Washington kulislerinde bomba etkisi yaratan iddia! Gazze'nin geleceği için hazırlanan yeni dosyada Türkiye'nin rolü masaya yatırıldı. Türk askerinin Gazze'ye olası konuşlandırılması, sadece bir askeri operasyon mu yoksa bölgesel barışın anahtarı mı? ABD'nin, Donald Trump döneminde dahi gündeme gelen bu planı yeniden canlandırması ne anlama geliyor? Türkiye, NATO'nun en büyük kara ordularından biri olarak, bu karmaşık denklemde nasıl bir rol üstlenecek? Cumhuriyetin 102. yılında, Türkiye'nin barışı inşa edebilecek gücü, uluslararası arenada yeniden mi test edilecek?
YAKUP DİRİCANLI / WASHINGTON, DC-BHA
Kulislerde konuşulan iddialara göre, dosyanın en çarpıcı başlıklarından biri “Türk askerinin Gazze’ye olası konuşlandırılması” oldu. Bu senaryo aslında yeni değil. Donald Trump döneminde hazırlanan planlarda, Türk ordusunun bölgede “denge unsuru” olabileceği yönünde ifadeler yer almıştı. Ancak gelinen noktada bu plan yeniden gündeme taşınmış durumda.
Diricanlı’nın aktardığına göre, Gazze artık yalnızca bir coğrafya değil, büyük güçlerin satranç tahtası konumuna geldi. Bu tabloda Türkiye, hem NATO’nun en büyük kara ordularından biri olması hem de yerli savunma sanayisindeki gücüyle öne çıkıyor.
Washington kulislerinde yapılan değerlendirmelerde, “Türk askerinin Gazze’ye gitmesi yalnızca bir operasyon değil, sahada barışın temsili olur” görüşü dikkat çekiyor. Bu senaryonun hayata geçmesi durumunda Türkiye’nin, yeni dönemin güvenlik mimarisinde oyun kurucu bir ülke olarak konumlanabileceği konuşuluyor.
Diricanlı paylaşımında ayrıca tarihî bir duruma dikkat çekti: “Bugün 29 Ekim, Cumhuriyetin 102’nci yılı. Yüzyıl önce küllerinden doğan bir millet, bugün yıkılmış şehirlerde barışı inşa edebilecek güçte. Cumhuriyet sadece bir tarih değil, barışın, iradenin ve yeniden doğuşun adıdır.”
Washington’daki bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel diplomasideki rolünün önümüzdeki dönemde çok daha belirleyici olacağının sinyallerini veriyor.
Washington'dan gelen bilgilere göre, Gazze'nin güvenliği ve bölgesel güç dengeleri üzerine hazırlanan dosyada Türk askerinin bölgeye gönderilmesi ihtimali öne çıkıyor. Bu senaryo, Donald Trump döneminde de tartışılmıştı ve Türkiye'nin bölgede denge unsuru olabileceği düşünülüyordu. Türkiye'nin NATO'daki gücü ve yerli savunma sanayisindeki ilerlemesi, bu ihtimali daha da güçlendiriyor. Washington'daki değerlendirmelerde, Türk askerinin Gazze'ye gitmesi sadece bir operasyon olarak değil, aynı zamanda barışın temsili olarak görülüyor. Bu durum, Türkiye'nin yeni dönemin güvenlik mimarisinde oyun kurucu bir rol üstlenebileceği anlamına geliyor. Cumhuriyetin 102. yılında, Türkiye'nin bölgesel diplomasideki rolü daha da belirginleşiyor.