Türkiye'nin Malezya'dan yaptığı palm yağı ithalatı dikkat çekici bir artış gösterdi. 2024 yılında 905.000 tonluk ithalat, Malezya ile Türkiye arasındaki ticaretin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Peki, bu artışın arkasında yatan nedenler neler? Türkiye, ithal ettiği palm yağını hangi sektörlerde kullanıyor ve bu durum Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlıyor? Malezya'nın sürdürülebilir palm yağı üretimi konusundaki çabaları ve MSPO sertifikasyon programı bu ticaretin geleceği açısından ne ifade ediyor? Tüm bu soruların cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz.
Malezya Palm Yağı Konseyi Türkiye Ofisi (MPOC), İstanbul’da palm bazlı oleokimyasalların gelişimi ve uygulamalarına odaklanan bir seminer gerçekleştirdi.
Seminerin açılış konuşmasını gerçekleştiren Malezya’nın Türkiye Büyükelçisi Sazali Mustafa Kamal, Malezya-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın palm yağı ticaretine sağladığı katkılara dikkat çekerek, Türkiye’nin Malezya için başlıca ihracat pazarlarından biri haline geldiğini ifade etti. 2024 yılında Türkiye’nin Malezya’dan 905.000 ton palm yağı ithal ettiğini belirten Sazali, bu rakamın 2023’e kıyasla %2,6 oranında artış gösterdiğini aktardı.
Sazali, Türkiye’nin ithal ettiği palm yağını özellikle çeşitli sektörlerde katma değerli ürünlere dönüştürerek küresel pazarlara ihraç ettiğini ve bu yapının Türkiye’nin dış ticaret dengesine önemli katkı sunduğunu vurguladı. Konuşmasında ayrıca, sürdürülebilir sanayi uygulamalarını ilerletmede uluslararası iş birliğinin rolüne değinerek, Malezya'nın küresel standartlara uygun, yüksek kaliteli ve çevresel açıdan sürdürülebilir palm yağı türevleri üretme konusundaki kararlılığının altını çizdi.
Palm bazlı oleokimyasalların teknik faydalarının yanı sıra; kozmetik, kişisel bakım ve ev bakım ürünlerindeki kullanımları ile çevresel zorluklara karşı sunduğu çözümlerin ele alındığı seminerde, Malezya ve Türkiye’den uzmanlar yenilikçi kullanım alanlarını ve pazar erişimini genişletmeye yönelik stratejileri paylaştı. Küresel düzeyde sürdürülebilir ve doğal ürünlere olan talebin artışıyla birlikte, palm yağı bazlı oleokimyasallar pazarının 2034 yılına kadar 8,2 milyar ABD dolarına ulaşmasının beklendiği aktarıldı.
Etkinlikte ayrıca, Malezya’daki yağ palmiyesi plantasyonları, bağımsız ve organize küçük çiftlikler ile palmiye yağı işleme tesislerinin yüksek sürdürülebilirlik standartlarında sertifikalandırılmasını sağlayan MSPO (Malezya Sürdürülebilir Palm Yağı) Sertifikasyon Programı hakkında da bilgi verildi. Bu programın, üreticilerin çevresel, sosyal ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlayarak sürdürülebilir bir endüstrinin gelişimine katkı sunduğu belirtildi.
Seminer, palm bazlı oleokimyasalların sürdürülebilir bir gelecek inşa etmedeki potansiyelini hayata geçirebilmek için yenilik ve iş birliğine devam edilmesi gerektiği yönünde oluşan ortak görüşle sona erdi.
Malezya Palm Yağı Konseyi'nin İstanbul'da düzenlediği seminer, palm bazlı oleokimyasalların potansiyelini ve Türkiye'nin bu alandaki rolünü vurguladı. Türkiye, Malezya'dan ithal ettiği palm yağını katma değerli ürünlere dönüştürerek ihraç ediyor, bu da ülkenin dış ticaret dengesine olumlu yansıyor. Seminerde, sürdürülebilirlik ve inovasyonun önemi vurgulanırken, MSPO sertifikasyon programının çevresel ve sosyal sorumlulukları teşvik ettiği belirtildi. Palm yağı bazlı oleokimyasallar pazarının önümüzdeki yıllarda büyüyeceği öngörülüyor ve bu durum Türkiye için önemli fırsatlar sunuyor.