Coursera'nın Global Skills Report 2025 verileri, Türkiye'nin dijitalleşme sürecinde kritik bir noktada olduğunu gözler önüne seriyor. 2030 yılına kadar 7.6 milyon mevcut işin dönüşeceği ve yerini teknoloji odaklı 8.9 milyon yeni pozisyona bırakacağı öngörülüyor. Bu dönüşüm, sadece iş tanımlarını değil, iş yapış şekillerini de kökten değiştirecek. Türkiye'nin bu dönüşüme ne kadar hazırlıklı olduğu ve hangi alanlarda yetkinliklerini geliştirmesi gerektiği büyük önem taşıyor. Rapor, bireylerin, şirketlerin ve ülkenin rekabet gücü için yetenek gelişiminin kritik olduğunu vurguluyor. Peki, Türkiye bu değişime ayak uydurabilecek mi?
Coursera’nın yayımladığı Global Skills Report 2025 verileri, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde kritik bir eşikte olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, 2030’a kadar ülkede 7.6 milyon mevcut iş yapısı dönüşecek ve yerini teknoloji odaklı 8.9 milyon yeni role bırakacak.
Coursera’nın yayımladığı Global Skills Report 2025 verileri, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde kritik bir eşikte olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, 2030’a kadar ülkede 7.6 milyon mevcut iş yapısı dönüşecek ve yerini teknoloji odaklı 8.9 milyon yeni role bırakacak. 109 ülke arasında genel yetkinlik sıralamasında 55. sırada yer alsa da, Türkiye’nin teknoloji temelli iş gücü dönüşümünde ciddi bir potansiyeli var.
Bu dönüşüm, yalnızca iş tanımlarının değil, işin kendisinin kökten değişmesi anlamına geliyor. Artık muhasebe, pazarlama ya da proje yönetimi gibi geleneksel alanlar bile yapay zekâ, otomasyon ve veri analitiği ile şekilleniyor. Bu da çalışanlardan prompt mühendisliği, veri okuryazarlığı, sistem düşüncesi gibi yeni nesil beceriler beklenmesine yol açıyor.
Coursera raporu, bu yapısal değişimin bireyleri olduğu kadar şirketleri ve ulusal rekabet gücünü de doğrudan etkilediğini vurguluyor.
Yetenekler Değişiyor, Türkiye Bu Değişime Ne Kadar Hazır?
Rapor, Türkiye'deki çalışma çağındaki nüfusun yetenek gelişimini işletme, teknoloji ve veri bilimi üzerinden ölçümlüyor. Türkiye’deki kullanıcılar işletme alanında %45, teknoloji alanında %60 ve veri bilimi alanında %49 yeterlilik düzeyine sahip.
Bu oranlar, Türkiye’nin özellikle teknoloji ve veri temelli yetkinliklerde ortalamanın biraz gerisinde olduğunu gösterse de, bu alanların hızlı ve hedefli yatırımlarla kısa sürede gelişebileceğine işaret ediyor. Çünkü bu beceriler sadece teknoloji şirketlerini değil, perakendeden finansa, üretimden kamuya kadar tüm sektörlerde iş gücünün geleceğini doğrudan etkiliyor.
Bu dönüşümün en görünür sinyallerinden biri ise yapay zekâ temelli kurslara olan ilginin hızla artması. Coursera’daki Gen-AI içeriklerine Türkiye’den yapılan kayıtlar son bir yılda %100 artmış durumda. Bu artış, bireylerin geleceğin mesleklerine olan ilgisinin yanı sıra, şirketlerin de bu dönüşüme ayak uydurma konusunda proaktif davranmaya başladığını ortaya koyuyor.
“Beceriler, Kariyerin Yeni Para Birimi”
İnsan kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucu Ortağı Jilda Bal, bu verileri şöyle değerlendiriyor: “Artık mesleklerden çok, beceriler işe alım kararlarını şekillendiriyor. Türkiye’de %60 yeterlilikle öne çıkan teknoloji becerileri, yalnızca bilişim teknolojileri alanında çalışanlar için değil, pazarlamadan insan kaynaklarına kadar her rolde temel haline geldi. Aynı zamanda veri bilimi gibi alanlarda %49 seviyesinde olmamız, kurumların rekabet avantajı için yetenek yatırımlarını hızlandırması gerektiğini gösteriyor.
Yapay zekâyı bir tehlike olarak görmek yerine, bir dönüşüm aracı olarak görmemiz gerekir. Bu dijital dönüşümde öne çıkan şirketler, yetenek planlamasını bugünden başlatanlar olacak. Çünkü artık diploma tek başına yeterli değil. Değişen iş tanımlarına uyum sağlayabilecek, öğrenmeye açık ve teknik beceriye sahip adaylar öne çıkıyor. Bu yeni düzende fark yaratan kurumlar ise yalnızca yeni yetenekleri çekmekle kalmayıp, mevcut ekiplerinin potansiyelini açığa çıkaran ve öğrenmeyi kalıcı bir kültüre dönüştüren sistemler geliştirerek rekabet avantajını kalıcı hâle getirebilir.”
Coursera'nın raporu, Türkiye'nin dijital dönüşümde kritik bir eşikte olduğunu ve teknoloji odaklı yeteneklere olan ihtiyacın arttığını gösteriyor. Ülkenin teknoloji ve veri biliminde ortalamanın biraz gerisinde olmasına rağmen, hızlı ve hedefli yatırımlarla bu alanlarda gelişme potansiyeli bulunuyor. Yapay zeka temelli kurslara olan ilginin artması, bireylerin ve şirketlerin dönüşüme uyum sağlama çabalarını gösteriyor. Uzmanlar, becerilerin kariyerin yeni para birimi olduğunu ve şirketlerin yetenek planlamasına bugünden başlaması gerektiğini belirtiyor. Diploma yerine, değişen iş tanımlarına uyum sağlayabilecek, öğrenmeye açık ve teknik becerilere sahip adaylar öne çıkacak.