Türkiye, deprem felaketinin ardından yürüttüğü konut inşa çalışmalarıyla adeta destan yazıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un ifade ettiği gibi, saatte 23, günde 550 konut üretimi, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir hız. Zakir Avşar'ın bu konudaki açıklamaları, Türkiye'nin afet yönetimi konusundaki başarısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, Türkiye'nin bu emsalsiz başarısının sırrı ne? Afet sonrası yeniden inşa sürecinde toplumsal güven nasıl sağlanıyor? İşte detaylar...
ANKARA - BHA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, “Saatte 23, günde 550 konut üreten bir başka ülke yok” sözlerine dikkat çeken Avşar, “Türkiye’nin bu organizasyon ve icra kabiliyeti, afet sonrası toparlanma literatüründe ender görülen bir örnek teşkil ediyor” dedi.
Prof. Dr. Avşar, afet sonrası yeniden inşa sürecinin yalnızca barınma ihtiyacını karşılamadığını, aynı zamanda toplumsal güveni, dayanışmayı ve aidiyeti güçlendirdiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
Kısa sürede büyük ilerleme: Deprem bölgesinde 300 bini aşkın konutun hak sahiplerine teslim edilmesi, yıl sonuna kadar tüm konutların bitirilmesinin hedeflenmesi olağanüstü bir hızdır.
Uluslararası karşılaştırma: Haiti (2010), Sichuan (2008) ve Kobe (1995) depremleriyle kıyaslandığında, Türkiye’nin başarısı çok daha hızlı, kapsamlı ve kaliteli bir yeniden inşa süreci ortaya koymaktadır.
Build back better yaklaşımı: Tip projeler, zemin etütlerine dayalı planlama ve modern şehircilik ilkeleriyle yapılan konutlar, sadece eskiyi yerine koymak değil, daha güvenli ve dayanıklı şehirler inşa etmek anlamına gelmektedir.
Afet yönetiminde “hız ve kalite dengesinin” önemine işaret eden Avşar, “Türkiye’nin bu başarısı, yalnızca mühendislik ve planlama değil, aynı zamanda kurumsal kapasite ve toplumsal güven inşası açısından da incelenmesi gereken bir vakadır” ifadelerini kullandı.
Zakir Avşar, Türkiye'nin deprem sonrası konut üretim hızının dünyada emsalsiz olduğunu ve bu başarının afet sonrası toparlanma literatüründe ender görülen bir örnek teşkil ettiğini belirtiyor. Avşar, bu sürecin sadece barınma ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, toplumsal güveni, dayanışmayı ve aidiyeti de güçlendirdiğini vurguluyor. Türkiye'nin Haiti, Sichuan ve Kobe depremleriyle kıyaslandığında çok daha hızlı, kapsamlı ve kaliteli bir yeniden inşa süreci ortaya koyduğu belirtilirken, afet yönetiminde hız ve kalite dengesinin önemine dikkat çekiliyor. Avşar, Türkiye'nin bu başarısının, mühendislik ve planlamanın yanı sıra kurumsal kapasite ve toplumsal güven inşası açısından da incelenmesi gereken bir vaka olduğunu ifade ediyor.