Küresel tedarik zincirleri, artan riskler ve maliyetler karşısında yeni arayışlara giriyor. Özellikle Uzak Doğu ve Avrupa arasındaki ticaret rotalarında yaşanan sorunlar, şirketleri alternatif çözümler bulmaya itiyor. Türkiye, bu noktada stratejik konumu ve lojistik altyapısıyla öne çıkıyor. Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği, Kazakistan üzerinden Türkiye'ye uzanan yeni bir tedarik koridoru oluşturarak bu ihtiyaca cevap veriyor. Bu koridor, hem transit sürelerini kısaltmayı hem de maliyetleri düşürmeyi hedefliyor. Peki, bu yeni rota küresel ticareti nasıl etkileyecek?
Pandemiden sonra toparlanma turlarını sürdüren küresel tedarik zincirleri, 2025’in ikinci yarısına uluslararası ekonomik ve politik dalgalanmalara karşı da kendi dinamiklerini oluşturarak adım attı.
Dünyanın politik ve ekonomik koşulları duraksamadan değişiyor, küresel tedarik zincirleri her dönem kendi dinamiklerini ve çözümlerini yaratıyor. Bu durumu avantaja çevirmeyi seçen yöneticilerin %85'i düzenleyici ve jeopolitik baskıların sürdürülebilir tedarik zinciri çözümlerine geçişi hızlandırdığını ve teşvik ettiğini öne sürüyor. Uzak Doğu–Avrupa hattında Türkiye merkezli alternatif bir lojistik model üzerinde çalışmalar sürdüren Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Çimer, tedarik ve lojistik sektörünün güncel zorluklarını aktarırken, projelerinin detaylarını da açıkladı.
“Türkiye merkezli alternatif bir lojistik aks oluşturduk”
Uluslararası ticaret operasyonları, gümrük mevzuatı, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi, stratejik danışmanlık alanında 35 yılı aşkın deneyime sahip Tedarik Zinciri, Gümrük ve Lojistik Yöneticisi Ahmet Çimer, “Son dönemde küresel ulaşım koridorlarında yaşanan sıkıntılar, özellikle deniz yolu taşımacılığı üzerinden Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki lojistik süreçlerde ciddi daralmalara yol açıyor. Çin ve çevresinden Avrupa’ya uzanan ticaret rotalarında artan navlun maliyetleri ve uzayan transit süreleri, sadece üretim planlamalarını değil, aynı zamanda maliyet enflasyonu üzerinde de belirgin bir baskı oluşturuyor. Özellikle Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz ulaşımındaki riskler, Körfez ülkelerine, Akdeniz üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya ulaşımda ciddi aksaklıklar ve maliyet artışları meydana getirdi. Biz de bu kapsamda Türkiye merkezli alternatif bir lojistik aks oluşturduk” dedi.
“Deneme sevkiyatlarını başarıyla tamamladık”
Büyük ölçekli tedarik zinciri yönetimi, gümrük işlemleri, düzenleyici eğitim, iş geliştirme ve işletme yönetimi konusundaki uzmanlığıyla akademilerde sertifikalı eğitim programları sunan Ahmet Çimer, “Uzak Doğu çıkışlı yüklerin Kazakistan üzerinden demiryolu ile taşınarak, oradan da karayolu veya havayolu ile Türkiye’ye ulaştırılmasını planlıyoruz. Türkiye'de kurulan lojistik merkezler aracılığıyla ise hem iç pazara hem de Avrupa ülkelerine hızla ulaştırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda deneme sevkiyatlarını başarıyla tamamladık. Orta vadede başka alternatif yollar üzerinde de çalışmalar yaparak müşterilerimizin tedarik zincirinin aksamadan işlemesine olanak tanıyacağız” ifadelerini kullandı.
“Küresel ticarette risk yönetimi ve strateji anlayışı da yeniden şekilleniyor”
Küresel çaptaki gerginliklerin enerji, gıda ve kritik hammadde ticaretini daha stratejik hale getirdiğinin altını çizen Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Çimer, değerlendirmelerini şu sözlerle sonlandırdı: “Ticarette bölgeselleşme ve yakın coğrafyaya üretim eğilimleri arttı. Bu bakımdan küresel ticarette risk yönetimi ve strateji anlayışı da yeniden şekilleniyor. Artık bazı sektörlerde “Just in Time” ("Tam Zamanında) yerine, “Just in Case” (Her İhtimale Karşı) tedarik zinciri yönetim modellerine geçiliyor. Özellikle gıda, ilaç ve savunma sanayi alanlarında bu duruma sık rastlıyoruz. Her dönem kendi dinamik ve çözümlerini yaratan tedarik sektörünün gelecek dönemde nelerle karşılaşacağını takip edeceğiz.”
Küresel tedarik zincirlerindeki dalgalanmalar, işletmeleri daha esnek ve dayanıklı çözümler aramaya yöneltiyor. Uzak Doğu-Kazakistan-Türkiye hattı, bu arayışın somut bir örneği olarak öne çıkıyor. Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği'nin hayata geçirdiği bu proje, demiryolu ve karayolu taşımacılığını entegre ederek, Uzak Doğu'dan gelen ürünlerin Türkiye üzerinden Avrupa'ya daha hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Uzmanlar, bu tür alternatif koridorların, küresel ticarette risk yönetimi ve stratejik planlama açısından kritik bir rol oynayacağını belirtiyor. Bu gelişme, Türkiye'nin lojistik sektöründeki önemini artırırken, bölgesel ticarete de yeni bir soluk getirebilir.