Türkiye siyasetinin önemli isimlerinden Prof. Dr. Zakir Avşar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içerisindeki tartışmaları ve yönetim anlayışını sert bir dille eleştirdi. Avşar, 'Doğu Usulü Sosyal Demokrasi' başlıklı yazısıyla, partideki yozlaşma iddialarına, şeffaflık eksikliğine ve hesap verebilirlik sorunlarına dikkat çekiyor. CHP'nin mevcut durumunun, muhalefetin kalibresini ve toplumun geleceğe dair umutlarını nasıl etkilediği sorusunu gündeme taşıyor. Avşar'ın analizleri, partideki liderlik yarışının ve yolsuzluk iddialarının, Batılı sosyal demokrasinin temel ilkelerinden uzaklaşmaya neden olduğunu vurguluyor. Bu eleştirel bakış açısı, CHP'nin geleceği ve Türkiye siyasetindeki rolü hakkında önemli soruları beraberinde getiriyor.
ANKARA-BHA Prof. Dr. Zakir Avşar, "Doğu Usulü Sosyal Demokrasi" başlıklı yazısında özetle şunlara yer verdi: "Bir ülkenin kaderi yalnızca iktidarla değil, muhalefetin kalibresi ve kalitesiyle de şekillenir. Muhalefetin dili, duruşu ve ahlaki çizgisi, toplumun geleceğe dair umutlarını, düşüncelerini, tasavvurlarını da içerir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde mevcut yönetim tavrı-tarzı sadece genel başkanlık makamının değil; partinin, parti kademelerinin, muhalefet geleneğinin nasıl içinin boşaltıldığını da gösteriyor. Her gün karşımıza yeni bir çarpıtma, yeni bir yalan, yeni bir “mış gibi” çıkıyor. Siyaseti hakikatin arayışı olarak değil, algının yönetimi olarak gören bu yaklaşım ne yazık ki kendi tabanlarında o kadar kanıksanmış ki, yalan ile taktik arasındaki çizgi silinmiş durumda. Düne kadar "temiz siyaset" diyenler, bugün yolsuzluk iddialarıyla sarsılan belediye yönetimlerini ve başkanlarını koruma refleksi gösteriyor. Hakkında şaibe olan isimler partide baş tacı ediliyor. Belediye ihalelerine, yolsuzluklara dair iddialar karşısında tek bir iç değerlendirme, eleştiri yapılmıyor. Ortaya çıkan, belgeye ve bilgiye dayalı skandallara yönelik ise kişiler, kurumlar, yargı itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor… Kamusal kaynak ve imkânların kullanımı konusunda açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik, denetim gibi Batılı sosyal demokrasinin temel ilkeleri bir yana bırakılmış durumda. Özel’in şaibeli-sırttan hançerlemeli kurultay sonucu Genel Başkanlığa seçildiğinde, parti tabanı için umut ile kuşku kol kola idi, çünkü “Dibe vurmuş CHP için gelecek ne olacak?” kaygısı hâkimdi…“ İmamoğlu, Yavaş, Kılıçdaroğlu keşmekeşinden nasıl sıyrılacak, kendi izini bırakabilecek mi, koltuğunu sağlama alabilecek mi?” soruları cevap bekliyordu…" YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...Zakir Avşar'ın yazısı, CHP'nin iç dinamiklerini ve Türkiye'deki sosyal demokrasi anlayışını sorgulayan kapsamlı bir analiz sunuyor. Yazıda, partideki yönetim tarzının, şeffaflık eksikliğinin ve yolsuzluk iddialarının, CHP'nin itibarını zedelediği ve toplumdaki güvenini azalttığı belirtiliyor. Avşar, partinin kamusal kaynakların kullanımında hesap verebilirlik ve denetim ilkelerini göz ardı ettiğini savunuyor. Ayrıca, liderlik yarışının ve kurultay süreçlerinin, partideki umut ve kuşku dengesini nasıl etkilediği değerlendiriliyor. Yazının tamamı, CHP'nin geleceği ve Türkiye siyasetindeki rolü hakkında daha derinlemesine bir anlayış sunmak için okunabilir.