Prof. Dr. Zakir Avşar, dijitalleşen dünyada çocukların karşı karşıya kaldığı risklere dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin dijital çağa uyarlanmasının kritik bir adım olduğunu belirten Avşar, bu sayede çocukların çevrimiçi ortamlarda daha güvende olacağını ifade etti. Ailelere, eğitimcilere ve teknoloji şirketlerine büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Avşar, Türkiye'nin bu alanda öncü bir rol üstlendiğini belirtti. Çocukların dijital dünyada hem korunması hem de güçlendirilmesi gerektiğini savunan Avşar'ın açıklamaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu tarihi adımın, çocukların geleceği için umut verici olduğunu söyledi.
ANKARA - BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, sözleşmenin önemine dikkat çekerek, dijital çağda çocukların korunması için bu adımın “tarihi bir gelişme” olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Avşar, dijital teknolojilerin çocukların yaşamında giderek daha fazla yer tuttuğuna işaret ederek, bu alanın hem benzersiz fırsatlar hem de ciddi riskler barındırdığını belirtti.
Avşar, “İnternet, sosyal medya ve çevrim içi oyunlar çocuklara bilgiye erişim, yaratıcılık ve sosyalleşme imkânı sunarken; siber zorbalık, dijital bağımlılık ve mahremiyet ihlali gibi tehditleri de beraberinde getiriyor” dedi.
1989 tarihli BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin, internetin henüz yaygınlaşmadığı bir dönemde hazırlandığını hatırlatan Avşar, yeni sözleşmenin dijital çağın gerekliliklerini karşılamak üzere geliştirildiğini ifade etti.
“Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların çevrim içi ortamlarda güvenliğini sağlamak ve haklarını korumak amacıyla hazırlanmış çok taraflı bir metindir,” diyen Avşar, belgenin yalnızca hukuki değil, toplumsal bir çağrı niteliği taşıdığını vurguladı.
Prof. Dr. Avşar, dijital dünyada çocukları korumanın sadece devletin değil, ailelerin, eğitimcilerin ve teknoloji şirketlerinin ortak sorumluluğu olduğunu belirtti. “Çocukların dijital riskler konusunda bilinçlendirilmesi, ebeveynlerin rehberlik edici bir rol üstlenmesi ve okullarda dijital vatandaşlık eğitiminin müfredata eklenmesi gerekiyor,” dedi.
Avşar, çocukların dijital dünyada yalnızca korunmaları değil, aynı zamanda özgür, yaratıcı ve güçlü bireyler olarak var olabilmelerinin de hedeflenmesi gerektiğini söyledi:
“Dijital dünya, çocuklar için hem özgürleşmenin hem de yeni bağımlılıkların alanıdır. Bu nedenle mesele sadece koruma değil; çocukların dijital ortamda bilinçli, üretken ve güçlü bireyler haline gelmelerini sağlama meselesidir.”
Prof. Dr. Zakir Avşar, Türkiye’nin bu alanda öncü bir adım attığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye’nin küresel ölçekte örnek bir vizyon ortaya koyduğunu gösteriyor. Çocukların dijital dünyada güvenle büyüyebilmeleri için atılan bu adım, sadece hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk çağrısıdır.”
Prof. Dr. Zakir Avşar, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin, çocukların dijital dünyadaki haklarını koruma ve güvenliğini sağlama açısından hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Sözleşmenin, çocukların çevrimiçi ortamlarda karşılaşabileceği siber zorbalık, dijital bağımlılık ve mahremiyet ihlali gibi risklere karşı bir koruma kalkanı oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, ailelerin, okulların ve teknoloji şirketlerinin bu süreçte ortak sorumluluk taşıdığını ve çocukların dijital dünyada bilinçli ve üretken bireyler olarak yetişmelerini sağlamanın önemini dile getirdi. Avşar, Türkiye'nin bu konudaki vizyoner yaklaşımının takdire şayan olduğunu ve atılan adımların küresel ölçekte örnek teşkil edeceğini ifade etti.