Türkiye'nin yöresel lezzetleri Avrupa'da da adından söz ettirmeye devam ediyor! Bursa'nın meşhur kestane şekeri ve Edirne'nin bereketli topraklarında yetişen İpsala pirinci, Avrupa Birliği tarafından tescillenme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Avrupa Komisyonu'nun bu iki ürün için yaptığı tescil başvurusunu uygun bulması, Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerinin uluslararası arenadaki değerini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Muhammed Zeki Durak'ın açıklamalarıyla duyurulan bu gelişme, Türkiye'nin gastronomi turizmine de önemli katkılar sağlayacak. Peki, bu tescil süreci nasıl işleyecek ve Türkiye'nin diğer coğrafi işaretli ürünleri için neler hedefleniyor?
<p><strong>ANKARA-BHA</strong></p>
Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerine Avrupa Birliği’nden bir onay daha geldi. Bursa'nın meşhur kestane şekeri ile Edirne'nin İpsala ilçesinde yetiştirilen pirinç, AB tescili yolunda önemli bir adımı geride bıraktı. Avrupa Komisyonu, her iki ürün için yapılan tescil başvurusunu uygun buldu ve süreci Resmi Gazete’de yayımladı.
<p>Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Muhammed Zeki Durak, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu ürünler, üç aylık itiraz sürecinin tamamlanmasının ardından tescillenecek” bilgisini paylaştı.</p>
<p>Durak, Türkiye’nin AB’de tescilli coğrafi işaret sayısının şu anda 36 olduğunu hatırlatarak, yeni başvurularla bu sayının artırılması ve Türk coğrafi işaretlerinin uluslararası alanda daha görünür kılınması için çalıştıklarını vurguladı. “Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.</p>
Bursa kestane şekeri ve Edirne İpsala pirinci'nin AB tescil başvurularının kabulü, Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerine verilen önemin bir göstergesi. TÜRKPATENT Başkanı Durak'ın açıklamalarına göre, bu ürünler için üç aylık bir itiraz süreci bulunuyor. İtiraz olmaması durumunda, kestane şekeri ve İpsala pirinci resmen AB tescilli ürünler arasına girecek. Bu gelişme, Türkiye'nin AB'deki tescilli coğrafi işaret sayısını 38'e çıkaracak ve Türk ürünlerinin uluslararası alanda daha görünür hale gelmesine katkı sağlayacak. Türkiye, coğrafi işaretli ürünlerinin sayısını artırmak ve bu ürünlerin uluslararası pazarlarda hak ettiği değeri bulması için çalışmalarına devam ediyor.