UEFA'nın İsrail konusunda sergilediği tutum, uluslararası spor camiasında büyük bir tartışma yaratmaya devam ediyor. Filistinli futbolcu Süleyman Al-Obaid'in vefatı sonrası yayınlanan taziye mesajında İsrail'in adının geçmemesi, eleştirilerin odak noktası oldu. Aynı şekilde, UEFA Süper Kupa maçında açılan pankartlarda da İsrail'e yönelik herhangi bir ifadenin yer almaması, çifte standart iddialarını güçlendirdi. Peki UEFA neden bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor? Bu sessizlik, uluslararası spor organizasyonlarının tarafsızlığına gölge düşürüyor mu?
<p><strong>ANKARA - <a href="http://bha.net.tr">BHA </a></strong></p>
<p>İsrail tarafından öldürülen Filistinli eski milli futbolcu Süleyman Al-Obaid için yayımladığı taziye mesajında İsrail’in adını anmayan UEFA, son olarak Süper Kupa maçı öncesinde açılan pankartlarda da İsrail’e dair tek kelime etmedi.</p>
<h2><strong>“Filistinli Pele” için sessiz taziye</strong></h2>
<p>İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden ve “Filistinli Pele” olarak tanınan Al-Obaid için UEFA’nın yaptığı paylaşım, daha önce yoğun tepki toplamıştı. UEFA mesajında, “Filistinli Pele Süleyman Al-Obaid’e veda. En karanlık zamanlarda bile sayısız çocuğa umut veren bir yetenek” ifadelerini kullanırken, Liverpool’un Mısırlı yıldızı Mohamed Salah sosyal medya üzerinden, “Bize nasıl, nerede ve neden öldüğünü anlatabilir misiniz?” sözleriyle tepki göstermişti.</p>
<p>Filistin Futbol Federasyonu ise Al-Obaid’in, Gazze Şeridi’nde insani yardım beklerken İsrail güçlerinin saldırısında şehit olduğunu açıklamıştı.</p>
<h2><strong>Süper Kupa’da da aynı tavır</strong></h2>
<p>Son olarak PSG ile Tottenham arasında İtalya’nın Udine kentindeki Bluenergy Stadı’nda oynanan UEFA Süper Kupa karşılaşması öncesinde, “Çocukları öldürmeyi durdurun” ve “Sivilleri öldürmeyi durdurun” yazılı pankartlar açıldı. Ancak pankartlarda ya da törenlerde İsrail’in adının geçmemesi yeniden tepki topladı.</p>
<p>Madalya töreninde iki Filistinli çocuğu ağırlayan UEFA, İsrail’in saldırılarına dair açık bir ifade kullanmadı.</p>
<h2><strong>FIFA ve UEFA’dan çifte standart eleştirisi</strong></h2>
<p>7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda en az 61 bin 776 Filistinli hayatını kaybederken, 154 bin 906 kişi yaralandı. Buna rağmen İsrail, spor organizasyonlarında boy göstermeye devam etti.</p>
<p>Uluslararası sporun çatı kuruluşları, iki yıla yakın süredir devam eden saldırılara rağmen İsrail kulüplerine ve sporcularına herhangi bir yaptırım uygulamadı, kınama mesajı dahi yayımlamadı.</p>
<p>Oysa Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya yönelik işgal girişimi sonrası UEFA ve FIFA, ikinci günde kınama mesajı yayımlamış, dördüncü günde ise Rus takımlarını tüm uluslararası organizasyonlardan men etmişti. Rusya’nın uluslararası maçları ülkesinde oynayamayacağı ve milli marş ile bayrağının kullanılamayacağı da duyurulmuştu.</p>
Aynı hız ve kararlılığın İsrail konusunda gösterilmemesi, UEFA ve FIFA’nın “üç maymunu oynaması” şeklinde yorumlanırken, Filistin Futbol Federasyonu’nun mayıs ayında yaptığı “İsrail’i turnuvalardan men edin” başvurusu ise hâlâ yanıtsız bırakıldı.
<p></p>
UEFA'nın İsrail'e yönelik sessizliği, Filistin'e destek çağrılarına rağmen devam ediyor. Daha önce Filistinli futbolcu için yayınlanan taziye mesajında İsrail'in adının geçmemesi ve Süper Kupa'daki benzer tutum, tepkilere yol açtı. FIFA ve UEFA'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımların aksine, İsrail'e karşı benzer bir adım atılmaması çifte standart eleştirilerini beraberinde getiriyor. Filistin Futbol Federasyonu'nun İsrail'in turnuvalardan men edilmesi talebi ise hala cevapsız. Bu durum, uluslararası sporun etik değerleri ve tarafsızlığı konusundaki tartışmaları alevlendiriyor.