Siemens Türkiye, 169 yıllık köklü geçmişi ve Türkiye'nin kalkınmasındaki öncü rolüyle sürdürülebilirlik alanında yeni bir sayfa açıyor. TSRS uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporu, şirketin çevresel etkilerini azaltma, sosyal sorumluluk projelerini geliştirme ve etik yönetim anlayışını benimseme konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor. DEGREE çerçevesiyle şekillenen bu kapsamlı rapor, Siemens Türkiye'nin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolundaki adımlarını şeffaf bir şekilde ortaya koyuyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Hüseyin Gelis'in vurguladığı gibi, sürdürülebilirlik Siemens için bir hedef değil, iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası. Bu rapor, Siemens Türkiye'nin sürdürülebilir bir gelecek inşa etme azminin somut bir göstergesi niteliğinde.
Siemens Türkiye, 169 yıldır Türkiye’nin kalkınmasında üstlendiği öncü rolü sürdürülebilirlik vizyonuyla birleştirerek önemli bir adım daha attı
Siemens Türkiye, 169 yıllık köklü geçmişinden aldığı güçle sürdürülebilir geleceğe olan kararlılığını bir adım öteye taşıyarak, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na (TSRS) uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. DEGREE çerçevesi ile şekillendirilen bu kapsamlı rapor, şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında elde ettiği gelişmeleri somut verilerle ortaya koyuyor.
Hüseyin Gelis: “Sürdürülebilirlik bizim için bir hedef değil, iş yapış biçimimiz.”
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, yayımlanan sürdürülebilirlik raporuna ilişkin değerlendirmesinde, içinde bulunduğumuz çağın getirdiği sorumlulukları vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu: “Büyük bir dönüşüm çağında ilerlerken, sürdürülebilirlik konusunda harekete geçme aciliyeti hiç olmadığı kadar kritik bir hale geldi. Geçtiğimiz yıl bu gerçeğin altını bir kez daha çizdi. Yoğunlaşan iklim değişikliği, şiddetli hava olayları ve çevresel bozulma artık uzak tehditler değil; yaşamları ve toplulukları yeniden şekillendiren zorluklar haline geldi. Bu zorluklar aynı zamanda kararlı ve kolektif eylemleri zorunlu kılan birer fırsat. Siemens Türkiye olarak bu sürecin farkındayız. Çevresel zorlukların üstesinden gelmenin, yalnızca operasyonel değişimle sınırlı kalmadığını; daha köklü, düşünce yapısına dayanan bir dönüşüm gerektirdiğini biliyoruz. Sürdürülebilirlik, bizim için sonradan eklenmiş bir sorumluluk değil; attığımız her adımın ayrılmaz bir parçası. 169 yıldır Türkiye’deki ilerlemeyi teknolojiyle şekillendiriyoruz, şimdi bu kararlılığı sürdürülebilir bir gelecek inşa etme azmimizle birleştiriyoruz. Bu ilk TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporumuz, DEGREE çerçevemizin yönlendirdiği, yapılandırılmış ve veri odaklı sürdürülebilirlik yaklaşımımızı yansıtıyor. DEGREE’nin altı temel alanı olan Karbonsuzlaşma (Decarbonization), Etik (Ethics), Yönetişim (Governance), Kaynak Verimliliği (Resource Efficiency), Fırsat Eşitliği (Equity) ve İstihdam Edilebilirlik (Employability), stratejimizin temelini oluşturuyor ve hedeflerimizin somut bir etkiye dönüşmesini sağlıyor.”
Siemens Türkiye CFO Thomas Kolbinger ise Siemens Türkiye’den İlk TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu hakkında şunları söyledi: “Siemens Türkiye olarak, 2024 yılı Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları’na uyumlu ilk raporumuzu sunmaktan gurur duyuyoruz. Bu rapor, sürdürülebilir kalkınmaya olan sarsılmaz kararlılığımızın bir kanıtıdır. Siemens olarak, uzun vadeli başarının sürdürülebilir iş uygulamaları üzerine kurulduğuna inanıyoruz ve faaliyetlerimizi en yüksek çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) standartlarıyla uyumlu hale getirmeye kararlıyız. Siemens’in küresel DEGREE sürdürülebilirlik çerçevesiyle yönlendirilen stratejimiz, karbonsuzlaşma, etik, yönetişim, kaynak verimliliği, fırsat eşitliği ve istihdam edilebilirlik konularına odaklanıyor. Faaliyetlerimizin temelini oluşturan bu çerçeveyle, iş süreçlerimizin sürdürülebilirlik ve etik sorumluluk ilkeleriyle tam uyumlu olmasını sağlıyoruz. Enerji verimliliği sağlayan teknolojileri benimseyerek emisyon ayak izimizi azaltmak ve çevresel sorumluluğumuzu güçlendirmek için kararlı adımlar atıyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın ayrılmaz bir parçası olan etik ve yönetim ilkeleri, tüm faaliyetlerimizde öncelikli olmaya devam ediyor. Sürekli değişen dünyada geçerliliklerini korumaları için İş Ahlakı İlkelerimizi (Business Conduct Guidelines - BCG) periyodik olarak yeniliyor ve uygulanabilir en yüksek standartları korumak için kapsamlı ESG temelli sürdürülebilirlik denetimleri gerçekleştiriyoruz. Bu süreçler, tedarikçilerimizin sağduyulu ve sürdürülebilir iş uygulamalarına bağlı kalmalarını sağlayan uzun vadeli teşvik mekanizmalarıyla destekleniyor. Bu yaklaşım etik liderliğe olan kararlılığımızın bir yapı taşıdır. Siemens Türkiye olarak, yenilikçi çözümleri ve sorumlu iş uygulamalarını entegre etmeye devam ediyor hem Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına hem de küresel sürdürülebilirlik hedeflerimize katkı sağlıyoruz. Bizim için sürdürülebilirlik, kârlılığın ötesinde daha büyük bir amacı önceliklendirmek anlamına geliyor—bu, finansal getirilerin ötesine geçen bir sorumluluktur. Ekonomik başarı önemli olsa da asıl hedefimiz topluma, çevreye ve gelecek nesillere uzun vadeli değer yaratmaktır. Paydaşlarımızın desteğiyle, Siemens Türkiye’nin hem Türkiye’nin hem de küresel toplumun sürdürülebilir kalkınmasına anlamlı katkılar sunmaya ve örnek olmaya devam edeceğine inanıyoruz.
Karbon Ayak İzinde Önemli Azalma
Siemens Türkiye, ISO 50001 standartlarına bağlı kalarak sorumlu enerji kullanımı yaklaşımını güçlendirmeye devam ediyor. Raporda öne çıkan çevresel performans göstergeleri arasında, 2022 ile 2024 yılları arasında enerji verimliliği önlemleri, yenilenebilir enerji üretimi ve tedarikindeki artış sayesinde sağlanan %11 toplam enerji tüketimi azalımı yer alıyor. Siemens Türkiye bu doğrultuda karbon ayak izini 5.200 tCO₂ seviyesine düşürdü, müşterilerinin 84 bin ton CO₂ azaltımına katkı sağladı, Ayrıca tedarik zincirinde de ESG kriterlerini benimsedi.
Fırsat Eşitliğiyle Örnek Bir Model Olan Siemens Türkiye
Siemens Türkiye’nin 2024 mali yılında da fırsat eşitliği odaklı çalışmaları, insan ve organizasyon stratejilerinin ve kapsayıcı kültürün bir yansıması niteliğini taşıyor.
Çalışan Katılımı ve Sosyal Sorumlulukta Güçlü Performans
Siemens’in hisse paylaşım planına Türkiye’deki SAŞ çalışanlarının %100 erişim hakkı bulunuyor. 2024 mali yılında bu planın %41,1 oranında kullanıldığı raporlandı. Bu oran, çalışan bağlılığının ve sahiplenmesinin önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Toplumsal faydayı önceliklendiren Siemens Türkiye, gönüllülük çalışmalarına ayrılan zamanı da artırarak 2024 mali yılında bunu 1470 saatten 1728 saate çıkararak %18 oranında artış sağladı.
Siemens Türkiye ayrıca dijital öğrenme saatini 30 saate çıkardı ve böylece 2025 global Siemens hedefini şimdiden aşmış oldu.
“Siemens Cares” Projesiyle Global Ödül
2023 yılında yaşanan deprem felaketinin ardından başlatılan “Siemens Cares: Deprem Sonrası Hayatları Yeniden İnşa Etmek ve Güçlendirmek” projesi, Siemens’in global çapta en prestijli ödüllerinden biri olan Werner von Siemens Ödülleri’nde “Siemens Matters” kategorisinin kazananı oldu. Darüşşafaka, TEV, AÇEV, TOHUM Otizm Vakfı, Bridge to Turkey, TOG ve Kamu Hastaneleri Birliği gibi kurumlarla birlikte yürütülen 7 ayrı sosyal sorumluluk projesiyle elde edilen bu başarı, Siemens Türkiye’nin toplumsal dayanışmaya verdiği önemin güçlü bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.
Siemens Türkiye'nin TSRS uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporu, şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki performansını detaylı bir şekilde inceliyor. Raporda, şirketin karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliğini artırma ve fırsat eşitliğini sağlama gibi konularda kaydettiği önemli ilerlemeler vurgulanıyor. Ayrıca, Siemens Türkiye'nin çalışan katılımı, sosyal sorumluluk projeleri ve toplumsal fayda odaklı çalışmaları da raporda geniş yer buluyor. 'Siemens Cares' projesiyle global bir ödüle layık görülen şirket, deprem felaketinin ardından gerçekleştirdiği yardım çalışmalarıyla toplumsal dayanışmaya verdiği önemi bir kez daha kanıtladı. Bu rapor, Siemens Türkiye'nin sürdürülebilirlik alanındaki liderliğini ve Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasına olan katkısını net bir şekilde ortaya koyuyor.
