böylece kontrol duygusu artar, kaygı azalır” dedi.

    “Güven ve sevgiyle başlayan yolculuk”

    Deniz, “Sonuç olarak hem çocukların hem de ailelerin stres yaşaması çok doğal. Burada kilit nokta, duyguları yok saymak değil, onları görmek ve kabul etmek. Çocuğun duygularını küçümsemek ya da hızlıca ‘cesur ol’ diye zorlamak yerine, yanında olmak, güven vermek ve küçük adımlarla desteklemek en sağlıklı yol. Çünkü çocuk okulun ilk yılında nasıl bir deneyim yaşarsa, ilerleyen yıllarda da eğitime öyle bakar. Güven ve sevgiyle başlayan bir yolculuk, öğrenmeye karşı ömür boyu sürecek bir olumlu tutumun temelini atar” açıklamalarında bulundu.

    Okulun ilk günleri, çocuklar için ayrılık kaygısı ve sosyal ilişki endişesi gibi zorlukları beraberinde getirebilir. Ebeveynlerin bu süreçte çocuklarının duygularını anlaması, onlara güven vermesi ve somut baş etme yöntemleri sunması büyük önem taşıyor. Vedalaşma şekli, hazırlık sürecine dahil etme gibi adımlar, çocuğun okula uyumunu kolaylaştırabilir. Unutmayın, güven ve sevgiyle başlayan bir okul yolculuğu, çocuğun gelecekteki eğitim hayatına olumlu bir temel oluşturacaktır.

    BENZER HABER
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code